Üzdün beni Yaz

17 0 0
                                    

Bahar bitmiş yazın gelmesiyle uzak sandığımız ormanlara pınarlara derelere rengarenk meralara artık erişme vakti gelmişti.
Sabahın çok erken saatleri kalkmış horozların sabaha karşı ilk saatlerinde bizi uyandırmasıyla azcık üşümüş ama yinede çocukça maceralar bulabileciğimiz kendi dünyamızda yaşattığımız hayali kahramanları olan köyümüzden uzaklara kardeşim dedem ve ben hayvanlarımızı beslemek için yollara koyulmuştuk.
Her geçtiğimiz ağaç yol ve araziler bizi heycanlandırıyor bir taraftanda hayvanlarımızı kontrol etmek için dedemizin komutlarına ve bizi yönlendirmelerini dinliyorduk.En sonunda bize ait olan çevresi ormanlarla kaplı meramıza hayvanlarımızı getirmiş bir taraftanda çevre keşfi yapıp hayali kahramanlarımızın nerelerde olabileceğinin heycanı içinde yeni dünyamızı merakımızla birlikte okuyorduk sanki.
Bu yeni maceralı hayatımız hemen hemen hergün kendini yeniliyor sabah erken saatlerde başlayan yolculuğumuz akşam geç saatlerde köye dönmemiz ve hayvanlarımızı yerlerine yerleştirmek ve gün boyu biriktirdikleri sütleri annem ve babamın ellerinde evimize ulaşmasını izliyorduk.Gün boyu yaşadıklarımızı öğrendiğimiz yerleri canlıları onlara anlatıyor ve onların bize hikaye tadındaki sohpetlerini dinliyorduk.
Büyük ağaçların arkalarındaki hiçbir zaman bulamayacağımız kahramanlarımızın köylerini akan derelerin içinde çok büyük sandığımız balıkları devasa canavarları bir sonraki gün belki görebiliriz hayaliyle uyuyorduk.Yeni şeyler öğrenmek çok güzeldi tertemiz su içilen pınarları topraktan çıkan suyun sihrini,çeşitli çekirgeleri,katil karınca yuvalarını,pelit yiyen sincapları yabani mantarları toplayıp közde peynir eritmeyi mantar pişirmeyi....
Muhteşem bişey çocuk olmak hele birde komşularında çokcukları aynı bizim gibi yakınlarımızda yada bulunduğumuz meralarda ise.Gün boyu beraber oynayıp köye dönüldüğünde yarının planlarını yapmak ve hayalleri ortaklaştırmak...
Temmuz sabahıydı tertemizdi annem babam ve küçük kardeşim tarlaya gidecek bizde kardeşim ve dedemle hayvanlarımızı otlatmak için köyden ayrılacaktık.Aramızda mesafe uzaktı yürüyerek bir yetişkin ancak 2 saat gibi bir sürede gidebilir bir mesafeydi.
Kardeşim ve ben bize öğretilen şekliyle mantar toplamak için dedeme söyledik izin aldıktan sonra hemen meramızın yanında bulunan meşe ağaçlarının yoğun olduğu korulukta dedemin sesi mesafesinde mantar topluyorduk.
Öğlen olduğunda çalı çırpı toplamış dedemin yaktığı ateşte temiz ağaç cubuklarımızda ekmek kızartıyor mantar közlüyor peynir eritiyorduk.Hayvanlarımız sakindi öğlen dinlencesinde ben sakız çiğniyolar sandığım meğerse büyüdüğümde öğrendiğim geviş getirmelerini yapıyorlardı.Ateşin etrafında yemeğimizi yemeye henüz başlamaıştıkki dedem kalkıp braz önce mantar topladığımız korulukta bir adamla konuşuyor onun ağlamalarına karşılık korkma oğlum diyordu.
Adam başında şapka elinde kanlı bir orak ve çok üstüme geldiler baba die ağlıyordu.Sonra ikisi birden bize yaklaştılar ve ağlayan adam babamdı...Şaşkındım anlamıyordum ne olmuştu ölüm neydi.
Dedem birşeyler söyleyip babamı ormanın içinde bir yöne yolladı.Giderken bizi öptü sonkez görmüşüm anlayamamıştım.Sonra dedem bize dönüp önce ateşi dağıttıktan sonra kardeşimi de alıp hayvanları köyün yakınlarında bulunan çitlerle çevrili arazimize götürmemizi ve oradan evimize gitmemizi tembihledi.Dağılan mantarlar ateş babam kan şaşkınlığımız korkularımız anlamamıştım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 14, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Büyümüş Olan ÇocukluğumWhere stories live. Discover now