2. Bölüm

1.7K 53 0
                                    

Bella ameliyathaneden içeriye girdiğinde ilk gördüğü şey kan oldu. Bolca kan. Sedyede bir sürü elektronik makineye bağlanmış halde yatan hastanın yüzünü görmek için bir hamle yaptı ama Brigette isminli hemşire tarafından durduruldu.

"Steril değilsiniz Bayan Swan."

Bella başını salladı ve derin bir nefes alarak girişteki lavaboya ilerledi. Karşısındaki aynada zaten beyaz olan teninin bir ölü gibi görünmesine sebep olacak kadar solduğunu gördü. Ellerini batikona boğdu, steril duruma gelince eldivenlerini giydi ve maskesini takıp sedyenin başına ilerledi. Hastanın kafasının tepesi hariç vücudu yeşil bir örtüyle kaplıydı zira ameliyat o bölgede gerçekleşiyordu.

"Beyin kanaması. İçerideki sıvıyı boşaltıyoruz."

dedi bay Donovan. Hastanenin en başarılı cerahhı ve demirbaşıydı. Bella kendini bildi bileli Bay Donovan bu hastanedeydi.

 "Hastanın kimliği hakkında bir bilginiz var mı?"

Bella soruyu düşünmeden sormuştu, anında pişman oldu. Bay Donovan gözlerini bir an için Ona çevirdi.

 "Şaka mı ediyorsun? Hayatını kurtarmaya çalışıyoruz. Sen çıkabilirsin. İçerisi yeterince kalabalık."

Burada kalıp onun kendi Edward'ı olup olmadığını öğrenmek için ölüyordu ama Bay Donovan'a karşı çıkamazdı. Dönüp kapıya doğru ilerlediği sırada hastanın kalp atışlarının durduğunu belirten uzun "bip" sesi kulaklarını sağır etti.

"Çabuk elektro şok cihazını getirin! Brigette cihazı hazır tut, başlıyoruz!"

Bella dönüp kocaman gözleriyle sedyenin etrafındaki kargaşayı izledi. Brigette makineyi hazırlayıp Bay Donovan'ın eline tutuşturmuştu. Bay Donovan derin bir nefes aldı ve cihazı hastanın göğsüne yapıştırdı. Hastanın vücudu zıpladı, kasıldı ve sedyeye düştü. Kalbi atmıyordu. Bella, Bay Donovan'ın alnında parıldayan ter damlalarını rahatça görebiliyordu. Sedyede yatan Edwad'ın kalbi ne kadar atmıyorsa Bella'nınki o kadar hızlı çarpıyordu. Üç kere daha denediler. Hiçbir şey olmadı.

Bay Donovan maskesini çıkarıp çöp kutusuna fırlattı.

"Kaybettik. Ölüm saati 09.34."

Ölüm saatini dosyaya kaydetmek üzere Bridgette ameliyathaneden çıktı. Diğer iki hemşire yeşil örtüyü hastanın üzerinden kaldırdı. Hastanın yüzü açığa çıktı...

İşte o an Bella kendini kaybetti. Koşarak ilaç dolabında deli gibi aradığı ampülü bulur bulmaz bir enjektöre boşalttı ve sedyenin yanına koştu. Bay Donovan Bella'nın şırıngayı tutan elini yakaladı.

"Yapabileceğimiz bir şey yok Bayan Swan. Bu ameliyatta görevli bile değildiniz. Şimdi işinize bakın. Kurtarabilme ihtimaliniz olan bir sürü hasta var dışarda."

 Bella elini sert bir hareketle kurtardı ve yaşlı cerrahın gözlerine baktı.

"O sadece bir hasta değil Bay Donovan. Onu kurtaracağım."

Evet, sedyede yatan Onun Edward'ıydı. Kafasında bir delik açılmış, yüzü gözü morluk ve yara içindeydi ama hatırladığından daha yakışıklıydı. Çaresizlik ve sonsuz bir özlem duygusuyla kalbi ağırlaşmıştı. Gözleri doldu. Hastanın üzerine beyaz çarşafı örtmeye gelen bir diğer hemşire olan Ida'nın elini ittirdi ve adrenalin dolu şırıngayı Edward'ın tam kalbinin olması gereken yere sertçe sapladı. Şırınganın içindeki ilacı kalbinin içine boşalttı, iğneyi göğsünden çıkardı ve gözlerini kalp atışlarını takip eden cihaza dikti.

"Hadi Bella."

Bay Donovan'ın sesi bu kez şevkatliydi, elini genç doktorun omzuna koymuştu. Bella'nın gözleri büyüdü, göz yaşları sel gibi akmaya başladı. Aynı rüyasındaki gibi.

Just Love [düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin