"Oğlummmm benim evladım benimmm ne yaptılar sana kıyamam oğlum aslanım koçum?!?!?!"

Abartılı bir biçimde gözlerini devirdin. Çalışma alanına geldiğinizden bu yana Jin' in arabasına sarılarak ağıt yakmasını dinliyordun.

Neden mi?

Arabanın kaputunun üzerinde küçük bir çizik var diye!

Ayrıca bu çizik o kadar küçüktü ki Jin büyüteciyle dedektif gibi arabanın her tarafını incelemese onun orda olduğunu fark etmezdi bile.

Ama gel gelelim ki Jin biricik arabasını oğlu yerine koyduğu için en ufak bir şeyde kıyameti kopartıyordu.

Bu sefer bardağı taşıran son damla olmuştu. Hayır yani kim bir arabaya çocuğu gibi davranırdı ki? Sonuçta bir metal parçasıydı.

"ŞŞşşt! Oğlum duyacak! Denir mi öyle!"

Fark etmeden son cümleyi dışından söylemiştin. Gözlerini kısarak arabanın kaputuna boylu boyunca sarılmış Jin'e baktın.

"Eğer oğlumuz olduğunda onu bu kadar sevmezsen benden çekeceğin var Jin!

Dediğin şeyle Jin kafasını yasladığı arabanın kaputundan kaldırarak sana şaşkın bakışlar atmaya başladı.

"Ne yani oğlumuz mu olacak?"

Yüzünde dehşet dolu bir ifade belirdi.

"Jin saçmalama istersen ben onu örnek olarak şeyettiydim."

Jin saçma sapan açıklamaya çalışmalarına kahkahayı basınca sen de ona katıldın.

Jin arabaya pardon biricik aslanı koçu oğluşuna sarılmayı bırakıp gülerek arabaya bindiğinde sen de mecbur arabaya bindin.

Başka insanların da olduğu çalışma alanına geldiğinizde arabada çalan müziği kapattı ve sanki çok önemli bir sır veriyormuş gibi çiddiyetle konuştu.

"Direkiyona geç."

Derin bir nefes alıp ellerini direksiyona yerleştirdiğinde Jin de arabanın arakasından dolaşıp yanına gelmişti.

Jin de oturup emniyet kemerini bağladığında milyon kez Jin'den gördüğün gibi anahtarı çevirdin ve ardından arabanın çalışmasıyla zaferle sırıtarak ona döndün.

Senin sırıtmana karşın o da sırıttı.

"Aferin benim meleğimeee. Tamam şimdi yavaşça el frenini indir."

Dediğini yapıp el frenini indirince arabanın yavaşça ileri doğru hareket ettiğini hissettin.

BTS İLE HAYAL ETWhere stories live. Discover now