1. Bölüm

73 11 50
                                    

Berbat geçen bir günün ardından evde mal mal oturuyodum  öyle boş boş.

Mutfağa doğru giderken kapı ziliyle yerimde sıçradım. Bu ne aq.
Kapıyı açtığımda Atakan'ı görmemle kapıyı geri kapatmaya çalıştım. Tam kapatıcakken benden önce davranıp kapıyı durdurdu. "Yaa Atakan konuşmucam işte depresyondayım. Gider misin artık?" Kapıyı kapatmaya çalışıyodum ama yok.

İçeriye geçip kapıyı kapattı. "Ya Atakan görmek istemiyorum kimseyi gider misin artık? Depresyondayım ve çıkmamaya kararlıyım." Diye anırdım. Evet bildiğiniz anırdım la.

Bunun gitmeyeceği kesindi onun için bende koltuğa geçip kucağımada yastığı aldım. Yanımda duran üç paket cipside kaseye döktükten sonra yemeye başladım. İçecek olarakda limonata aldıktan sonrada çikolata kutusunu açtım. Deprosyondayken ben canlarım.

Atakan "Oha deve. Bunların hepsini daha dün hiç bi yemek yemeyen ayrıca yediklerinide çıkaran Ayla'mı yicek?" Ağzıma bi avuç cips atarak "avat Atakan ban yacam" hadi ama kabul edin çok iyi konuştum.

"Kızım sen depresyona girme ya bu ne? İnsanlığımdan utandım. Kalk hadi arkadaşlarla buluşucaz." Demesiyle bir kase daha doğrusu hayvan gibi cips dolu kabı Atakan'ın surata fırlattım. Limonatayıda tam yutamadan nefes boruma kaçırdım. Ben öksürmeye başlarken Atakan'da cips kıtlığından çıkmış gibi başından aşşağıya dökülen cipsleri yemekle meşguldü. Bu çocuk mu bana az önce insanlığımdan utandım diyodu. Iyyyy. Tiksindirici.

Neyse ben en son öksürmekten ölüyodum gençler Atakan beni sonradan farkedicek olmalıki yanıma koşarak geldi. Sanki kum torbasına vururmuş gibi sırtımı yumruklamaya başladı. En son bi kere daha yumrukladığında ben yerdeydim Atakan da dengesini kaybedip üstüme düşmüştü.

"Kemiklerimi kırdın yaa. Kalk üstümden." Üstümden kalkmasıyla bende kalkıp üstümü düzelttim. Atakan'ın son dediği aklıma gelince koşarak odama gittim kapıyıda kapattıktan sonra bağırarak "Ben evden dışarıya çıkmıyorum. Siz nereye giderseniz gidin. O rezilliğimden sonra ben okuluda bırakma kararı aldım. Dışardan okucam. Sonrada evde kalıp doğmamış çocuklarımın hayaliyle yaşıcam. Belkide ölürüm. Neyse işte ben gelmiyorum." Dedikten sonra onu duymamak için telefonumdan Manu'nun söylediği şarkılardan birisine basıp son ses açtım. Bende eşlik edeken bi yandanda resimlerimin olduğu dolabı açtım.

Resim malzemelerimle birlikte saçımıda topuz yaptıktan sonra çiziceğim resmin konusunu düşünmeye çalıştım. "Alya şu odadan çabuk çıkıyosun ve benimle birlikte geliyosun. Bi kere daha demicem."

"Hayır yaa. Gelmicem işte rezil oldum tüm okula zaten. Siz gidin benim yerimede gezin."

"O rezilliği herkesin unutmasını istiyosan benimle gelip gidiceğimiz yerde şarkı söylemen gerek. Çabuk giyin 10 dakika sonra hazır olup kapıda olmassan almadan giderim." Dedikleriyle şok olurken çabucak kapıyı açtım. Gitmişti odun. Şarkımı söylücektim ben şimdi? Sahnede giyebiliceğim kıyafetlerimi hazırladıktan sonra hızlıca yüzüme fondaten sürdüm. Gözlerime rimel sürdükten sonra hafif allıkta yaptıktan sonra belime uzanan saçlarımı bi kere tarayarak dizlerimin bir karış üstünde biten deri siyah etek ve siyah badi giydim. Siyah deri ceketimide aldıktan sonra siyak converselerimide alıp çantamı omzuma taktım. Aynada kendime baktığımda siyahın ve beyaz tenimin tam bir uyum içinde olduğunu gördüm. Sarıya yakın saçlarımda bu görüntüye ayrı bi hoşluk katıyodu. Bu kadar egonun yeterli olduğunu düşünüp kapıya çıktım.

Atakan'ı arabada beklerken görünce kapıyı açıp öne oturdum. "Yaşınız tutmuyo hanfendi isyerseniz arkaya oturun." Diyip bide pis pis sırıtınca "Ehliyetinin bile olmadığını ve zeka yaşınızın buna izin vermediğini bir trafikçi amcaya dersem  yaşım o zaman tutar belki Atakan'cığım ne dersin?"

"Of tamam ya. Bi sus kızım. Evde kalıcaksın böyle gidersen."

"Kimse almassa seni zorla aldırtırtırım canım." Göz kırpıp deri koltukta daha güzel bi konuma yerleştim.

Çantamdan telefonumu çıkartıp internete girdim. Mesaj gelmişmi diye baktım ama her gün 20 kere bakıp hiç bi mesajın gelmediğini görmemle yine içimden bir 'ah' geçirdim. Bu ne mk. Arayan soran yok.

Şarkı söylüceğim mekana geldiğimizde arabadan havalı bi inişle kulaklığımı taktım. Mekanın dışına baktığımda buranın bi alışveriş merkezi olduğunu gördüm. Ne yani kandırılmış mıydım. "Atakan sen benle dalgamı geçiyosun yaaa. Burda şarkı söylücek halim yok." Sesimin biraz yüksek çıktığına aldırmadan cevap  bekledim.

"Bu ses ne aq. Burda söylemiceksin zaten. Zemin kattaki sahnede bizim okulun tanındıkları seni bekliyo. Toplandılar." Ha tamam diye mırıldanmalar çıkartarak alışveriş merkezinin girişine geldik. Aşşağı kata indiğimizde iki kırmızı derili kapıdan içeri girdik.

Okulun yarısının burda olduğunu görmemle gözlerim fal taşı gibi açıldı. Ne yani? Herkes gelmişmiydi?

Kalp çarpıntılarımın normalin üstüne çıkmasıyla geri dönme fikrine uyarak tam kapıdan çıkıcakken Atakan'a çarptım. "Sakın kaçmayı deneme küçük hanım bu şarkı söylenilicek."

Merdivenlerden çıkarak sahneye geldiğimde mikrofonu elime aldım. Arkadan melodi gelmeye başlayınca şarkıya başladım. Şarkıya söylerken bi yandan gözlerimi kapatıp şarkının sözlerini düşünüyo bi yandanda hafif dans ediyodum. Saçlarımın uzun olmasını şarkı söylerken çok seviyodum çünkü dans ederken yana savruluşları ve kolumun dirseklerine çarpması hoşuma gidiyodu.

Şarkımın bitmesiyle gözlerimi araladığımda sahnedeki herkes beni alkışlamaya başladı. Sahneden inerken omzuma çarpan birisi sayesinde dengemi kaybetip yine tam düşücekken belimden bi kol buna engel oldu. Kim olduğuna baktığımda gözlerimi kırpıştırarak yine baktım. Oydu işteeee. Dünkü beni kucağında taşıyan çocuk.

"Kurtulamıcak mıyım ben senden? Hem dün öyle bi insan yere fırlatılırmı? Özürlü mahlukat!" Diye cırladığımda elini ağzıma götürdü. "Sus Allahın belası sus. Bu ses ne ya. Sahnedeki şarkıdan sonra bu ses çok koydu aq."

Ne yani? Sesimi güzel mi bulmuştu? :p inanmıyom ya. Beni tınmayarak sahneye çıktı. Bense orda mal mal kalmıştım. Beni takmadı. Gıcık şey ne olcak.

Merdivenkeri inip Atakan'ın yanına geldim. Tam o sırada benimle yan şarkısının melodisini duydum. Bu neydi şimdi? Hemen arkama dönmemle sahnede o çucuğu görmem bir oldu.

"Geri gelecek misin
Günahım neyse onu bilerek
Sevebilecek misin nefret gibi beni yoksa orda kal bebeğim belkide sana göre değilim..."

Tanıtımdan sonraki ilk bölümüm. Umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyorum votelemeyi unutmayınnnn:)

BAĞIMLIWhere stories live. Discover now