" Kim yaptı lan bunu? "

720 37 4
                                    

Hadi gene iyisiniz dayanamadım yazdım :D


" Hadi Hadise! Hadi! "

" Hadise! Hadise! " diye cırlıyordu herkes. Basket maçındaydık ve şu atacağım tek sayı bizi finale bile bağlamaya yete bilirdi. Bunca insan benim adımı ezberler gibi bağırırken bense heyecandan topu sürekli sektiriyordum. Hakem artık sıkılmıştı. En sonunda sektirip potaya doğru attım. Ve basket!!

Herkesin çığlıkları kulağımı doldururken ben sadece köşede beni pür dikkat izleyen Murat' ta bakıyordum. Gözlerindeki sevinci gülümsemesinden anlaya biliyordum. Bu bir ay içerisinde sürekli beni bulmuştu. Hatta uzun uzun sohbet etmeye bile vaktimiz olmuştu. Hatta bir ara bana en sevdiğim hediyeyi alınca sevinçten yanağından öperek sımsıkı sarıldığımda şaşkınlıktan sarılmama karşılık bile verememişti. Ne yapayım? Basket ödülümü kırmıştım ve aynısını yaptırmıştı. Evet, çok sert birisi ama bana karşı öyle değil. Sanki sevgilisiymişim gibi " Aşkım, sevgilim, hatun " diyor bana. Aslında hoşuma da gidiyor ama Eren'i aldatmış gibi hissediyorum. Zaten onu çok özledim. Geçen hafta yurt dışına kuzeninin yanına gitmişti. Yarın dönmesi gerek ve ben onu çok özledim. En sonunda gözlerimi Murat'tan kaçırdığımda salondaki herkes dağılmıştı. Sadece ikimiz kalmıştık. Ben daha fazla Murat'ta bakamayarak karşıdaki masadan havlumu aldım ve terimi sildim. Suyu kafama diktiğim gibi bitmişti zaten. Tam arkamı dönecekken Murat'tın belimde olan elleriyle durdum. Anlımdan öperek;

" Çok iyiydin sevgilim. Tebrik ederim." Demişti.

" Ben senin sevgilin değilim Murat kaç kere diyeceğim."

" Kaç kere söylersen söyle, ben sana sevgilim diyorsam sevgilimsin konu kapanmıştır."

" Hayır, efendim benim zaten bir sevgilim var." Dememle duvara yapışmam bir oldu.

" Bir daha sakın o kelimeyi ağzına alma. Sen BANA aitsin! Bunu o küçük aklına sok anladın mı Aşkım."

Olumlu anlamda kafamı salladım. Şuan dudaklarımdan öpeceğini tahmin ettiğim için hemen söze atladım.

" Maç yapalım mı? "

" Yenilirsin ;) "

" Hadi ya ne demezsin."

" Tamam o zaman kazanırsam dudaktan uzun bir öpücük alacağım. Kaybedersem? "

" Bana şarkı söyleyeceksin! "

" Asla."

" O zaman bende asla öpmem."

" Emin misin? Sen öpmezsen ben öperim."

" Of tamam kaybedersen beni sinemaya götür. Zaten çok sevdiğim bir film vizyona, girecekti! "

" Anlaştık."

" O zaman maç başlasın."

" Başarılar sevgilim."

30 dk sonra

" Murat steps yapma! "

" Topu alamıyorum desene "

" Ben mi alamıyorum " dedim elinden topu alarak.

" Bu sadece anlıktı aşkım."

" Hiçte bir kere " (sektirir ve arkadan sarılarak Murat topu alır)

" Ya Murat! Nerden öğreniyorsun sen bunları "

" Senden öğreniyorum ya hatuncuk " (potaya atar)

" Ya of oynamıyorum ben "

Sırtımı dönerek yaklaşık on adımlık olan dinlenme koltuğuna oturdum. 3 maç yaptık ve hepsinde Murat yendi! Nasıl basketçiyim ben? Hadi yenilmem neyse benden daha iyi oynaya bilir, ama ona dudaktan tam 3 öpücük vereceğimi hatırlayınca iyice sinir oluyorum.

" Bozma moralini olur böyle şeyler."

" Bir kere olur ama üç kere değil."

" O zaman sen bana bir kere sarıl ben 10 kere yenilmiş sayacağım kendimi."

" Ya sen ne fırsatçısın ya? "

" Eve bırakayım seni Hadi."

" Yok ya gerek yok."

" Ne demek gerek yok saat 9'a geliyor."

" Ben zaten şey e Özge'de kalacaktım bugün."

" Özge?"

" Arkadaşım "

" İyi o zaman yarın görüşürüz. (yanağından öper) "

" Görüşürüz."

**

(Murat)

O kahverengi gözlerindeki endişeyi, heyecanı ve korkuyu görebiliyordum. Yalan söylediği her halinden belliydi. Eve gidip, beyaz tişörtümü ve siyah deri ceketimi giydim. Tabi olmazsa olmaz siyah dar paça ve siyah spor ayakkabılarımı da giydim. Kafama beremi taktıktan sonra, ağır kokulu bir parfüm sıkarak çıktım. Arabayı çalıştırır çalıştırmaz gaza yüklenip Hadise'nin evinin yakınlarında beklemeye başladım.

Giydiği siyah kısa ve fazlasıyla dekolteli elbise benim bile ağzımı sulandırmaya yetmişti. Arabasına biner binmez takip etmeye başlamıştım. Yaklaşık on dakikanın sonrasında büyük bir otelin önünde durdu Hadise. Arabadan inerek içeriye girmişti. Tam tahmin ettiğim gibi Eren piçinin yanına gitti. Hayla onu seviyor. Onu sevdiğini düşünmek onun için bu kadar kendisine özen göstermesini düşündükçe kalbime bir ağrı giriyor. Gözlerimin dolmasına engel olamıyorum. O kadar fazla ki ona olan sevgim. Sinirimden tuttuğum direksiyon elimin terine bürünmüştü. Migrenim başlamış nefesim kesilmişti. Camı açmak için yeltendiğimde içimdeki acı yerini meraka bırakmıştı. Benim sarıpapatyam otelden hıçkırarak ağlayarak çıkmış arabasına bile binmeden koşarak ara sokaklardan birine girmişti. Kendimi tutamayıp arabadan indiğim gibi hızlıca gittiği yöne doğru koşmaya başladım. Ama yok bulamıyordum. En sonunda pes ederek duran kaldırımın kenarına oturdum. Gözüm yan sokağa doğru kaydığında o güneş sarısı saçlar dikkatimi çekmişti. Benim güneşim ışığım yere çökmüş hıçkırarak sessizce ağlıyordu. Koşar adamlarla yanına yaklaşıp saçlarını okşamaya başladım.

" Hadise'm? Ne oldu sana? " dememle o minnoş kollarını boynuma sımsıkı bağlamıştı. Hıçkırıkları boynumda gezinirken bense sadece saçlarını okşayıp o gül kokusunu içime çekiyordum.

" Benim aşkıma ne olmuş bakim? Bak bakayım bir bana? "

O ay ışığı yüzünü görür görmez sertçe yutkunmuştum. Şaşkınlıktan dilim tutulmuştu.

" Kim yaptı sana bunu? "

PSİKOPAT AŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin