iki

1.3K 193 14
                                    

 Bir iş gününü daha en yorucu haliyle atlatan Park Jimin, normal saatinden biraz daha geç çıkmıştı ve dün evde olduğu dakikalarda, şimdi sokaklarda ilerliyordu.

 Pembe tonlu kulaklıkları arka cebine sıkıştırdığı telefonuna kadar uzanıyordu. Özenle hazırladığı çalma listesindeki parçalar kulaklarını dolduruyordu, bir tanesi bitmeden bir diğerine atlarken kendince ritim tutuyordu zihninde.

 Evinin olduğu sokağın başına geldiğinde, geç saatlere kadar açık olan küçük markete doğru yöneltti adımlarını. Boşluğun elli tonunu içeren buzdolabında içecek gibi işe yarar şeylere ihtiyacı vardı, gerisi önemli değildi. Her öğününü geçirdiği can yoldaşı; bir paket bol baharatlı noodle yetiyordu ona. Henüz otomatik teknolojiden bihaber olan eski kapıyı gıcırtılar eşliğinde aralıyordu. Ancak bundan önce beyninde çınlayan şarkı yarıda kesilmiş, yerini kalçasındaki titreşimler almıştı.

 Kulaklığını çıkarmadan telefonu zorlukla parmakları arasına aldı ve parlaklığı en aza indirgenmiş ekrana baktı.

 Gizli numara.

 Kalbi nedensiz bir heyecanla çırpınırken, saat unsuruna dikkat vermeden edememişti.

 On'u, yirmi iki geçiyordu.

Vay be, geçirdi içinden. Aynı kişi olmalı, böyle bir denk geliş olamaz.

Heyecanını arttıran unsur da, tam olarak bu düşüncelerinde saklıydı zaten.

Aynı kişi.

 Daha fazla bekletmemek adına aramayı cevaplarken, sessize alarak telefonunu elinde sıkıştırdı ve bekledi.

 Nefes alış-verişleri ve hafif bir boğaz temizleme seansı.

" It's not so easy loving me 
Beni sevmek kolay değil 

It gets so complicated 
Öyle karışık bir hal alıyor 

All the things you gotta be 
Olman gereken onca şey"

Sırtını, arkasındaki yüksek taştan duvara yaslarken başını yana düşürdü ve sesi daha çok arttırdı.

"Everything's changing 
Her şey değişiyor 

But you're the truth 
Ama sen gerçeksin 

I'm amazed by all your patience 
Senin tüm sabrına şaşıyorum 

Everything I put you through 
Seni içine soktuğum her şeyde"

 Dudaklarını yanaklarına ulaştıran büyük tebessümünden habersiz bir şekilde, gözlerini kıstı.

 Şarkıyla uyum sağlayan derin tonu, zihninin en ücra köşelerine kadar ulaşıyordu ve kelimelerin sonunda hareket eden dudaklarından yükselen sesler bile, kulaklarına bir melodi gibi geliyordu.

"When I'm about to fall 
Düşmek üzere olduğumda 

Somehow you're always waiting with 
Sen her nasılsa hep bekliyorsun 

Your open arms to catch me 
Açtğın kollarınla beni yakalamak için 

You're gonna save me from myself 
Beni kendimden koruyacaksın 

From myself, yes
Kendimden, evet"

 Karşısındakinin, kalın tonuna rağmen büyüleyici bir şekilde incelttiği sesini dinledi.

"You're gonna save me from myself 
Beni kendimden koruyacaksın"

 Gittikçe yavaşlayan ritmi ile sesini uyumlu tutarken, karşı taraftakinin susmadan hemen önce titrek bir nefes verdiğine şahit olmuştu.

 Ve arama bitmişti.

 Ancak yüzündeki gülümseme, hala yerli yerindeydi.

Ekrana bir süre öylece baktı, bakmaya devam etti. Ta ki siyaha bürünene kadar. Kendi görüntüsü gözlerine ulaşırken, gördüğü aptalca sırıtış ve yüzünde sıkışmışcasına ufalan gözler ile sıçrayarak kendine geldi.

Yaslandığı yüksek duvardaki paslı demirlere sürtünen bir kedi, onun bu ani hareketiyle ürkerek karanlıkta kaybolmuştu.

Ona karşı sessiz bir özür mırıldandı. Telefonu eski yerine zorlukla sıkıştırırken, heyecandan kuruyan dudaklarında dilini bir tur boyunca döndürdü.

 Tahminleri; bu kişinin herhangi bir numarayı tuşladığı ve sesini duyurmak istediği yönündeydi. Ve Jimin, bu şanslı kişi olmaktan nedensizce, birazcık mutluluk duyuyordu.

Pekala, birazcık kelimesi bunun yanında çok 'birazcık' kalırdı.

 Sırtını duvardan ayırıp doğrulurken, kulaklarından sallanan kulaklıklarını da çıkartmayı akıl ederek cebine sıkıştırdı ve markete girmek adına ilerledi.

 Bu sesin üzerine hiçbir şarkının ona yeterli geleceğini sanmıyordu.

 Bir paket noodle ve onun aksine poşetin dolumuna sebep olan kutu içeceklerle evine dönerken, kendince olan aptal sırıtışını sokağın sessizliğine ve yetersiz aydınlatmalarına sergilemekten çekinmiyordu.

22.22Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin