-16- Ah benim canımdan ötem, neyim eksikti de sevemedin beni?!

11.8K 904 222
                                    

Bölüm aralarında medya var, lütfen internetle okuyunuz. 


Arabadan inerken kayalıkların üstünde olduğumuzu gördüm. Sanırım korkmaya başlamıştım. "Buraya hastayım" diyen Caner'e baktım. Evet, süper manzaralı bir yerdi ama ne bileyim sanki biraz tehlikeliydi. Kayanın sonuna doğru gelip aşağıya bakınca denizin dibini gördüm. O kadar temizdi ki dibi görünüyordu resmen.

"Arabadan hiçbir şeyinizi almayın birkaç defa burada dalalım sonra kumsala gideriz"

Sadece üzerimdeki elbiseyi çıkardım. Gül'de üzerindeki elbiseyi çıkarırken ben kayanın sonuna geldim. "Deniz çok temiz" dedim. Aynı zamanda tehlikeliydi. Hiç kayalıktan atlayıp denize dalmamıştım, birkaç defa iskeleden atlamıştım sadece.

"Evet, öyle" Bu ses çok yakınımdan gelmişti ve Alinin sesiydi. Sırtıma değen elle nefesim kesildi sandım. Elini sırtıma koymuştu. Elinin değdiği yer yanıyordu. Aşkıyla yanıp tutuşuyordum! Birden sırtımdan beni ittirince dengemi kaybedip kayalıktan düştüm. Üçü de peşimden değişik sesler çıkararak atladı. Tam denize dalacakken derin bir nefes alıp gözlerimi kapadım. Denize girince gözlerimi açtım, baya derindi. Hemen yüzeye çıktım. Derin derin nefesler alıp Caner'i boğmaya çalışan Gül'ü izledim. Bir yandan da gözlerim Aliyi arıyordu. Caner yüzeye çıkarken Ali hala görünürde yoktu. Ne kadarda çok durabilmişti suyun altında.

Birden baya uzağımızda çıkınca derin nefes aldım. Aptal herif suyun altında o kadar kalınca korkmuştum.

Birkaç defa daha atlayış yapıp yüzdük

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Birkaç defa daha atlayış yapıp yüzdük. Ali genellikle kendi kafasına göre takıldı. Bende Caner ve Gül ile birlikteydim. Biraz daha vakit geçirdikten sonra arabaya geri döndük. Daha sonra denizi güzel olan bir kumsala gittik. Halk plajı olmasına rağmen tertemiz bir denizdi, ailecek de hep buraya gelirdik. Bir ağacın altına kilim serip oturduk. Hemen denize girmedik, onun yerine Caner'in getirdiği iskambil kartlarıyla oyun oynadık. Önce pişti oynamaya başladık ama hep Caner ve Ali kazanınca sıkılıp Papaz kimde oynamaya başladık. Caner kartları güzelce karıp teker teker dağıtmaya başladı. Benimde heyecanım yavaş yavaş gitmişti, mutluydum. Gül'e akşam bunun için teşekkür edecektim. Bana verilen kâğıtları elime alıp aynı sayıda olanları buldum. Onları ortaya atarken gözüme çarpan 'K'yi yani papazı görünce kendi kendime göz devirdim. Cidden ejderha olsam piknikte mangal, kahvehanede sigara yaktırırlar. Ulan daha ilk oyunda daha papaz bende çıktı ya, bu ne şans anasını satayım! Ali elindeki dört kardı bana uzatıp kartlardan birini çekmemi bekledi. Papaz bende olduğu için gönül rahatlığıyla çekebilecektim. En sağdaki karta dokundum, tam çekecekken gözlerimi kartlardan çekip Ali'ye baktım. Göz göze geldik. Ona bakarken kartı çektim. Çektiğim karttaki sayıdan aynısı olduğu için ikisini de ortaya attım. Kartlarımı Caner'e uzattım çekmesi için. Tam eli papaza değmiş alacaktı ki fikrini değiştirip hemen yanındaki kartı aldı. Sırasıyla oyun devam ederken sıra dönüp bana geldi. Aliden çektim, sonra Caner de benden çekti. Papazı çekince birden kahkaha attım. Benim kahkaha atmamla Gül ve Ali, Caner'in papazı çektiğini anladı. Caner somurtup "Efendime söyleyeyim aptallıkta sınır tanımıyorum" dedi.

Deli Aşk! (Liselim-Üniversitelim) #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin