01.BENİ İYİ TANI

En başından başla
                                    

Hoca hafifçe dönüp başını salladı.
"Emin olma."

Hocaya arkadan baktım. Bu adam burda kavga çıkarmamı falan mı istiyordu.

En üst kata çıktık. Yapma bu katta dokuzlar olur. "Sınıfın 11/A okul numaram 278 tamam mı?"

Evet sınıfı söylemesen de görebiliyordum. "Peki hocam.''
Dedim hoca kapıyı açarak ders işlenen sınıfa direk girdi. Peki kabul ediyorum pek ders işliyor gibi değiller her kafadan farklı ses geliyor.

İnanmazca sınıf hocasına baktım. Buna nasıl katalnıyor.

Bizi gören her kes sessizleşti en son çıt çıkmıyordu. Etrafa tek kaşım havada şaşkınça bakarken, bana çarpan çocuğu gördüm. Nefesim kesilirken ona bakmayı sürdürdüm.

Bu tıpkı ölen abime benziyordu, bir insan nasıl bu kadar benzer. "İyi dersler çocuklar." Deyip ellerini birbirine vuran hocayla hafifçe irkilerek ona baktım. Bunu bir kaç kişi fark etmiş olmalı ki gülüştüler.

Hoca sınıfı terk ederken. Tekrar sınıfa baktım. Bir kızın yanı boştu diğer boş olanlar erkekdi.

Yaşlı saçları olmayan uzun boylu hoca ve muhtemelen coğrafyacı konuştu.
"Hadi kızım geç bir yere."

Sınıf tekrar eski gürültü haline dönerken bir adım attım. Duvar tarafında en arkada oturan sarışın çocuk, her kesin duya bilecegi şekilde, bana seslendi.

"Diyar, benim yanım boş gelsene."
Ah ben o çocuğa dalmışken beni tanıtmış olmalı. Sarı kafalı çocuğa küçümser bir bakış atıp. O çocuğun önündeki kızın yanına gidip oturdum.

Kız bana bakıp gülümsedi. Elini uzatarak. "Ben Eslem sınıfa hoş geldin." Ona gülümseyerek elini sıktım. Esmer beyaz tenli gayet tatlı bir kızdı, omuzlarına kadar gelmeyen kısa kalın dalgalı saçları vardı ve eminim ki doğal haliydi, iri kahve renginin tuhaf tonlarında olan gözleri, çok olmasa da dolgun renkli dudakları vardı, burnu tam yüzüne göre biçimliydi ne büyük ne küçük ve en önemlisi bu kızın yanakları vardı ona çok ama çok bir tatlılık vermişti, oturduğu kadarıyla fiziğide güzeldi.
Çok tatlı bir kızdı. Ve kendi halinde birine benziyordu.

"Diyar YİĞİT."

"Biliyorum." Dedi gülümseyerek.
Bu kısa tanışmanın ardından ders anlatmaya çalışan hocaya döndük.
Sesten hocanın sesi fazla duyulmuyordu. Bunlar bize şaka falan yapıyor olmalılar.

Oflayarak arkama yaslandım. Bu şekilde ders mi işlenir. Arkadan telefon sesi gelince hafifçe arkaya döndüm. O çocuk elinde telefonla sıranın altında bir şeyler yapıyordu.

Ve hoca bu tarafa doğru geliyordu.
Başını sıraya koyduğu için görmüyordu. Elimle omuzunu dürttüm. "Hey kalk."

Çocuk başını kaldırıp baktı, sanki ışık görmüş gibi gözleri kısıktı. "Hoca geliyor.''

Gülümseyerek baktı. Sonra ise omuz silkti. "Bir şey olmaz. Merak etme." Diyerek sıraya tekrar başını koydu.

Yanımda ders kitabında bir şeyleri fosforlu kalemle çizen Eslem'e baktım.
Kolunu dürttüm. Bana baktı gülümseyerek. Başımla çocuğu işaret ettim. "Adı ne?"

Önce arkasına baktı. Sonra ise sinir bir ifade ile. "Araf.'' dedi.

"Sevmiyor musun onu?"
Eliyle sus işareti yaptı.

Biraz yanıma yaklaşıp fısıldadı. "Ondan değil onun arkadaşlarını sevmiyorum."

Ah bu sabah bana gülen çocuklarımı diyordu. Başımı olumlu anlamda salladım.

SUÇLU +16 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin