"Hayır! Hayır, o benden yardım istedi ve edeceğim!"

 Çıldırmış gibi sedyeye döndü ve eliyle kalbine masaj yapmaya başladı. Ida ve Bay Donovan acıyan bakışlarla Bella'nın umutsuz çabasını izliyorlardı.

"Bayan Sw-"

Bella onu durdurmak için uzanan Ida'yı sertçe ittirdiğinde olanlar oldu. Ida sedyeye çarptı, sedye tekerleklerinin üzerinde kayarak gerisindeki ilaç dolabına çarptı ve dolabın camları büyük bir gürültüyle yere indi. Bu sırada hala Edward'ın göğsüne bağlı kabloların birleştiği cihaz kalbin yeniden atmaya başladığını duyurdu. Bay Donovan ve Ida adeta şoka girmişti.

 " A-ama na-nasıl?!"

Bay Donovan tekrar batikonla ellerini temizleyip maskesini yüzüne geçirdi.

"Ekibi çağır Ida, ameliyat devam ediyor."

Ida koşarak ameliyathaneden çıkarken Bay Donovan Bella'ya belli belirsiz gülümsedi.

"Siz gidip biraz dinlenin Bayan Swan.

Bella gerçek anlamda şoka girmişti. Gözlerinden hala yaşlar boşalıyordu, göz altları mosmor olmuştu ve rengi kireç gibiydi. Elleri beyaz önlüğünün cebinde ameliyathaneden çıktı.

"Sevgiliniz iyileşecek."

dedi bir sandalyeye ilişmiş haldeki kadının yanından geçerken ama durmadı. Gidip bir kahve içmeliydi.

. . .

Bella kahvesini acilin dinlenme odasında değil, hastanenin hemen karşısındaki retro dekorlu küçük restoranda içmeyi tercih etmişti. Bir süre boş gözlerle yoldan geçen arabaları izledikten sonra köpük bardaktaki kahvesini aldı, ücreti masaya bıraktı ve hastaneye döndü. Ameliyata giren ekipten birilerini bulmak amacıyla dinlenme odasına gidiyordu.

"Adam ölmüştü ama hayata döndü, birden bire! İnanılmaz bir şeydi! Her gün böyle mucizeler olmuyor..."

Az önce yaşanan şeyi efsanevi bir hikayeymişçesine Brigette'e anlatan Ida'ydı. Bella içeriye girdiğinde ona dönen yüzlere gülümsedi.

"Mucize olmadığını biliyorsun Ida. Bunun bilimsel bir açıklaması var. Adrenalin kalbe enjekte edildikten sonra damarlar ulaşması için bazen şiddetli bir ha-"

"Siz mucizelere inanmıyor olabilirsiniz Bayan Swan ama ben inanıyorum. Eğer şiddetli bir hareket sayesinde adrenalin kana karışacak olsaydı siz kalp masajı yaptığınızda hayata dönerdi."

Bella  yalnızca omuz silkebildi. Uzun süredir mucizelere inanmıyordu.

Odadan çıktığında harap olmuş bir halde acil koridorlarını turlayan sarışın kadınla göz göze geldiler. Kadın bir an duraksadıktan sonra çekinerek yanına geldi.

"Durumu nasıl Bayan..."

"Swan. Haberim yok, ameliyathanede görevli değildim ama son gördüğümde hayattaydı."

Kendi kendine güldü fakat bu genç kadının hoşuna gitmişe benzemiyordu. Kaşları çatıldı.

" Üzgünüm, Bayan..."

"Rosine."

"Bella."

Bella gülümseyerek kadının yanından geçti, onun görüş alanından çıkar çıkmaz yüzü yine düşmüştü. Zihninde öyle bir fırtına kopuyordu ki...

Bu sabah Edward'ın rüyasında ondan yardım istemesi ve bir yarıkta kaybolmasından sonra bu olayın gerçekleşmesi tamamen bir tesadüf müyü? Öyle uzun zaman olmuştu ki Onu görmeyeli, Bella büyük aşkını sedyede kalbi durmuş bir halde gördüğünde kendini kaybetmişti. Şimdi ise ne hissettiğini anlamıyordu. Aslına bakılırsa hiçbir şey hissetmiyor gibiydi. Bir tür psikolojik travma geçiriyor olmalıydı. Bir sakinleştirici alsa iyi olacaktı.

Just Love [düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin