Sert Kız (kitap kaldırılıcaktır)

Hamileyim

Klasik bir Barış evi toplantı alanı.
Barış:
- Kızım ne söylüyceksin hadi söyle bi yaa.
Su:
- Ya çok sıradışı bişey nasıl söyliyceğimi bilemiyorum.
Ebru:
- Alıştıra alıştıra söyle.
Su:
- Tamam, ilk olarak biz gayet iyiyiz zaten mide bulantıları ve aşerme hamilelikte normalmiş.
Caner:
- Hamilelik hani bebiş o olandan mı ?
Su:
( alayla güldüm)
- Yok öyle değil.
Caner:
- Ha iyi o zaman.
Su:
- Ya mal mısın Caner ya bebiş olandan.
Biricik:
- Ya olmadı bu sen nasıl aşererek öğreniyosun hamileliği yaa senin kusman lazım.
Can:
- Aşkım kızı zorla mı küsturucan.
Barış:
- Yaa bi durun lan ben şimdi dayı mı oluyom.
Savaş:
- Bende dayı oluyorum o zaman.
Biricik:
- Bende teyze oluyorum yaa.
Mert:
- Eee bu çocuğun niye hiç halası yok yaa.
Su:
- Sanki Amcası varda.
Mert:
- Tek tük bir amcadı var onun.
Su:
( kaşlarımı çatım)
- Tek tük derken.
Mert:
- Benden iki yaş büyük abim var.
Su:
- Hadi ya senin abin mi var.
Mert:
- Eh işte tek tük bitane.
Ebru:
( kıkırdayarak gülüyor.)
Su:
- Ne gülüyon Ebru yaa.
Ebru:
( hala gülüyor)
- Şimdi senin çocuğun şoyle dermiş bide Savaş dayı siz annemle sevgili mi oldunuz ?
Mert:
( yüzü kasıldı)
- Bidaka Savaş'ın dayı olucağı kısmı kaçırdım ben biz dış kapının dış mandalını niye çocuğumuzun dayısı yapıyoruz.
Savaş:
- Senin gibi biri baba oluyorsa bende hayli hayli dayı olurum.
Su:
- Ahhh.
Hepsi aynı anda:
- Su iyi misin ?
Su:
- Ha ha kandırdım.
Biricik:
- Öff ödümüz koptu yaa.
Savaş:
- Off bende baba olmak istiyorum Ebru hadi evlenip birkaç tane yapalım.
Su:
- Ama bu haberi yarın büyüklere haber verelim.
Mert:
- İyi düşündün karıcım.

Sabah:
Su'nun giydiği

Mert Ailesi:
Adem bey( mert'in babası):
- Hoşgeldiniz bu evin yolunu buldunuz.
Mert:
- Hoşbulduk Baba.
Su:
- Hoşbulduk efendim.
Adem:
- Aaa gelin kızım bana baba de.
Su:
- Peki babacım.
Mert:
( kulağıma fısıldadı)
- Çok kibarsın.
Ona kötü kötü baktım.
Mert:
- Baba, annemide çağır.

( Annede gelince)
Anne:
- Hayırola oğlum hepimiz burdayız.
Mert:
- Bize göre hayır ama.
Baba:
- E söylesene oğlum.
Mert:
- Su hamile.

Onlara bakıp güldüm ama durdular öyle.
Su:
- Alıştıra alıştıra söyleseydin.
Adem:
- Ben şimdi dede mi oluyorum.
Mert:
( güldü )
- Evet baba.

Onlar sevindi biz izledik çok sevindiker sanırım uzun süredir bekledikleri bir haberdi:
Anne:
- Oğlum abinde burda ona da söyle öyle .
Mert:
- Anne muhatap etme beni şu herifle.

Sonuç hüsran Mert'in abisinin odasının kapısındayız.

Kapıyı çaldık ve açtı.
Abi:
- Noldu ?
Mert:
- Sana birşey söyleyip defolup gitçez de keyif mi bırakıyon insanda.
Abi:
- Bu kız kim.

Baştan aşağı süzüldüm.
Mert:
- Tuna ne bakıyorsun.
Tuna:
- Sana mı bakıyorum.
Mert:
- Ay adam gibi söyleyelim dedik tat bırakmadın.
Tuna:
( düz ve umursamaz bir ifadeyle.)
- Söyle.
Mert:
- Karım Su tamam tanıştınız memnun olmadınız gelelim asıl meseleye karım hamile sende amca oluyosun görüşürüz.
Tuna:
( kapıyı kapatırken)
- Gitti taş gibi hatun.

Şirket:
Şirkette girdiğimde sürtük sekreter hala çalışıyordu birde o yüzle mi ya kızın dudaklarında D hatfi var resmen ama geçmiş artık sadece D gölge gibi duruyor hemen Öykü'nün yanına gittim.
Su:
- Öykü, Deniz odasında mı ?

Yüzüme baktığında dehşete düşmüşt.
Su:
- Eserim harika.
Öykü:
- Polise gitmedim nolur beni öldürmeyin.
Su:
( bacaklarına baktım)
- Vayy pantolon giymiş.
Öykü:
- Su hanım Deniz hanım odasında.

Odaya kapıyı tıklatarak girdim Deniz aynı Deniz dosyalars gömülmüş.

Su:
- Abla sana bir şey söyliycez Mert'le .
Deniz:
( sıcacık gülümsedi)
- Geçin bakalım söyliyceniz şeyi merak ettik.

İçeri geçtik koltuklara oturduk.

Su:
- Ablacım ben hamileyim.
Deniz:
- Ay senin bebişin mi olucak.
Su:
- Hı hı bebişim olucak.
Mert:
- Deniz ,bebeyi olucak hala kısa giyniyo bişey de şu kardeşine ben deyince etek boyları nedense daha çok kısalıyor.

Biz ablamla gülerken Mert bize bakıyordu.
Deniz'le baya konuştuk bebekle ilgili sonra Mert'i bir sürekine postaladık ve özel konuştuk.
Deniz:
- Sana yani bebeğe bişey vermek istiyorum vericeğim şeyin maddi açıdan değeri yok ama manevi açıdan benim için çok fazla.
Su:
- Ay hadi çatladım.

Ofisteki gizli kasasını açtı ve içinden büyük bir kutu çıkardı içini açtığında üç tane deniz kabuğu çıktı.
( multide var yine koyuyorum)

Deniz:
- Bunlar anneannemin annesininmiş benim için çok değerliler şimdi bende sana veriyorum.
Su:
- Deniz bunu kabul edemem ileride çocuğuna verirsin.
Deniz:
- Benim hiç çocuğum olmiycak Su.
O yüzden al bunları.

Sarıldık ve deniz kabuklarını alıp Mert'le evin yolunu tuttuk.