Yasak aşk..

2. Bölüm

Yazı hatalarım çok biliyorum ama benim türkçem çokta iyi değil, bu yüzden özür dilerim:)

Evet... Aman allahım oydu. Peki ben niye bu kadar heyecanlandım ki?? Saçmalama seren kendine gel!!

"Hayır cidden çok özür dilerim, aslında adetim değildir okulun içinde top oynamak ama işte şanssızlık sana denk geldi" dedi.

Allahım salak mı bu çocuk ya. Neymiş efendim adeti değilmis. Bana denk gelmişmişde felanda filanda. Hiç uğraşamicam valla. Zaten kafam donk donk diye ötüyor.

"Herneyse" dedim soğukça.

Yüzüne bakmadan yanından geçip gittim. Oda hiçbirşey demedi. Sınıfa doğru yürüdüm. Haha tam tamına 20 dakika oyalanmıssım lavobada. Hoca birşey demesse yine iyi.

Sonunda ders bittiğinde iptal olmuştum. Cidden bütün enerjimi aldı benden. Hemen yurda gidip ilk işim yorganımın altına girip derin bir uyku çekecektim. Okuldan çıktığımda kızlarla kapının önünde biraz laflayıp gülüşmüştük. Bahar yine heyecanla birşeyler geveliyordu.

"Ne diyorsun kızım yaa, bir susmadın yemin ederim hayy mustafa kadar başına taş düşsün emiiii" dedi zerin.

Zerin gerçekten çok katı biriydi. Biz onun bu halini alışmıştık o yüzden aldırmıyorduk dediği laflara.

"Ama baksana zerin, bir insana motor bu kadar mı yakışır" dedi bahar bir yöne bakarak. Baktığı yöne bende baktım. Bazen gerçekten çok meraklı olabiliyordum. Lanet olsun, bakmaz olaydım. Tam ben baktım ki oda bizim tarafa baktı, ve ne yalan söyleyeyim çok şehvetli görünüyordu motorun üzerinde. Simsiyah bir motor, kawasaki spor bir modeldi. Motor'a merakım vardır bu yüzden biraz bilgim vardır. Kendine gel Seren. Bana bakıp çarpık bir gülümseyle göz kırptı. Hayır hayır hayır gerizekalı naptın sen bahar'ın yanında! İfadesiz yüzümle kafamı çevirdim ve tabi şaşkın ağzı açık şekilde bahar'ın bana bakmasını izledim.

"Ne oluyor seren" dedi bahar.

Ooff . Sen şimdi gelde buna laf anlat.
Gözlerimi devirdim. Ben yavaş yavaş Bahar'dan gıcıklanmaya mı başladım yoksa. Neyse herşeyi anlattım.

"Seren inanamıyorum sana! Oğlan restmen senden özür diliyor sende herneyse deyip geçiştiriyorsun"dedi.

"Ne diyecem Bahar sence? Çok teşşekür ederim topu kafam attığın için mi diyecektim, herneyse deyip geçiştirdim işte" dedim.

"Yazıklar olsun İnsan bir arkadaşını düşünür, der ki ahh ben belki oğlanla konuşarak aralarını yapardım ama nerdeee" dedi Bahar.

"Gerçekten saçmaladın"dedim.

Suratını asıp gitti Bahar. Hemen arkasından zerinle şirinde gitti zaten. "Yurtta görüsürüz" diye bağırdı şirin. Bende geri el salladım. Ama gerçekten saçmalamıştı. Saçmaladığını anlayınca gelip özür diler zaten. En iyisi kendi haline bırakmaktı Baharı.

Arzu'da nerde kaldıysa ,hergün böyle illa geç kalcak yani illa bekletecek ya. Artık yavaş yavaş herkez dağılıp gidiyordu okulun önünden. Çok az sayılı kişi kalmıştı. Eğer arzu 2 dakika içinde gelmesse otobüsü kaçıracaktık. Ve tam bir saat bir dahaki otobüsü bekleyecektik.

Arzu koşarak bana doğru geliyordu. Nefes nefese kalmıştı.

"Ne oldu arzu" dedim telaşla.

"Yok birşey telaşlanma hemen, benim âcil bir işim çıktı Seren sen bekleme beni git yurda ve orda görüşürüz"dedi Arzu.

"Ya ne olduğunu anlatacak mısın" dedim yine arzu'ya.

"Merak etme canım anlatacağım akşam sana, sen git şimdi hadi öptüm" dedi arzu.

Ve bana bir şey demeye şans vermeden arkasını dönüp gitti. Ve banada yalnız otobüs durağıma yürümek kaldı. Zaten havada karanmıştı.

Allah kahretmesin otobüsü kaçırdım. Şimdi birde bir saat otobüs mü bekleyecektim. Zaten hava karandı ve buz gibi. Ya hayır olamaz bir tek yağmur eksikti. Yurda varana kadar kesin sırılsıklam olucam. Bende zaten şans olsa neyse isyan etmeyim. Kendime söylenip dururken önümden bir motor geçti. Ve bana bakıp durduğunu gördüm. Valla korkmadım desem yalan olur. Akşam vakti hava karanmış ıssız sokakta otobüs bekliyorum. Hayır yani öbür tarafta olsaydı yurdum ,başka yerde bekleseydim otobüsü herkez gibi. Niye illa benim yurdum ters tarafa düşecek ki. Ters tarafa düşüp okulda biraz mesafeli yerde, durakta bekliyordum. Şanssızım işte arkadaş. Eyvahh motor'daki bana mı sesleniyor. Hemen elimi çantama atıp içinden bibergazımı çıkarttım. Ne olur ne olmaz yani demi. Cevap vermeyip başka tarafa baktım. Allahım ne olur gitsin ne olur gitsin diye içimden dua ederken oğlan motordan inmiş bana doğru yürüyordu. Ooff napıcam ben yaa bayağa tedirgin oldum. Hepsi arzu'nun yüzünden. Beklesin bakayım akşam sorcam hesabını ondan. O zamana kadar yaşarsam tabi. Saçmalama Seren kendine gel toparlan bakalım. Elimde sıkıca tutuyordum bibergazımı eğer bir yanlış hareket yapsın hemen harekete geçecektim. Yanıma gelip kaskını çıkardığında kısa bir şaşkınlık geçirsemde hemen toparladim kendimi.

" ohoooo ayağına kadar getiriyor hanımefendi, iki saatten beri sana sesleniyorum niye bakmıyorsun" dedi Mustafa.

"Tanımadığım insanlarla konuşmam" dedim soğukca.

"Valla özür borçlu olmasam kılımı bile kıpırdatmam ya hadi yine şanslısın" dedi.

Ukala, salak, gerizekali kendini ne zannediyorsa. Kılını bile kıpırdatmazmış. Hı çokta tınn. Cevap vermeye bile tenezzül etmedim.

"Hadi gel sırılsıklam olucaksın, seni evine bırakayım" dedi.

"Gerek yok" dedim.

"Nazını çekemem senin, geliyormusun gelmiyormusun"dedi.

Uyuz işte. Yakışıklı olabilir belki ama kibarlık konusunda sıfır. Evet koca bir sıfır.

"Gelmiyorum" dedim inatla.

"İyi kendin bilirsin, şurdan gelen ayaz sarhoşlarada yem olursun artık karışmam"dedi.

Döndüğü yere dönüp baktığımda gerçekten bir grup ayaz sarhoş bu tarafa doğru geliyordu. Mustafa kaskını takıp tekrar motor'a doğru yürüyordu. Ben napıcam ya. Şimdi burda kalırsam kesin şu ayazlara yem olcaktım. Bundan emindim. Ama mustafayla gidersemde inadıma yenik düşecektim. Oooooooooffff.
Neyse şu durumdan bir kurtulayım bir daha muhatap olmayacaktım Mustafayla. İstesemde olamazdım zaten. Mustafa motor'unu çalıştırmıştı.

"Tamam, dur bekle geliyorum"dedim.