Eight💫

46 2 0
                                    

Bölüm şarkısı: One Direction - 18

°•°•°•°•

Gözlerime vuran güneş ışınları ile değil cama sertçe yapışan yağmur damlalarının sesi ile uyandım. Kafamı biraz kaldırdığımda onun yanında olduğumu fark ettim. Onun kolları arasında, güvende. Yüzümde oluşan hafif tebessüm ile yüzünü incelemeye başladım. Uyurken hafif aralık ağzı, biraz çatılmış kaşları, uzun kirpiklerinin belirginleşmiş elmacık kemiklerine değmiş olan görüntüsü ile fazla masum görünüyordu. Sırıtarak yanağına uzandım ve küçük bir buse kondurdum, ardından çok istemesem de sıcak kolları arasından çıktım ve ayağı kalktım.

Üstümde hâlâ onun kıyafetleri vardı. Aynada onun için kısa kollu olan ama benim dirseklerime gelen asker yeşili tişörtüne ve ayaklarımın görünmesini engelleyen gri pijamasına baktım. Dişlerimi gösteren bir gülüş ile salak gibi ellerimi kaldırıp havada salladım ve birkaç kere kendi etrafımda parmak uçlarım ile zıplayarak döndüm. Birkaç dakika bu amacı olmayan ama varsa bile benim bilmediğim hareketi yaptıktan sonra aşağı indim.

Mutfağa girip su içtim. Ardından dolabı açtım ve yaklaşık 15 dakika boyunca Zayn'e güzel bir kahvaltı hazırladım. İşim bitince ellerimi belime koyup bilmiş bir gülümseme ile yeni şaheserim olarak adlandırdığım kahvaltı masasına baktım. Muhteşem olmuştu. Çantama doğru zıpladım. Çantamdan telefonumu çıkardım ve arama ya da mesajlara baktım 5 yeni mesaj yazısına tıkladım.

GÖNDEREN : Müko Ev Arkadaşım *MEA kısaltması, bu kişi Taylor oluyor.*

MEA: Emily nerede kaldın?

MEA: Huhu!

MEA: Sana diyorum beni meraklandırıyorsun ?!

MEA: Başına bir şey mi geldi kızım yazsana hani "20 dakika sonra evde olacağım" demiştin.

MEA: Cevap ver!
(03:47)

Emily: Kanka iyiyim, sakin ol sorun yok başıma da bir şey gelmedi sadece bir arkadaşımda kaldım ve sana haber vermeyi unuttum.

Emily: 20 dakika dediğimi hatırlıyorum ama işler çok farklı gelişti umarım eve gelince beni öldürmezsin ya da beni bahçeye gömmeye o da olmadı kafamı asfalta sürtmeye falan kalkmazsın.

Emily: Seni seviyorum ^^.
(12:24)

Mesajlardan çıktım ve saate baktım 12:24 uf Zayn'in de ne biçim uykusu varmış.

Gerçi o küçükken de böyleydi.

Aklıma küçüklüğümüzün gelmesi ile yüzümün düşmesine engel olamadım. Al işte! Yine gözlerim dolmuştu! Tüm moralim kaçmıştı, büyük ihtimalle de tüm gün böyle olacaktım.  Merdivenden gelen sesler ile gözlerimi sildim. Zayn'in beni görmesi ile uzun ve büyük bir "oh" çekmesi bir oldu.

"Gittin sandım."

"Gitmedim, sadece kahvaltı hazırlamak için aşağı inmiştim."

Yüzünde ufak bir tebessüm oluştu.

"Küçükken... kahvaltı hazırlamak için sandalyelere çıkar ve mutfağı birbirine katardık. Annemler dağınıklığı görünce bana çok kızmışlardı, hatta beni neredeyse döveceklerken sen önüme geçmiş ve beni savunmuştun. Sonra birlikte ceza almıştık."

Sessiz bir kahkaha attık. Ardından hüzünlü bir ortam.

"Hadi kahvaltı yapalım."

Sadece başımı salladım ve mutfağa geçtik.

"Ben böyle harika bir sofranın beni beklediğini bilseydim bu kadar geç kalkar mıydım hiç?" dedi ve kahkaha attı. Ufak bir gülümseme ile karşılık verdim.

Sandalyelere oturup yemeye başladık. Gözü sürekli bendeydi. Bir saniye bile gözünü kırpmadan beni izliyordu. Bende kahvaltı yapmaya çalışıyordum.

"Beni neden bıraktın? Gerçekten aşkın yüzünden korktun mu, yoksa beni hiç sevmedin mi?" dedim bir anda. Yüzü saniyesinde düştü.

"Nereden çıktı bu şimdi? Sana söyledim, her şeyi anlattım."

"Anlamıyorsun Zayn. Hiç bir boktan haberin yok!" Elimdeki çatalı sertçe tabağa fırlattım. Bu konu bugün bitecekti. Herkes ifadesini verecek, suçlu ortaya çıkacaktı.

"Sevmedin değil mi hiç beni? Yıllarca bir kırıntı bile sevmedin. Arkadaş olarak bile. Çocuk olduğun için sadece seninle oyun oynuyorduk. Dün gece söylediğin hiçbir şey doğru değildi değil mi? Söyle! "Yalandı" de! "Seni hiç sevmedim, arkadaş olarak bile" de!" Hışımla ayağı kalktım. Benimle o da ayağı kalktı.

"Demeyeceğim çünkü hepsi doğruydu Emily! Seni sevdim! Kendimi bildim bileli sevdim! Ayrıca o yıllar sadece senin için zor geçmedi duyuyor musun beni?! Evet belki seni bıraktım ama ben senin yanında kalbimin diğer yarısını da bıraktım! Neden bana inanmıyorsun?!"

Elimle sahte bir alkış yaptım.

"Bravo! Gerçekten bravo! Neredeyse kanacağım sana! Beni terk eden sendin, ama şimdi acı çeken kişi de sen oluyorsun? Hem suçlu, hem güçlü hesabı yani."

Ona doğru yaklaştım. Her bir hareketimi dikkatle izledi.
İşaret parmağım ile göğsüne birkaç kez vurdum.

"Sen..." dedim.
"Sen Malik. Benim acımın şu kadarını bile yaşamadın" diğer elimde işaret ve baş parmağımın uçlarını birbirine birleştirip bastırdım.

"Nasıl bir his biliyor musun bu? Hüzün dolu. Acınası. Yalnızlık hissi bedenini ele almış. Kendini boşlukta gibi hissediyorsun ve bu boşlukta ne tarafa dönsen kalp kırıklıkları var. Ben, yıllarca koştum senden kaçmak için. Senin anılarından kaçmak için. Koştum. Koştum. Koştum. Sonra bir gün durdum ve arkama baktım. Bir arpa boyu yol..."

"..sen bunları yaşadın mı? Söyle yaşadın mı? Hiç sanmıyorum."

Çantamı aldım ve üstümdeki kıyafetleri umursamadan montumu giyinip kendimi dışarı attım. Yağmur damlaları anında bedenimi esir alırken insanların bakışlarını düşünmedim ve göz yaşlarımı serbest bıraktım.

×××××××××

Sizce kim haklı?

I want vote comment and follow me.

History | Zayn Malik {Tamamlandı.}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin