Episode 01 :: "Falling."

115 10 28
                                    

Selam, yeni hikayemle buradayıımm.

Farklı kategorilerde yazmak istediğim birçok kurgu var ve ben ilkini şimdi yayınlıyorum :')

Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar ^^



Yağmur yağıyordu. Okuldan önceki son pazar gecesiydi ve arabanın camından rüzgâra dokunan elime birkaç büyük su damlası düştüğünde zihnimi radyodan gürültüyle bana ulaşan Pink Floyd parçasına kapatmayı denedim.

Bulunduğum lüks arabanın içi, aralarında benim ve Camilla'nın da olduğu son sınıf öğrencilerle dolup taşarken bakışlarımı karşımdaki gözlüklü çocuğa çevirmekten kendimi alamıyordum. İnanılmaz derecede sarhoş ve yine aynı derecede gürültülü ve sinir bozucuydu, bir türlü susmak bilmiyordu.

Parmaklarımın arasında tuttuğum ucuz kokulu ve alkol dolu, plastik kırmızı bardağı dudaklarıma götürdüğümde bundan biraz da olsa zevk almaya çalıştım.

İki senedir neredeyse işkence çektiğim lise yıllarımın ardından üçüncü sınıfa geçmiştim ve bundan sonra bir köşede durmayacağıma dair kendime söz vermiştim.

Arabasında bulunduğum grubun büyük çoğunluğu son sınıf öğrencilerinden oluşuyordu ve okulun Rugby takımına katılmamı biraz kolaylaştıracak yardımları için onlarla takılmayı göze almıştım.

Birinin koluma dokunmasıyla elimde olmadan irkilirken Camilla'ya döndüm ve o da meraklı bakışlarını nihayet bana çevirdi.
"Hangi cehenneme gidiyoruz?"

Cevap vermek için ıslak dudaklarımı araladığım anda konuşmamız gür ve erkeksi bir sesle bölünmüştü.

"Kabul edilme törenine." diye fısıldamasının aksine herkesin duyması için büyük bir çaba sarfettiğinde Amerikan aksanını duymamla elimde olmadan yüzüm buruştu.

Çocuğu elbette tanıyordum, Sheffield Lisesi'nin futbol takımındaki değerli oyuncularından biriydi. California'dan geldiği için ayrı bir havası olduğunu düşünüyor olması için okuldaki kızların ona salyalarını akıtarak bakması gerekmezdi, fakat belli ki sadece bu bile onun için yeterliydi. Benim ise seksi hale getirmeye çalıştığı aksanını kullandığı anda tüylerim ürperiyordu; Amerikalılar kendini beğenmiş, ukala tiplerden başka bir şey değildi.

"Kabul edilme siki de ne?"
Alkolün etkisiyle dudaklarımdan kaçan küfür çocuğun sinsice gülümsemesine neden olurken bundan utanmam gerektiği halde utanmadım.

"Üçüncü sınıfa geçen herkese yaparız, sizi öldürecekmişiz gibi bakmayı kesmelisin."

Yüzümü onun hizasında olmayan bir yere çevirip kusmamak için kendimi zorladım, sonra da bakışlarımı onunkilerde sabitleyip bir şey anlamaması için gülümsemiştim.

Söz verdim.
Lisede geçireceğim son iki senenin mükemmel olması ve başarılı olmam dahilinde okulun Rugby takımına katılmayı başaracağıma dair kendime söz verdim.

"Yağmur hiç durmadan yağıyor." dedim eğlenir bir tonda, bakışlarımı camdan alıp elimdeki bardağı tekrar dudaklarıma götürürken. "Bu havada ne gibi bir şey yapabiliriz, Davidson?"

Arkama yaslanıp kollarımı çaprazladığımda Cooper Davidson da beni taklit ederek geri çekilmişti, bu hareketinden anladığım ilk şey ismini biliyor olmamdan gurur duyduğuydu.

"Çok ukalasın değil mi, seni küçük prenses?"

Cevap vermeden onu incelemeyi sürdürürken bir şeyler düşündüğünün farkındaydım; fakat son evreye ulaşmış bir kanser hücresi kadar tehlikeli fikirleri, uyuşturucu etkisi yapan şarkıların haber anonsuyla kesilmesi yüzünden bölünmüştü.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 21, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Catch MoonWhere stories live. Discover now