•7•

709 73 18
                                    

Kar hafif hafif atıştırmaya devam ederken şömineden gelen çıtırtılarla birlikte gecenin belki de en kör saatlerinde bacaklarımı saran battaniyenin sıcaklığında kaybolmuş ve belimde Jongin'in yumuşak elleri, boynumda da onun sıcak nefesiyle kendimi iyice onun dokunuşlarına bırakmışken yüzümdeki gülümsemeye engel olamıyor ve beni böylesine derin hislere sürüklediği için hüngür hüngür ağlamak istiyordum.

Ağlamak istiyordum çünkü onu seviyordum, üzerimde bıraktığı hissi, sıcaklığını, çocuk kalbini, gözlerini, ellerini, parmaklarını, özel olduğuna inandığı ve bir türlü tırnağı uzamayan işaret parmağını, mandalina yerken ısırdığını dudaklarını, her bir saç tutamını, tüm varlığını her şeyiyle seviyordum, ona deliler gibi aşıktım ama bu sözler ona duyduğum ucu bucağı olmayan sevgimi anlatmaya yetmiyordu bile. Hiçbir kelime öbeği kalbimden geçenleri tarif edemiyordu. Seviyor, seviyor ve seviyordum. Bunun bir sonu yok gibiydi ama her seferinde daha çok seviyordum onu, elimde değildi. Jongin, sadece Jongin olduğu için sevilmeyi öylesine hak ediyordu ki tüm bunlara bir dur demek aklıma bile gelmiyordu.

Kışın ne gibi güzellikleri olduğu sorulsa sanırım yalnızca iki cevap verebilir, birincisine Jongin ikincisine de mandalina diyebilirdim. Kar falan pek bir önem arz etmiyordu, pek tabii her yerin beyaza boyanması, kahve tonlarının hakim olduğu kafelerde içilen salep veya sıcak çikolata da öyle. Evet hepsi güzel şeylerdi, içinizi ısıtabilirdi ama yine de hepsi önemsizdi işte gözümde, çünkü tüm güzellik Jongin'deydi, o kışın en güzeliydi. Güzeller güzeli bir kış bebeğiydi.

Aslına bakarsanız sabaha karşı dört civarı daha güneş bile yüzünü dünyaya bahşetmemişken hasta olduğum için karnımı tutarak sızlandığımda karnımı ovan, iyi hissetmem için parmak uçlarımı öpen, ayaklarım bir türlü ısınmadığı için pamuklu çoraplarla peşimden gezen, mandalina için deliren ama beni onlardan daha çok sevdiğini iddia edip avuçlarıma kelebek öpücükler bırakan, yataktan kalkmaya bile üşendiğim zamanlarda saçlarımı tarayan ve bunu üşenmediğim zamanlarda bile tekrarlayan, kirpiklerime kadar seven, dudağımın kenarını öpmeye bayılan, kahvaltı için mızmızlanan, burnumun ucuna öpücükler konduran, kalbimin yerini bana hatırlatan ve daha nicesini yapan bir adamı tek bir mevsime sığdıramazdım ama eh, kış mevsimi için yanına bir mandalina ekleyebilirdim. Bilirsiniz, her akşam şömine önünde parmaklarıma mandalina takmazsa depresyona giriyor ve beni de depresyona sokuyor, deli adamın teki.

"Hala ağrıyor mu?"

Sıcak elleri karnımın üzerinde belli belirsiz yumuşak dokunuşlarla gezerken sorduğunda dudaklarımı birbirine bastırıp mırıldandım. Yine sesine milyonlarca anlam yüklediğim zamanlardan birindeydik ve ben o derin sesinde kaybolup gitmekten kendimi alamıyordum, Jongin'in bana hissettirdiklerini hiçbir zaman tam anlamıyla ifade edemeyecektim.

Kendimi biraz daha ona yaslayıp kısık bir  sesle "Ağrıyor diye ağlarsam daha çok sarar mısın?" diye sordum. Bundan sonra kollarını bana sıkıca sarması, yanılmadığımı bana delicesine haykırırken kapalı gözlerimi sıkarak dudağımı dişledim. Bilirdim, ağlamasam bile sarardı, her zaman olduğu gibi yine sımsıcak kolları çevreme dolandı.

Kolları çevremi sıkıca sarmış, çenesi omzumda yer etmişken bir anlığına derin bir iç çektim. Gözlerim kapalıyken dahi tenimde gezen ellerini tanıyor olmak muazzam bir histi. Jongin'i tanıyor olmak, dokunuşlarına aşina olup kokusunu ayırt edebiliyor olmak eşsiz bir duygu denizinde boğulmama sebep oluyordu.

"Hep böyle kalalım istiyorum." dedim. Her anımızı defalarca kez hafızama kazımak ve kendimi unutsam bile onları unutmamak istiyordum, zihnime ilmek ilmek işleyip söyleyemediklerimi bile anlayabilen bu adamı zihnimin en çıkmaz sokağına kilitlemek istiyordum. "Sanırım gerçekten de bunu istiyorum." diye tekrar ettim, daha kısık bir sesle. Kulağıma dolan gülüşü gecikmemişken gerçekten bunu tüm kalbimle istediğimi bir kez daha fark ettim.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 11, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Tangerine TaleWhere stories live. Discover now