2

247 16 13
                                    


-6 ay sonra-

Taemin ışık hızıyla Kibumun evine girdi. Sulli öldüğünden beri taşıdığı anahtarı cebine koyarken söylenmeye başladı.

"duyduklarım doğru mu?"

Kibum onu duyunca bakışlarını hazırladığı biberondan kaldırmadan cevapladı.

"önce ne duyduğunu söylersen daha fazla yardımcı olabilirim Taemin."

Taemin gözlerini devirdi.

"şirketinin yeni reklam yüzü Minho mu gerçekten?"

Kibum omuz silkti.

"evet öyle... nereden duydun?"

"afişlerde gördüm geri zekalı neden bana söylemedin? Onu boş ver ayrıca, bunu neden yaptın?"

Kibum bunalmış biberonu kenara koyarak konuştuk.

"o adamın benden para alan bir çalışan olması hoşuma gidiyor..."

Taemin boş boş baktıktan sonra kahkaha atmaya başladı.

"sen tam geri zekalısın var ya! Asıl o adamın sana para vermesi lazım! Çocuğuna bakıyorsun. Nafaka bile alırsın sen!" kibum da bunun üzerine dayanamayıp kahkaha attı.

"bırak beni de oğlumun karnını doyurayım. Yoogeun ağlar birazdan."

"tatlı annecik..." dedi taemin o mutfaktan çıkarken.

***

-2 ay sonra-

(bebişimiz 8 aylık)

Taemin tüm acelesiyle Yoogeun u kucaklamış hızla kibum un şirketine giriyordu. Koruma artık onu tanıyor geçmesiyle ilgili hiçbir sorun çıkarmıyordu. Ama yoogeun adamın aksine her evden çıktığı gibi şimdide sorun çıkarıyordu. Bu çocuk gerçekten şu hayatta bir Kibum u bir de onu mu sevecekti? Huysuzluğunun geçmesi için Yoogeun u kucağında hafifçe hoplatıp hızla yoluna devam etti. Tam köşeyi dönecekti ki birine çarptı. Yoogeun az daha düşüyordu tam onun düşmesini engellemişken kendi dengesini şaşırmış gözlerini yumarak düşmeyi ve sonrasında gelecek acıyı bekledi. Beklediği acı yerine garip bir sıcaklıkla karşılaşınca yumduğu gözlerini açtı. İlk gördüğü ona çok yakın olan ve sırıtan bir yüzdü.

"böyle durmak istiyorsanız benim için sorun olamaz ama aceleniz var gibi görünüyordu." Dedi sırıtan yüzün sahibi. Taemin bunun üzenine dengesini kurup adamın kollarından ayrıldı aralarına belirli bir mesafe koydu.

"neden bir adamla öyle durmak isteyeyim çok saçma."

Karşısındaki adam hafifçe kaşlarını çattı önce sonrada umursamaz bir ifade takındı.

"adamına göre değişir bence. Ayrıca sizi düşmekten kurtarmak benim için önemli değildi teşekkür etmenize gerek yok."

Taemin in ağzı açık kaldı.

"bana çarpmasaydın böyle bir şey olmayacaktı zaten neden teşekkür edeyim ki?"

O sırada yoogeun küçük avuç içini taemin in suratına bastırıp itelemeye başladı. Taemin karşısındaki adamı boş verip işine bakma kararı aldı. O sırada adam onu durdurdu.

"affedersin ben de geç kaldım ve..."

"ve? Benim de mi geç kalmamı istiyorsun?"

Adam yine sırıttı.

"hayır asansörü arıyordum..."

Taemin bunun üzerine başını salladı.

"tamam peşimden gel bende oraya gidiyordum zaten." Adamda başını sallayıp onu takip etti. İkisi asansöre binince adam yine konuştu.

"çocuk senin mi? çok tatlıymış..."

Taemin gözlerini devirdi.

"uzaktan bakınca asansör çıkarken hayatını anlatacak birine mi benziyorum?"

Adam bununla kahkaha attı.

"sanırım baban haklı ufaklık." Dedi yoogeun a ve saçını okşadı. Taemin bununla beraber gelecek ağlamayı bekledi ama yoogeun hiçbir tepki vermemişti. Taemin şokla kucağında ki miniğe baktı. Adam hızla elini çekti.

"dokunmamdan rahatsız olacağını düşünmemiştim kusura bakma. Çocuk senin çocuğun..."

O sırada asansörün kapısı açıldı ve adam dışarı çıktı. Taemin tam derin nefes alacakken adam hızla cebinden bir kağıt çıkartıp taemin in eline verdi.

"hemen atma belki bir gün lazım olur." Dedi ve asansör yine kapanıp üst kata çıkmaya başladı. Taemin ve yoogeun asansörde yalnız kalmışlar yoogeun aynada gördüğü yansımasıyla tartışırken Taemin elindeki kağıda baktı. Bu bir kartvizitti.

"senin numaran bana neden lazım olsun ki?" dedi ve gözlerini devirdi. "menajer Kim jonghyun... havalı değil i yoogeun?" kucağında ki bebek bir iki saniye için ona bakmış sonra aynaya dönmüştü. Asansör bu sefer yönetim katında durmuş taemin hızla çıkıp kibum un odasına gitmişti.

"şirketinde ne kadar garip insanlar dolanıyor Kibum."

Kibum anlamamış görününce taemin elindeki kartviziti ona gösterip olayı anlattı. Kibum kıkırdamadan duramıyordu.

"kim jonghyun... sana kartvizitini verdi öyle mi? onun kim olduğunu biliyor musun?"

"kimmiş?"

"ya da şöyle sorayım kimin menajeri olduğunu biliyor musun?"

Taemin şöyle bir düşündü.

"yoksa... olamaz değil mi? bana onun Minho nun menajeri olmadığını söyle çünkü bu kadar tesadüfe inanan bir insan değilim."

"ister inan ister inanma tatlım ta kendisi."

Taemin olayı algılamaya çalışıyordu.

"bir de çocuk senin mi diyor bana ya! Utanmaz!"

"saçmalama taemin nereden bilebilir?"

"haklısın ama yinede insan sinirleniyor."

"eh orası öyle..."

Taemin aklına gelenle hızla ayağa kalktı.

"uçağım kaçacak kibum!" ikisi de bunun üzerine biraz panik yapmış taemin saçma bir şekilde evlenme kararı alan kuzenine sövüyordu.

Yoogeun a bir selam çaktıktan sonra kibum a döndü.

"sizi özleyeceğim..."

Kibum bunun üzerine gülümsedi.

"dikkat et duyguların var sanacağım taemin."

Taemin ona yüzünü buruşturdu ve hızla geldiği asansöre doğru yürüdü. Arkasına bir bakış attığında kibum u yoogeun a el sallatmaya çalışırken buldu. Bu insanları garip bir şekilde şuan yanına gittiği ailesinden daha fazla aile gibi görüyordu. o da el salladı.

***

Not: çok tatlı değiller mi amaa? :)

BENDEN BABA MI OLUR?Where stories live. Discover now