2

118 19 6
                                    

Odama geldiğimde hızla kapıyı kapattım. Olduğum yerde gözlerimi kapatıp birkaç dakika nefes aldıktan sonra masamın üzerinde duran saksıyı hızla elime alarak piyanoma doğru yürüdüm. Sert bir şekilde piyanonun tuşlarına vurmaya başladım.  Her vuruşumda kaba nota sesleri etrafa haykırıyordu sanki. Daha sert vurmaya başladım. Piyanomun bazı tuşları çoktan kırılmıştı. Kendimi öyle kaybetmiştim ki Sam'in kolumdan tutmasıyla irkildim. Elimdeki saksıyı yere atmaya çalışıyordu ama ben bırakmıyordum. En sonunda vazgeçerek ellerimi saksıdan çektim. Sam saksının yerde paramparça olmasını umursamayarak bana sarıldı. Başımı küçük kardeşimin göğsünde hissettiğimde bacaklarımı serbest bırakarak yere çöktüm. Oda benimle birlikte yere çöktü. Sam kollarıyla daha sıkı sardı beni. Ben ise içimdeki nefret ve acıyla ağlamaya başladım. Bu ağlamanın sinirden mi acıdan mı olduğunu çözemiyordum.

"Dean, dean sakin ol."
"Bak ben buradayım, Dean."

Kardeşimi duyuyordum ama konuşamıyordum. İçimdeki her şey öyle yığılmıştı ki boğazıma cümle kuramıyordum.

"S-am ben. Ben bunları yaşamak isteme-dim. İstemedim." dedim boğuk çıkan sesimle.

"Seni anlıyorum, Dean. Ama senden şunu anlamanı istiyorum." diyerek iki kolumdan tuttu. Daha sonra beni karşına getirdi.

"Sen harika bir müzisyen olabilirsin. Bunu biliyorum. Herkes bunu biliyor. Az önce piyanonu darmadağın ettin. O senin en değerli şeyin ve bu durumda ne kadar üzüldüğünü görebiliyorum ama kendi kariyeni silip atma. Senden bunu istiyorum, Dean." dedi ve gözlerimin içine bakmaya başladı.
Bakışlarımı ondan ayırarak arkamı döndüm. Tuşlarının paramparça olduğu piyanoma bakmaya başladım. Evet o benim için değerliydi. Başka zaman bir çizik dahi olmasın diye uğraşırken şimdi kırıl döküktü. Sam'e doğru tekrar döndüm.

"Ben naptım."

"Hey, sakin ol yenisini alabiliriz."

"Sam, ben onu kırmamalıydım. Yapmamalıydım." diyerek hızla ayağa kalktım. Piyanoma doğru yürüdüm. Ben onu incelerken, Sam'de korkuyla bana bakıyordu.

"Dean bunu sorun etme. Yeni bir piyano alırız."

"Her sanatçının iz bıraktığı bir piyanosu vardır, Sam. Ve ben onu kırdım!" dedim. Parmaklarımı kırılan yerlerin üstünde gezdirdim. Gözlerim yeniden dolmaya başlıyordu. Sam yanıma yanaştı.

"Dean. Sorun değil. Eğer yeni piyano istemiyorsan en azından tuşlarını değiştiririz. Olur mu?" diye sordu. Acı bir gülümseme ile ona doğru döndüm.

 Acı bir gülümseme ile ona doğru döndüm

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bir kez daha ona sarıldım. Beni ayakta tutan tek şey oydu. Her zaman yanımda olan, teselliler veren, kendimden biri, kendi canımdan biri. İnsan kendi canından birini sevmez mi?

Geri çekildiğimizde gülerek, "Olur." dedim.


Okuduğunuz için tişikürler <3
Yorum yaparsanız çok mutlu olurum :3 ^^

Bölümün kısa geldiğinin farkındayım ama yoğunluktan uzun yazmaya vaktim olmuyor :( Bir dahaki bölümü uzun yazmayı düşünüyorum. Bu arada her şey karşılıklı JackleslovesDmitri hello darling *-* <3 hikayesini okuyun bence çünkü çok hoş , hadi uzatmadan kaçıyım ben.

You can't forget me // Destiel AUWhere stories live. Discover now