DG -15. Bölüm: YAPRAK SARMA

Start from the beginning
                                    

Kızlar ellerinde poşetleri Esma'nın Şükufe ablasının yanına gidiyorlardı. O sırada hemen yanından geçtikleri pazar tezgâhında satış yapan bir adamın kendilerine seslendiğini duydu.

"Boyuna, posuna endamına, nazına kurban olayım derler adama." Asude önce üzerine alınmadı. Yoluna devam edecekti ki, adam yeniden konuşmaya başladı.

"Günaha davet etmek için mi ananız doğurdu be?" Artık iki kızda kendilerinden bahsettiğinin farkına vardı. Asude elinde tuttuğu poşetlerle adama döndü. Boşta kalan eliyle arkadaşı ve kendisini işaret etti.

"Bizden mi bahsettin kardeş?" Tek kaşı ateş etmeye hazır, emniyeti açılmış beylik tabancası gibiydi. Adamın ilk yanlışında o kaş oradan fırlayacak adamın canını alacak gibi duruyordu.

"Kardeş deme lazım olur." Ve arkasından gür bir kahkaha. Bu zamana kadar bu pazarda asla bu gibi bir durumla karşılaşmamışlardı. Hepsi ahlaklı kimsenin namusuna bakmayan insanlardı. Arada sütü bozuk ne yazık ki çıkabiliyordu.

"Ne diyeyim peki? Bacım desem, gülo desem. Dur dur buldum. Kız Esma, bitin yavrusuna ne deniyordu ben bilemedim şimdi..." Arkadaşını dürttü kolu ile. Esma da bu anı bekliyordu.

"Yumurta haline sirke, yumurtadan çıkmış haline yavşak deniyordu." Asude önemli bir şey bulmuş gibi gülümsedi.

"Tamam, yavşak diyelim sana biz," pazarcı kadının hitabı ile bozulurken etraftan insanlar yanlarına gelmeye başlamışlardı.

"Sen ne diyon lan?"

"Ne oldu yavşak zoruna mı gitti gerçekler?" Asude 'v' harfini bastırırken poşetin içindeki havanı da gözüne kestirmişti. Üzerine gelen adama o havanı fırlatacaktı. Eğer yapmazsa ömür boyu içine uhde kalacaktı.

"Seni keserim." Tezgâhta duran bıçağı alan adam üzerlerine doğru gelirken Asude elini poşete daldırdı ve havanı aldı. Tek gözünü kısarak adamı hedefledi. O gelmeden bu işi bitirmesi gerekiyordu.

İçinden üçe kadar saydı ve havanı fırlattı. Onun fırlatması ile adamın karnına gelen havan canını yakmıştı. O saatten sonra da film kopmuştu zaten. Çevreden gelen esnaf ortalığı durultmak için çabalamıştı. Birkaçı adamı hırpalarken, Asude sinirle tepiniyor, Esma etrafa dağılan eşyaları topluyordu.

"Asude bir defa da sakin dur kızım." Pazarcı Mahir yanlarına geldiğinde Asude burun kıvırdı. Bu adamın babası yıllardır onların alışveriş yaptıkları insandı. Mahirde mahallelerinin sakiniydi ve beraber büyümüşlerdi. Devrim'i de tanıyordu. Gerçi şuan Devrim, Asude'nin umurunda değildi.

"Lan adam laf attı diyorum. Sen ne diyorsun?" Mahir o lafı duyduktan sonra kardeşim dediği adamın nişanlısına sarkıntılık yapan adamı sağ bırakmazdı.

"Al eşyalarını git buradan. Ben halledeceğim." Adam kızları yolladı. Daha sonra o adamın icabına bakacaktı. Asude gitmek istemese de daha fazla da duramazdı.

Esma ile pazardan çıktılar. İki kızda daha sonra görüşmek için evlerine dağıldı. Asude eve geldiğinde kimseye bir şey anlatmadı. Sessiz, sakin odasına çıktı. Aldıklarını annesine bile göstermedi. Akşam yemeğine kadar da çıkmadı.

Pazarda dikkat etmemişti ama bugünkü tavrı ona feci zarar edecekti. Devrim duyacak, o duymadan önce tüm mahalle duyacaktı. Sinirden dudaklarını kemiriyordu. Biraz daha bu eyleme devam ederse dudaksız kalabilirdi.

Annesinin sesi ile aşağıya indi. Sessiz sakin bir şekilde yemeğini yedi. Masayı kaldırmak için ayaklandı. Annesi ve babası salona geçerken kendisi mutfağı topluyordu. Yaptığı işe odaklandığı sırada mutfağın camı öyle bir gürültü ile vuruldu ki korkudan çeşmede yıkadığı bıçakla elini kesecekti.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now