"Fuck me Bo$$"

13.5K 375 487
                                    










- Saat 11:10 , Byun Company -

Byun Baekhyun öğleden sonra saat on iki buçukda olacak olan toplantı için dosyaları gözden geçiriyordu. Yapacakları bu toplantı yeni çekilecek olan reklam filmi senaryosu ile alakalıydı. Byun Company , Kore'nin en iyi reklam firmasıydı.

Derin bir nefes vererek koyu renk gömleğinin kollarını dirseğine kadar katladı. Şimdiden bunalmıştı. Ayrıca sabah kahvesi de geçikmişti.

Sinirli bir ruh haliyle şirket hattının bulunduğu telefonu eline alıp bir numaraya uzun süre basılı tuttu. Bir numarada sekreteri Chanyeol'un telefonu kayıtlıydı.

Hat cevap verdiğinde karşı tarafa söz hakkı tanımadan sesini yükseltti.

"Park Chanyeol , üç dakika içinde kahvem elimde olmazsa eşyalarını toplamaya başlarsın."

Telefonu kapatıp masaya fırlattığında koltuğundan kalkıp masasının ardında kalan camdan duvarın önünde geçti. Şirketin en üst katı olan yirmi beşinci kattaki ofisi , şirket binasının yüksek bir alanda olmasının da farkıyla Seul'ü ayakları altına seriyordu insanın.

Ellerini koyu renk kumaş pantolonun ceplerine yerleştirmeden önce sağ kolundaki saatti kontrol etmişti. Chanyeol'a bağıralı bir dakika yirmi sekiz saniye olmuştu. O sırığın gecikmeyeceğine emindi. Şayet bu şirketten kovulursa başka bir şirkette işe girme fırsatı sıfırdı.

İki dakika ve ellinci saniyede kapı tıklatıldı. Baekhyun'un içeri gir emri ile Chanyeol elindeki kahve bardağı ile koşarak odaya daldı. Kapı ve masa arasındaki mesafeyi büyük adımlarıyla arşınladı. Baekhyun'a uzattığı kahve bardağı ile beraber ayakları birbirine dolandığındı ve yere kapaklandı.

Elindeki kahve bardağı ise fırlamış ve tüm kahve Baekhyun'un koyu renk gömleği üzerine boca edilmişti.

"PARK CHANYEOL !"

Chanyeol elleri titrerken ayağa kalktı sürekli 'ne yapacağım , özür dilerim efendim benim hatam' gibi şeyler mırıldanıyordu.

Baekhyun derin bir nefes alırken sakinleşmek için bir yandan da gömleği parmak uçlarıyla kavrayarak teninden uzak tutuyordu.

"Chanyeol kes aptalca davranmayı. Önce gidip kapıyı kilitle , sonra yedek kıyafetlerimin olduğu dolaptan bana gömlek getir. ÇABUK !"

Chanyeol kırmızıya boyanmış saçlarını savurarak başını salladı. Koşar adım gidip kapıyı kilitledi. Sonra yine koşar adım Baekhyun'un her zaman yedek kıyafet bulundurduğu dolabını açtı. Ellerini bir kaç tane olan askının arasında dolaştırdı. Ama burada gömlek falan yoktu.

"E-efendim ..."

"Ne var Chanyeol ?" Chanyeol başını Baekhyun'a çevirdiğinde onun üstündeki gömlekten kurtulduğunu gördü. Karnında iz şeklinde belli olan kasları bir miktar kızarmıştı kahvenin sıcaklığından.

Baekhyun kendisini inceleyen çocuğun kendine gelmesini bekledi. Chanyeol başını iki yana salladı ve saçları gibi kırmızı olan yanaklarıyla Baekhyun'un yüzüne odaklandı.

"Burada gömlek yok. "

"Ne demek orada gömlek yok ?"

Baekhyun gittikçe gerilen sinirleri ile dolaba , dolaylı yoldan Chanyeol'un üzerine adımlamaya başladı.

"Gömlek yok, efendim. "

Baekhyun Chanyeol'un kolunu kavrayıp onu kenara iteledikten sonra dolabı bir de kendisi yokladı. Uzun olanın dediği gibi , gömlek falan yoktu. Halbuki geçen hafta uzun olana gömleklerini kuru temizlemeden almasını söylemişti.

BOSS (BaekYeol ~ Two Shot )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin