0.1

13.3K 777 588
                                    

Elbisemin krem rengi eteklerini düzeltip kendi etrafımda dönerek aynadaki yansımama baktım.

Kahverengi saçlarımı dalgalar halinde omuzlarımın üzerine bırakmıştım, eğilip elbisemle aynı renkteki topuklu ayakkabılarımı ayağa geçirdim.

Erkek arkadaşımın ailesiyle yiyeceğim yemek için yeterince usturuplu göründüğümü düşünüyordum.

Her zamanki kırmızı rujumu sürmek yerine ten rengi bir ruju dudaklarımda gezdirdim. Ailesine alışmıştım ama henüz onların karşısına kendi giyiniş tarzımla çıkmama hazır olduklarını sanmıyordum. Özellikle annesinin.

Hazırlandığımda odamdan çıkıp çantamın içine telefonumu koyarken bir yandan da anahtarlarımı aldım.

Ufak apartman dairemden çıkıp kapıyı kilitledim, asla çalışmayan asansörde boşuna şansımı denemek yerine merdivenlere yöneldim.

Apartmandan çıktığımda bulunduğu ortama hiç de uymayan lüks arabayla karşılaşmak benim için artık normal bir şeydi. Bu yüzden sürücü koltuğunda gördüğüm yüze gülümsedim ve ön kapıyı açıp koltuğa yerleştirdim.

"Çok güzel görünüyorsun," dedi yüzünü aydınlatan gülümsemesiyle beni şöyle bir süzerken. Bir patates çuvalı giyiyor olsam bile onun için güzel görünürdüm zaten.

"Teşekkürler," dedim saçımın bir tutamını kulağımın arkasına sıkıştırıp. Öne doğru eğilip onu dudaklarından ufacık öptüğümde gözlerini memnuniyetle kapattı.

Evine giden yol uzundu, bu yüzden rastgele bir şarkı açtık. Parmağımdaki nişan yüzüğüyle oynarken dışarıyı izledim. Şehrin orta gelirli tabakasının yaşadığı kısımdan ayrılıp yüksek gelirli insanların yaşadığı kısma geçerken omuzlarımı dikleştirmem ve ağzıma gelenleri söylemeden önce en az iki kere düşünmem gerektiğini biliyordum.

Bazen buraya gelmek ne kadar kilo verirsem vereyim sığmadığım, beni boğan bir elbiseyi giyiyormuşum gibi hissetmeme neden oluyordu ama buna dayanmalıydım. En sonunda o elbiseyi giye giye kendime uyduracaktım ve her şey yoluna girecekti.

Belki de etraftaki en gösterişli evin park yerine girdiğimizde tamamen mükemmel göründüğümden emin olmak için küçük aynamdan kendime baktım. Babasından bahsetmiyordum ama annesi kesinlikle kusurları sevmeyen iğneleyici bir kadındı. Bazen yanında kendimi küçük görmeme neden oluyordu, yine de şu nişan yüzüğünü evlilik yüzüğüne çevirdiğimde onun da yola geleceğini biliyordum.

Arabadan indiğimizde elimi tuttu ve bana güven vermek için kocaman gülümsedi. O olmasa burada hayatta kalamazdım, bu yüzden en azından ona bir gülümseme borçlu olduğumu düşünerek ben de gülümsedim.

El ele tutuştuğumuzda nişan yüzüklerimiz birbirine değdi ama o kadar mutlu görünüyordu ki ona yüzüğü ters eline taktığını söylemek istemedim. Bunun yerine beraber evinin kapısının ziline bastık ve belki de bana evde en cana yakın davranan kişi olan hizmetçinin kapıyı açmasını bekledik.

İçeri girdiğimizde direkt yemek odasına yönlendirildim çünkü onlar böyleydi işte. Ailecek oturup konuşma alışkanlıkları yoktu, beni yemeğe davet ettiklerinde direkt yemeğe geçilirdi sonra annesi benimle konuşmayı reddettiği için babası ayıp olmasın diye tatlı bir muhabbet başlatmaya çalışırdı.

Sonunda oldukça sıkıcı geçen bir tatlı faslının da ardından evime dönerdim. Defalarca onlara yemeğe gelmiştim ve defalarca bu rutin tekrarlanmıştı. Artık her hareketi ezbere biliyordum.

Yemek odasına girdiğimizde Bayan Bieber tabakları yerleştiren hizmetçilere emirler vermekle meşguldü. Öyle ki gelip yanında dikildik ama bizi saniyeler sonra fark etti.

GhostHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin