Bölüm 2

109 15 3
                                    

   Meraklı,dedektif ruhlu Dilay Haznedar hanımefendi:)


Okulun ilk günü böyle bir olayın içinde bulunmak evrenin bana kötü bir şakasıydı.Müdürün olaydan sonra Gökhanı çağırmasından sonra ,Gökhan yumruklarını sıkarak sınıftan içeri girdi.Yakın arkadaşları Can ve Arda ne olduğunu sorduklarında ise ''Soru sormayın lan'' diyerek bağırmıştı.Müdürün yanında ne olduğu ya da müdürün Gökhan'a ne söylediğini bilmiyorum ;ama sanırım adının Pars olduğunu öğrendiğim bu çocuğa Gökhan bir daha sesini bile yükseletemeyecekti. Bugün okulun ilk günü olduğundan hocalar pek ders işlememişti.Tabi sevgili coğrafyacımız Nihal hoca hariç. Sıla'nın dersi olduğu için ben okuldan erken çıkmıştım.Okulun ilerisindeki Rüya cafe Sılayla benim mekanımdı. Onun dersinin bitmesini beklerken,bir tane limonata içmek için sipariş vermiştim.

On dakika sonra siparişim gelmişti.Ben büyük bir iştahla limonatamı içerken gördüğüm şeyle dona kalmıştım.Bu o muydu,yoksa o bumuydu. İçmeden limonata kafa yaptı heralde. Bizim sınıfta dayak yiyen sıra arkadaşımın burada ne işi vardı.Yüzü tıpkısının aynıydı fakat,gözlüğü yoktu.Başında da yara olması gerekiyordu ama o da yoktu.Samırım kafayı yiyordum.Her gördüğümü o çocuğa benzetmeye başladım.Kapının girişindeki bir masaya oturdu.Takım elbiseli birinin kulağına bir şey söyledi.Ve çekip gitti.

Limonatayı hızlı bir şekilde içtim.Kasaya gidip hesabı ödedikten sonra,Pars'ı çaktırmadan takip etmeye koyuldum.Beyaz bir şahine binerken görmüştüm.Bu çocuk gerçekten çok tuhaftı.Şu filmlerde hemen ortaya çıkan taksilerden bende istiyordum.İlk defa öndeki arabayı takip et,diyerek bir aksiyon yaşayacaktım.Araba çoktan gözden kaybolmuştu.Şimdilik bu takip etme işi yarım kaldı ama,bu çocuğun kim olduğunu,neyin nesi olduğunu öğrenmeliydim.Sonuçta sıra arkadaşımın nasıl bir insan olduğu beni de ilgilendirirdi.

Ders bitmişti.Okul kapısının önünde bizim mız mız Sıla hanımı bekliyordum.Biraz daha geç kalırsa şurada donacaktım.Artık eve götürüp beni çözdürürdü. Hanımefendi sonunda teşrif edebildi.''Neden şu okuldan en son sen çıkmak zorundasın.Bana bunun bir açıklamasını yap lütfen ya''dedim.Koluma girip beni sürüklemeye başladı.''Dilay şu nutuk çekmeni sonraya sakla ,eve varamadan donacağız''dedi.Sabah annemin bana yaptığı gibi bende kafasına bir tane patlattım.''Madem donuyorsun ne diye uyuz uyuz yürüyorsun da en son şu okuldan sen çıkıyorsun''dedim.Sılanın donduğunu sesi kesildiğinde anlardım.Benim bu laflarıma cevap vermiyorsa kesin gerçekten donuyor olmalıydı.Tebessüm ettim kendi kendime.Okul yakındı Allah'tan evimize.Sıla yanağıma öpücük bıraktıktan sonra koşar adımlarla eve gitti.Benim de ondan kalır yanım yoktu açıkçası.Evde bugün tektim.Annem ve babam akşam dayımlara gitmişti.Bende evde tek başıma korku filmi seyretmek için gitmemiştim.Bir yandan da aklım sıra arkadaşım olan Parstaydı. Gizemli birine benziyordu ;ama dedektif Dilay bunu çözerdi.

Katliam gecesi filmini seçmiştim.Ah şu korku filmlerinde neden orada biri var mı diye bağırırlar anlamıyorum doğrusu.Neyse ki evimiz dubleks değildi.Çünkü böyle şeyler nedense hep iki katlı evlerde oluyordu ve bizim ev hiç korku filmi için uygun bir yer olmadığından rahattım.Tek başıma korku filmi izlemeyi gözüme kestiremedim ve kapattım.En iyisi Sılaya bugün olanları anlatmaktı.Telefon ikinci çalmasında açıldı.''Kız yaşıyor musun ısındın mı bari ''dedim kötü kız kahkahalarımla.''Diyene bak sanki senin benden kalır yanın var''dedi.Sözünü kestim.''Dinle beni.Bugün aynı sırayı paylaştığım Pars adında çocuğu ,bizim sınıfın uzunu Gökhan dövdü.Çocuk gözlüklü mülayim.Ders çalışan namı diyar inek öğrenci.Ama tuhaf olan bugün seni bizim kafede beklerken onu gördüm.Ya da benzeriydi bilmiyorum.Çocuğun gözlüğü yoktu ve başında yara olması gerekiyordu ama o da yoktu.Sıla, anlayacağın ben bu çocuğun kim olduğunu araştırmaya başladım''dedim.Karşı taraftan gülme sesleri geliyordu. ''Kızım,kafayı mı yedin sanane elin çocuğundan.Sana ne kimse kim.Başını belaya mı sokacaksın''dedi.Ama kararımı çoktan vermiştim.''Merak etme bir şey olmaz hem senin gibi bir yardımcı dedektefim olduğu müddetçe bir şey olmaz''dedim.Biraz poh pohlamıştım Sıla hanımı.''Tabi ki de ben olunca'' dedi.Duraksadı birden.Jeton yeni düşmüş olacak ki cırlamaya başladı.''Ya benim ne işim var Dilay ya.Yine beni hangi olaylara sokuyorsun''dedi.

  Yağmur yağmaya başlamıştı.Tam yarım saattir Sıla hanımın kaprisini çekiyordum.Hayır zaten kabul edeceksin neyin derdini yaşıyorsun ki.Ben Sılanın laflarını dinlerken karşıda ki ağacın yanında bugün gördüğüm araba vardı.İnanmıyorum,Pars'ın burada ne işi var.

KİMLİKSİZ( DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now