no audi, yes audi.

798 76 212
                                    

"Damian Wayne, hımm?"

"Eee. Sen tanımıyor muydun?"

"Hayır. Ama sen nereden tanıyorsun?"

"Senin televizyon izlemediğini unutup duruyorum. Gerçi sadece televizyonda değil heryerde var bu çocuk."

"Twitter hesabı yoksa tanımam."

Hım'ladı. "Damian Wayne. Bruce Wayne ile X'in çocuğu."

"'X' ne anasını satayım? Çok mu aradın?"

"Ne diyeyim çocuğa. Piç mi?"

"Çok ayıp."

"Sanki anasını satayım cümlesi çok terbiyeli de."

Öfledim. "Ay, tamam vazgeçtim de ama çocuğa X falan da demesen. Başka sıfatlar kullan yada sadece onun adını kullan."

Yanımdaki Gab ile ben Matematik dersini unutup sohpet ediyorduk. Ben de ona Damian'ı sormuştum. Son cümlemden sonra bir şey demedi.

Anlaşılan sohpet buraya kadarmış.

Ben de bir şey söylemesi umudundan vazgeçerek derse yöneldim.

Yaşıtlarımdan farklı olarak Matematik ve benzeri derslere ilgi duyardım. Ki Matematik dersini bölmem ayrı bir mucizedir. Anlayın yani.

Yine de yorulmuştum ve çoğu öğrencilerin -aslında bütün öğrencilerin ve öğretmenlerin- çıkış zilini beklediğine eminim.

Zil çaldı. Böylelikle öğretmenin ödev vermesine gerek kalmadan dışarı fırladık. Ben de Fizik sınıfına varmaya çalışıyordum.

Şu an dediklerim ile daha demin dediklerim zıt gelebilir. Çünkü ödevlere olan nefretim çok büyüktü. Bok var sanki. Dayıyorlar ödevi.

Ama dediğim gibi ilgili olduğum için derslerden soğumuyordum.

Neyse. Fizik sınıfına doğru gittiğimi söylemiştim. Dünkü olaydan sonra Summer'ı bırakmaya niyetim yoktu.

Vardım ve elimi tereddütle yarı kapalı olan kapı koluna koydum. Gizlice içeri baktım. Umarım geçenki gibi saçma sapan bir olay yoktur.

Gizli gizli içeriyi dikizledim. Summer içeride sıranın birine tünemişti ve şansıma Shaunn önceden varmıştı ve beni uslu uslu beni bekliyorlardı.

Korku zamanı, dostlar.

Eğilerek yürüdüm ve olduğum yerden fırlayıp 'böö' diye 'böö'ğürdüm*.

Beni görüce Summer sıradan düşmüştü -hatırladıkça gülerim artık- ve Shaunn da çığlığı basmıştı.

"Vivien! Seni lanet olası!"

Ben gülmekten ettikleri hakaretleri duymuyordum.

"Ah... Hahahahah... Summer... Lanet... Olsun... Hahahah. O nasıl düşüştü?!"

Summer gözlerini kıstıktan sonra mamasında ançuez bulmuş kedileri -bu konuda kedilere hak veriyorum- aratmayarak tısladı. "Şeytan dölü."

Bunu duyduktan sonra ağlayarak dışarı çıktım.

***























İnanmamanız dileğiyle. Çünkü bu Summer'ın fix sözlerinden bir tanesiydi. Aksine bunları duyunca kahkahalarım arttı.

Ve farkettim; Shaunn da gülmemeye çalışıyordu.

En sonunda kahkalarım kesilince ikisine de sarıldım. "Özür dilerim kızlar."

İkisi de aynı anda, "Affedildin," dedi. Sonra üçümüz de gülüşerek bizi bekleyen babamın yanına gittik. Ve üçümüz de arabaya doluştuk. Tontik babam da arabayı sürmeye başladı.

pariya, damian wayne [DC]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin