DG -7. Bölüm: KARAKOL

Start from the beginning
                                    

"İki bilemedin üç gün sonra eline mahkeme kâğıdı gelir," Kenan'ın sözleri ile Asude'nin kanı çekildi. Ne demek mahkeme kâğıdı? Diye düşünürken, Kenan elindeki tespihi yeniden çevirdi. Asude daha fazla bu şekilde durmak istemediği için adamın elinde duran tespihi çekip aldı.

"Hemen anlat, yoksa bu tespihi sana yediririm Kenan!" Genç adam onu onaylarken, gözleri parlıyor, telaşla hareket ediyordu.

"Senin pepelek, numarasını dağıttığımı biliyor." Asude'nin duydukları karşısında gözleri büyüdü. Bu olayı tamamen unutmuştu. O an ki sinirle söylemişti ve peşine düşmemişti.

"Sen nereden öğrendin?" Sesindeki soğukluk ile Kenan kadının gamsızlığına şaşırsa da kendisini çabuk toparladı.

"Beni aradı. Numaramı dağıttığını biliyorum, seni ve Asude'yi dava edeceğim dedi."

"Sen ne dedin peki? Sorun değil deseydin. İstediğini yap deseydin." Bir şey çıkmayacağını düşünüyordu. En fazla biraz azar işitirdi o kadardı.

"He deseydim değil mi? Kızım ortada kasti suç varmış. Altı aydan, iki yıla kadar hapis dedi senin pepelek," Asude cezanın miktarını duyduğunda neredeyse düşecekti. O şerefsiz Asude'yi aldatacaktı ama sonucunda Asude iki yıl yatacaktı. Olmazdı, izin vermezdi.

"Ortada kasti bir şey varsa, nefsi müdafaa da var. Ben kendi haklarımı korudum. Adam öldürmedim, hırsızlık yapmadım. En fazla monoton hayatına biraz hareket kattım," sonlara doğru gelen gülme isteği ile kahkaha atarken Kenan da gülmeye başladı.

"Kızım sen harbiden delisin. Hapis diyorum, iki sene diyorum, nişanlısın diyorum ama sen gülüyorsun. Bak Asude benim başımı yakma da ne yapıyorsan yap." Asude adamın dediklerine odaklandı birazda. Haklıydı, bir an evvel halletmeliydi ama o pisliği de aramak istemiyordu. Eğer aramazsa da Kenan'ın başı yanacaktı.

"Tamam, çocuğum sen korkma. Ablan halledecek her şeyi. Git sen bebelerle, uzuneşek oyna," adamın omzuna yumruk atarak onu kapıdan çıkardı. Elinde duran tespihi de son anda aklına gelmiş ve kafasına fırlatmıştı.

"Vurun anasını satayım. Sende vur." Kafasına yediği tespihe söylenen adamı dinlemedi. Şuan daha önemli bir işi vardı ve onu düşünmeliydi.

Gayet neşeli başlayan günü mahvolmuştu. Şimdi arasa mı, yoksa ifade için almalarını mı beklese bilemedi. Bunu biraz düşünmeli, sonra karar vermeliydi. Az önce indiği basamakları tırmandı yeniden. Eve girdiğinde annesi eski yerinde durmuş, balıkların akvaryumunu temizliyordu.

Asude hiçbir şey söylemeden işine döndü ve camları silmeyi bitirdi. Koltukların altını, halıların altını silmeye başladığında saatler çabuk geçmişti. Evin işini nihayet bitirdiğinde artık biraz olsun dinlenebilirdi.

"Akşama ne yapacağız Asude?" Rukiye Hanım yorgunluğun verdiği uyuşuklukla koltuğa yatmış, ayaklarını da havaya kaldırarak dinleniyordu.

"Çaylı yapsak olmaz mı ya? Ben geçen defa poğaça koymuştum buzluğa. Onları ısıtırız, patates, biber kızartırız. Yanına bir de çay oh mis gibi olur," annesi de onu onayladığında Asude'nin aklı hâlâ ne yapması gerektiğindeydi. Bir tarafı Arda ile konuşması gerektiğini söylerken diğer tarafı bırakıp onun dediğini yapmaması tarafındaydı. İki ucu pis değnekti ve Asude iki arada bir derede kalmıştı.

"Ben biraz uzanayım. Kalkarım sonra." Ayaklarını sürükleyerek odasına kadar yürüdü. Yatağın üzerine fırlattığı telefonuna baktığında beş tane mesaj varken, üç tane de çağrı görünüyordu. Çağrılar Esma'dandı, mesajlar ise Devrim'dendi.

"Nişan olayı için hâlâ kızgın mısın?"

"Beni biraz dinlesen hak vereceksin aslında."

"Asude beni deli etme, cevap versene!"

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now