Who Are You | NaLu Texting | Düzenlenecek |

1.7 | Part 2/2|

               Natsu bana binlerce soru sorarken ben ne yaptığımı sorguluyordum. Tanrım, onu aramamam gerekirdi. Her şeyi batırmıştım işte. "Lucy, Lucy orda mısın?" dediğinde cevap vermeden telefonu kapattım. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Nereye gideceğimi de. Ama birisini ziyaret etmem gerekiyordu. Onu uzun süredir görmemiştim. Bazı şeyleri anlatmaya ihtiyacım vardı.

            Rotamı Japonya Mezarlığına çevirdim. Yaklaşık on dakika boyunca yürüdüm. Nedendir bilmiyorum ama evimiz mezarlığa yakındı. Çoğu zaman bundan pek hoşlanmazdım ama şuan böyle olduğu için dua ediyordum. Yoksa öyle yerler bazı zamanlar haricinde beni korkutuyordu. Mezarlığa geldiğimde o mükemmel kapı ve arkasındaki güzellik ile karşılaştım. Buranın bir mezarlık olduğuna inanmıyordum. Burası Cennet'ti. Gömülmek için ne kadar da güzel bir yer... İnsanı adeta buraya çağırıyordu. Kapıyı ittirerek içeri girdim. Etrafımda birileri olup olmadığını kontrol edip yürümeye başladım. Hemen harf sıralamasına göre gitmeye başladım. İşim uzundu. Çünkü harf sıralamasının en sonundaydı. O meşhur ismi bedeniyle birlikte mükemmel bir mezarlıkta çürüyordu artık. Ünlü doktor Zeref Dragneel, ailesi ile çıktıkları bir gezide arabanın uçurumdan yuvarlanması sonucu annesi ve babası ile feci bir şekilde can vermişti... Natsu'nun abisiydi... Zeref Natsu'nun abisiydi. Bu durum beni üzüyordu. Natsu uyandığında o çok düşkün olduğu ailesinin öldüğünü öğreniyordu ve en kötüsü de, onları hatırlamıyordu. En kötüsü de buydu. Bu bir cezaydı. O yaşıyordu. Her şeyi unutmuş bir şekilde yaşıyordu. Ama aslında olan hiçbir şeyden haberi yoktu.

               İsmi kadar mükemmel mezarının önüne geldiğimde durdum. Bir çiçek getirmemiştim. Buraya her geldiğimde çiçek getirirdim. "Özür dilerim Zeref. Bu sefer ki gelişim çok ani oldu. Sana en sevdiğin çiçekten getiremedim. Gerçi en son geldiğimde hatırladığım kadarıyla bir sonraki sefere yanımda Mavis ve Natsu'yu da getirecektim. Ne kadar da kötü birisiyim değil mi? Eğer hayatta olsaydın bana sorumluluk sahibi birisi olup sözümü tutmam gerektiğini söylerdin. Ama işler karıştı. Mavis Japonya'da değil. Onun için endişeleniyorum. Sen öldüğünden beri kendisine gelemedi. Gülümsüyor, ama sen yaşarkenki gülümsemesi gibi değil. Çok boş bakıyor. Gözleri çok uzaklarda. Seni özlüyor ve sensiz geçen her saniye daha da çok ölüyor." Duraksadım. "Natsu ise," dedim ve buruk bir şekilde gülümsedim. "Sana bunu uzun süre önce söylemeliydim Zeref. Ama üzülmenden korktuğum için hiç söylemedim. Zeref, Natsu sizi hatırlamıyor. Yani, kazadan önceki her şeyi. Uzun zaman önce onunla tüm bağlarımı kopardım. Beni hatırlamıyor. Ama bu beni üzmüyor. Canından çok sevdiği abisini hatırlamaması beni üzüyor. Sana yalan söyledim. Her şey mahvoldu. Sen hayattayken Mavis ve ben bir söz vermiştik. Sen ve Natsu hiç istememiştiniz. Çifte düğün yapmakta karar kılmıştık. Beraber evlenecektik Zeref. Natsu'nun seni hatırlaması için her şeyimi verirdim. Ama sanırım her şey çok geç. Gray bana numarasını verdi. Daha doğrusu telefonuma kaydetmiş. Aptal, kendi kafasıyla bizi tekrar bir araya getirmek için çabalıyordu. İlk başta kabul etmedim. Fakat bizi bir arada mutlu bir şekilde görmek istediğini düşündüm. Ona gizli numaradan yazmaya başladım. Beni buldu. İnanabiliyor musun? Beni gerçekten buldu. Buna mutlu mu olmalıyım yoksa üzülmeli miyim bilmiyorum. Sence Zeref? Sence mutlu mu olmalıyım? Mutlu olup beni gerçekten hatırmalasına izin mi vermeliyim? Yoksa üzülüp tekrar mı kaçayım?

            Farkındayım çok garip bir bölüm oldu. Hatta bölüm neredeyse tamamen Lucy'nin Zeref'e söyledikleri ile geçti ama bu bölüm birkaç sırrın çözülmesi ile ilgiliydi. Normalde bu bölüm çok sonralardan geleceği için dolayısı ile sizde sonradan öğrenecektiniz. Fakat böyle bir karar aldım. Sizce doğru bir karar mı aldım yoksa kötü mü? Pek içime sinmedi çünkü. Cevaplarınızı bekliyorum. Bu arada hikaye 10k olmuş! Gerçekten hepinize çok teşekkür ederim. Bunun için bir özel bölüm yayımlamayı düşünüyorum. Hepinize teker teker teşekkür ederim! Bir sonraki bölümü erken yayımlamaya çalışacağım!

          Bbhbhj, kaçar!