11.BÖLÜM (PART 2):SIÇ, SIVA ,TÜY DİK

32 0 0
                                    


Bölüm şarkımız Buray-Sonsuz Kılalım.İyi okumalar :)

Gözlerimi hızlıca silerken Barlasa gülümseyip,

"Çıkalım mı artık , ağaç oldu çocuk dışarda." diyorum.Barlas bu sözümün üstüne hafifçe kıkırdayıp başını onaylarcasına sallıyor.Masanın üstünde duran çantamı da alıp hızlıca arabaya doğru ilerliyoruz.Baran bizi görünce olduğu yerde sabırsızca zıplarken ben de yanına ulaşıp hemen kucağıma alıyorum ve yanağına kocaman bir öpücük konduruyorum.bu sırada Barlasta yanımıza gelirken ikimize bakarak konuşmaya başlıyor.

"Nereye gitmek istersiniz muhteşem ikili."

İkimiz de aynı anda bilmem dercesine omzumuzu kaldırınca Barlastan bir kıkırtı çıkıyor.

"Anlaşıldı.Hadi atlayın bakalım.Bu iki miniğin karnını doyurmaya gidelim."

Baranla birbirimize bakıp gülerken ben de ponçiğimi hemen arka koltuğa oturtup kemerini bağlamasına yardım ediyorum.Barlas tepemde dikkatlice beklerken içimden arabaya sağ salim oturmak için her türlü hatimi indiriyorum.Barlas kapımı açıp binmemi beklerken ben de eteğimi büyük bir telaşla hızlıca toplayıp kapının kapanmasını bekliyorum.Yaptığım bu hareketle Barlas başını iki yana 'Ben ne yapıcam bu Allahın manyağıyla' dercesine sallarken bir yandan da kapımı kapatıyor.Arabanın çalışmasıyla birlikte arkaya dönüp gözlerini benden ayırmayan miniğime hayali bir öpücük gönderiyorum, oda aynı şekilde bana karşılık verince gülerek tekrar önüme dönüyorum.Barlas radyoyu açarken çıkan şarkıyla istemsiz olarak ellerimi çırpıp gülüyorum.Yaptığım hareketin farkına varınca vücudumdaki tüm kan yüzüme pompalanmaya başlıyor.Barlas bu halime kahkahalarla gülerken bir taraftan da radyonun sesini daha da açıyor.Hafifçe omzumu kaldırıp indirirken tebessümle Barlasa bakıyorum.Şarkıya kendimi iyice kaptırmışken hafif mırıltılarla eşlik ediyorum.

"Seninle sanki yeni yollarda dolu dolu umutlar"

Söylediğim kısımla kafamı sağa sola hafifçe sallarken Barlasın sözlerimi tamamlaması yüzümde kocaman bir gülümsemeye sebep oluyor.

"Yüreğime yazdım gülüşünü artık gelsin yarınlar"

**********

Barlas arabayı park ederken biz de Baranla birbirimize bakıp sırıtyoruz.Arabadan ilk Barlas inerken ben de hemen kendimi dışarı atıyorum.Baranın minik ellerini elimde hissedince üçümüz birlikte karşımızdaki restorana doğru ilerlemeye başlıyoruz.Kapıyı açıp içeri ilerlerken yüzümde kocaman bir gülümseme oluşuyor.Her yer papatyalarla doluyken rengarenk masalar ve sandalyeleri renkli dilek fenerleri süslüyor.İçeriye yayılan mis gibi vanilya ve böğürtlen karışımı koku büyülenmeme sebep olurken Barlas köşedeki masalardan birine doğru yönleniyor.Masaya yerleştikten sonra siparişlerimizi veriyoruz.Gözüm bahçedeki oyun parkına takılırken Baran gördüğü bir arkadaşıyla yerinden fırlayıp parka doğru ilerliyor.Masada Barlasla baş başa kalırken huzurlu sesi kulaklarımı dolduruyor.

"Yanığın ve kafan nasıllar?" mahçup bir şekilde sorduğu soruyla içimden hunharca gülmek geliyor.Normal şartlarda' anlat bakalım hayat nasıl gidiyor' diye başlaması gereken muhabbetin benim yanığımla ve kafamdaki yarıkla başlaması ancak bize yakışırdı dimi ama.

"Gayet iyiler.Her şey yolunda." kocaman bir tebessümle verdiğim yanıtla Barlas kafasını aşağı yukarı sallayarak onaylıyor.Adam manyak olduğumu düşünüp attırmasa bari beni.

Koyu bir sohbet almış başını giderken bu süre zarfında Barlasın koskoca VURAL HOLDİNG in patronu olduğunu,annesini ve babasını küçük yaşlarda kaybettiğini ve kendisi söylemese bile ultra düzeyde zengin olduklarını öğrenmem arada sırada boğulma tehlikesi yaşamama sebep olsa da onun hakkında bilmediğim şeyleri öğrenmenin verdiği keyfi yaşıyorum.

Verdiğimiz siparişler gelirken makarnanın üstüne konan naneyi görmemle içimden eyvah nidasının yükselmesi bir oluyor.Daha ben ne olduğunu anlamadan Barlas naneyi hızlıca alırken söylediği sözlerle gözlerim büyümüş şekilde ona bakıyorum.Ama bu imkansız.Barlasın bunu bilmesi imkansız.

"Keşke naneye alerjin olduğunu söyleyip baştan uyarsaydık garsonu."

Söylediği sözlerle gözlerini bir kaç saniye sıkı sıkı yuman Barlasın dudaklarından hafif bir mırıltı kopuyor.boğazını temizler gibi öksürerek konuşmaya başladığında ikna olmadığımı belirtir bir surat ifadesiyle bakmaya devam ediyorum.

BARLASTAN:

Hassiktir . Nane koymamalarını söylemeyi nasıl unuturum ben ya.Rüyanın hapşuruk krizine girmesine izin vermeden önce hemen naneyi önünden alıyorum.Tam rahat bir nefes vermişken kırdığım potun farkına ,Rüyanın irileşmiş gözlerine bakınca fark ediyorum.Gözlerimi sıkıca kapatıp açıp derin bir nefes veriyorum.Boğazımı temizleyip hızlıca konuşmaya başlıyorum.

"E yani ben öyle tahmin ettim.Gözlerini büyütüp naneye bakınca kesin bu kızın buna alerjisi var dedim.Şu an suratına bakınca da ne kadar doğru bir tahmin yaptığımı anlıyorum."

Rüyaya kısık gözlerle bakıp cevabını beklerken yemese bile doymuş numarası yapması için içimden dua etmeye başlıyorum.Bu iki oluyor Barlas Bey bakalım üçüncüsünde nasıl toparlıycaksın. Tabi üçüncüye fırsat bulursan.

Rüya tek kaşını kaldırıp kollarını önünde bağlarken geriye yaslanıyor.

"Barlas."

"Hı?"

"Yemedim."

Biliydim böle olacağını. Öhöm.Şu an ya tüyü dikicek ya da ortalığı temizliyceksin oğlum hadi bakalım.

"Hiç mi yemedin."

"ı-ıı"

"Birazcık bile mi."

"Cık"

E nediyim güzelim ben sana.Rüyamda aşık olduğum kızı sonunda buldum.Kendisine gerçek yaşamda da deli gibi aşık olmaya devam ettim.Elim kolum her yere uzanınca da hakkında ne var ne yok her şeyi öğrendim. Valla psikopat ya da sapık değilim.Sadece çok aşığım.Mı diyim?

"O zaman şey yapalım."

Telaşlı ve saçmalamaya hazır ses tonum karşısında Rüya hiç istifini bozmadan karşımda gudubet gibi durmaya devam ediyor.Barlas kim ki zaten. Burda canı çıksın umrunda değil.

"Ne yapalım?"

"Tatlı yemeye gidelim."

"Cık."

"Dondurma yemeye gidelim."

"ı-ıı"

"Yürüyüşe çıkalım o zaman."

"Hayır."

"A-a senin en sevdiğin film vizyona giricekti bugün ona gidelim."

Ou-uu.O zaman hep beraber, Barlas VURAL 'ın ruhuna bir el -fatiha.

SEN BENİM RÜYA'MSINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin