Merhaba. | 14.Bölüm

79 18 13
                                    

Bölümün gelmesi zaman aldı ama söz verdiğim gibi verimli olmasını sağladım.Ayrıca yakın bir zamanda yayınlamayı düşündüğüm ikinci bir hikayem var.Onun üstünde düşünmeye devam ettiğim için,sahip olduğum zamanı ikiye böldüm diyebiliriz.Mektup tarzında,kısa bölümlerden oluşan romantik-dram türünde bir şeyler olacak gibi.Desteklerinizi bekliyor olacağım.Takipte kalın!

Bir hücreymiş gibi hissettiren ¨yabancı¨ odamda saatlerdir birinin gelmesini bekliyordum.Zaman geçmediği için sürekli uyumaya çalışmam psikolojimi daha çok bozuyordu.Ara sıra kontrol etmek için odaya gelen hemşire dışında kimsenin yüzünü görememiştim.Yatağımın hemen yanında duran ayna,bu beklediğim sürede kendim hakkımda düşünmeme sebep oluyordu.

Yara bere içindeki suratım ve,karışık kirli saçlarımla kesinlikle kaçırılmış biri gibi görünüyordum.Direncini iyice kaybetmiş vücudum sarkmaya başlamıştı.Güneş görmeyen suratım dahada beyaz,saçlarım ise olduğundan daha koyu görünüyordu.Canımı sıkan bu görüntüye daha çok bakmak istemediğim için aynanın karşısından ayrıldım ve kapının karşısına oturdum.

Bakmaktan bıktığım noktalar dışında daha önce görmediğim şeyler arıyordum.Dizlerimi karnıma doğru çekip gözlerimi kapadığım sırada kapı açıldı.

¨Üzgünüm.¨ dedi kapı aralığından içeri girmeye çalışan Mete.

Kafamı kaldırdım ve zorla olsada gülümsedim.Elimdeki buruşmuş not defterine, ¨Sorun yok.¨ yazdım.

¨Buraya girebilmek için en doğru zamanı kolluyorum inan.¨ dedi elindeki çilekli sütü bana uzatırken.

Çilekli sütü sevdiğim için hemen kaptım.Pipeti hızla batırıp içmeye başladığımda Mete gülümseyerek beni izlemeye başladı.Bir orman kaçkını gibi göründüğümü bildiğim için,biraz daha nazik olabilmek adına sırtımı dikleştirdim ve sütü sakince içmeye devam ettim.

¨Okuman için birkaç kitap getirdim.¨ dedi başucuma elindekileri koyarken.

Kitaplara göz gezdirdiğimde hepsinin kişisel gelişim kitabı olduğunu gördüm.Kaşlarımı çattım ve bi tanesini alıp incelemeye başladım.

¨Ne? Sevmez misin?¨ dedi suratıma merakla bakarken.

Kafamı hayır anlamında iki yana salladım.

Dudağını büktü ve başını eğdi. ¨Annen bir psikolog olduğu için sanırım.¨

Deftere, ¨Hakkımda her şeyi biliyor olman sinir bozucu.Ama ben seni tanımıyorum bile.¨ yazdım.

Parıldayan gözleriyle bana döndü. ¨Tanıyabilirsin.¨

Mete,yatağımda daha çok yayılmaya başlayınca biraz uzaklaştım.O yerinde durmak bilmeyen vücudu yüzünden sürekli farkında olmadan bana temas ediyordu.Anlaması için sürekli ondan kaçsamda bunu istemeden yaptığını düşünüp dile getirmiyordum.

Onu dinlemek için kendimi zorlasamda kafamda başka düşünceler vardı.Sabit bir yere dalıp gitmiş olmamdan anlamış olmalı ki, ¨İyi görünmüyorsun.Hemşireyi çağırmamı ister misin?¨ dedi.

Başımı hayır anlamında salladım ve kafamı mahçup bir şekilde eğip gülümsedim.Elimdeki deftere, ¨Özür dilerim.Sanırım bir şeylere odaklanma sorunu yaşıyorum.¨ yazdım.

¨Sorun değil.Duşa gir ve biraz rahatla.Ben dışarıda olacağım.Akşam tekrar görüşürüz.¨ dedi ve kalktı.

Tam odadan çıkmak üzereyken geri döndü.Kısık sesle, ¨Seni buradan çıkarmak için yol bulmaya çalışıyorum.¨ dedi.

Umutsuzluğa düşmüş suratımı gördüğünde biraz daha yaklaştı ve omzuma dokundu.Korkuyla geri çekildiğimde ¨Afedersin.¨ dedi ve havada kalmış elini yumruk yapıp geri indirdi.

MUAFDär berättelser lever. Upptäck nu