1. Bölüm

26K 129 14
                                    

Nefret ediyordum okuldan yaa. Hay şu okulu icat edenin varya.. Neyse yaa ooff. Yine saf saf oturup ders dinliyordum. Hoca'da öyle bir anlatıyor ki ninni söylermiş gibi. Tam uykuya dalıyordum ki sağolsun su öyle bir dürtükledi ki mübarek tavana yapışıyordum. Su benim sınıftaki en iyi arkadaşım.

"Napıyorsun yaaa" diye fısıldayarak bağırdım.
"Salak kızım, sen uyuda hoca güzel ceza versin sana demi" diye söyleniyordu su.

Allahtan teneffüs zili çaldıda aşağı kantine indik su'la birlikte. Çoğu kişi kantindeydi. Herkez hevesle arkadaşlarını arayıp bir yer bulup oturuyorlardı. Benim gözüm arzu'yu arıyordu. Arzu'yla aynı okuldaydik, şirin, zerin ve baharla olduğumuz gibi. Sevgi ise başka bir okuldaydı. Ve ben arzu'yu ararken birden sevinçli yüzle bahar'ın bana doğru geldiğini gördüm.

"Serennn" diye bağrıyordu. Elimi salladım burdayım diye. Gerçi sallasam ne yarar, kız zaten görmedi mi beni? Haha saçmalık.
"Efendim bahar'cim" dedim.
"Seren o burada!!! ayy çok heyecanlandım, gel göstereyim onu sana" dedi kolumu çekiştirerek.

İtiraz etmeye vaktim bile olmadı desem yeridir. O dediği kişide büyük ihtimalle Mustafa'dır. Söylenerek sürüklediği yere gelmiştik.

"Bak, işte orada" dedi bahar.
"Nerede ben niye göremiyorum" dedim.
" Yaa kızım körmüsün!! Bak işte orada, şu şişirilmis ceketli olan hani şu esmer olan saçı az bişey uzun olan" dedi Bahar heyecanlı bir şekilde.

Bakınırken baharın gösterdiği yeri, gördüm sonunda şu meşhur mustafamızı. Arkadaşlarıyla oturmuş bir masaya kahkaha sesleri geliyordu. Bütün kızların gözü restmen onun üzerindeydi.Gerçektende çok yakışıklıymış. Uzun boylu esmer kara kaşlı kara gözlü. Bilmiyorum ne olduğunu ama çok değişik bir havası vardi. Çok masum ama bir okadarda kötü ve gizemli. Bakışları ise can yakıcı , çekici ve dolu dolu. Evet dolu dolu bakıyordu. O kadar dalmışım ki gözüne, bana baktiğını farketmedim. Hemde yüzünde yarı bir sırıtışla. Aayy bu oğlan niye bu kadar mükemmel, sırıtması bile.Farkettigimde tabi yüzüm kırmızıyla mor rengini almıştı. O kadar utandim ki hemen arkamı dönüp yürüdüm.

"Heyy!! gördün mü seren!! Bize baktı, biliyordum onunda benden hoşlandığını" diyordu bahar arkamdan koşarak.
" Saçmalama bahar kendine boş ümitler verme, böyle oğlanlar sadece manken gibi kızlara bakıyordur" dedim.
" Niye saçmalıyormuşum, baktı işte bana sende gördün!" dedi bahar mızmızlanarak.
" Hee bahar oğlan sana baktı diye senden hoşlanıyor, her baktığina aşık diye bir şey yok. Napsın oğlan durmadan önüne mi baksın haha" dedim kendi iğrenç espirime gülerek.

Teneffüs bitti zili çalinca herkez kendi sınıfına doğru yürüyorlardı. Kahrolası ders yine başladı hemde 4 saat arka arkaya aynı ders. Kendimi en yakın bulduğum köprüden atmak istiyordum.

Dersin başlamasından sadece iki saat geçmişti. Böyle zamanlarda zaman ne kadar yavaş geçiyordu. Artık gerçekten sıkılmıstım, başıma ağrılar felan girmişti. Hoca'dan izin aldım lavaboya gidebilirmiyim diye. Vardığımda lavaboya bir iki elimi yüzümü yıkadım biraz oyalandım.
Kapıdan dışaraya çıktıgımda kafamın üzerine sert bir darbe aldım. Sanırım çok sert bir futbol topuydu.

"Hangi akla hizmet okulun içinde futbol oynamak!" diye bağırdım avazımın çıktığı kadar. Canım yandığı vakit bir vahşi hayvana dönüşebilirdim. Bir yandan bir elimle kafamı tutuyordum bir yandanda başıma gelmiş bana yardım etmeye calişan futbolculardan birine bakmak çabasındaydım.

"Özür dilerim, canın çok yandı mı" diye sorarken başımda olan ve hala görmediğim oglan. Sesi çok yumuşaktı ve bir okadarda erkeksi.
" Yok yanmadı sadece koca ayı gibi bir top geldi başıma, benimki yanmasında seninki mi yansın gerizekali" diye bağırdım.
Bir kıkırdama duyduğumda iyice sinirlenip kafamı kaldırıp" çok mu komik" dediğimde mustafanın gülmemek için kendini zor tuttuğunu görünce. ah ben daha yeni mustafa mı dedim??

Yasak aşk..Where stories live. Discover now