The Boy Who Loves His Best Friend .PJM. 4

IIIII

15.06.2013 11:30

Hye Ran ağrıyan başının etkisiyle uyandı. Mızırdanarak üzerindeki yorganı tepikleyerek attı ve başını tutarak ayağa kalktı, terlemişti ve içki kokuyordu. Aklına Jimin gelince hızlıca odayı taradı yoktu evet her zaman ki gibi tüm suçu Hye Ran'ın üstüne atıp kaçmıştı. "Lanet olsun sana Park Jimin!" diyerek olduğu yerde tepindi.

Hızlıca bir duş alıp üstünü giymek için odasına geçtii. İç çamaşırlarını giydikten sonra kendini incelemeye başladı ve gözüne bir morluk takıldı.

13:40

"Jimin son kez soruyorum bu morluk nasıl oldu?!"

Jimin, Hye Ran'ın bir şeyler hatırlamamasına sevinmişti ama Hye Ran sürekli morluğu sorup duruyordu. Elindeki topu bir kez daha karşı duvara atıp tutan Jimin ayaklarını uzattığı masasından çekti.

"Gerçekten bilmek istiyor musun?"

Hye Ran başını hızlıca salladı ve önüne bağladığı kollarını çözdü. Jimin de kıza dönüp öne doğru eğildi.

"Gerçek şu ki..." Dedi ve durakladı.
Kızda biraz eğilerek Jimin'e yaklaştı.

"Hadi Jimin!"

Jimin derin bir iç çekerek arkasına geri yaslandı ve ayaklarını geri masanın üstüne koydu.

"Süpürgenin altına yattın." dedi ve tepkisine bakmak için Hye Ran'a baktı. Hye Ran anlamamış olacak ki kaşları çatık birkaç saniye düşündü. Ve Jimin'e anlamadığını belli eden gözlerle baktı. Jimin derin bir iç çekti ve ayaklarını geri indirdi.

"Sana su getirmek için mutfağa gitmiştim sonra içeriden süpürge sesleri gelmeye başladı. İçeri geldiğimde gördüğüm manzara; senin el süpürgesini boğazına yapıştırmış 'Bu şey beni yemeğe çalışıyor.'diye bağrışların oldu."

Hye Ran çoktan kızarmış olan bir suratla Jimin'e bakıyordu.

"Sana inanmıyorum Park Jimin!"

Jimin omuzlarını silkerek ayaklarını geri masasına uzatarak topu duvara atıp tutmaya başladı.

"Sen bilirsin." diyerekte umursamaz tavrını belli etti.

Hye Ran hem yaptığının verdiği utançla hemde sinirle yerinden kaltı ve kapıyı çarparak dışarı çıktı. Birkaç saniye sonra ise dış kapının kapanma sesi geldi.

Jimin ise duvara attığı topu tutamadığı için top hızlıca kafasına vurup yere düştü. Sanki tanrı tarafından cezalandırılıyormuş gibi.