Escapar Del İnfierno

27 3 14
                                    


En kalabalıkta ki,en yalnızlara...

Yürüyorum. Düşüncelerimin karmaşası adımlarımın dengesini yoklarken,yürüyorum. Çok şey hissediyorum. Hissettiklerim mutluluk olmaktan kaçınırken,ruhumun ve bedenimin her bir bölgesini işgal eden yıkıntılar gün geçtikçe yerini daha tazesine bırakıyor. Düşünmeden edemiyorum, soyut bir acı nasıl olurda onca somut acıdan  daha çok acıtabilir? Zedelenmiş ruhum haykırıyor; kayıplar... Düşünürken ayakkabılarıma odaklanmış gözlerim,ılık havanın etrafıma üşüşmesiyle yerden kalkıyor. Ardından çıkardığım telefona kartımı takıp bir numara tuşluyorum. Kulağıma götürdüğüm telefon üçüncü çalıştan sonra açılıyor. "Havaalanından al beni,başım dertte."

"... Bende bulduğum ilk bileti aldım ve buraya geldim." Dedim elimde ki viski dolu bardağı masaya bırakırken.
"İyi bok yedin. Başına bela açmadan duramıyor musun?"
"Sakin ol Augusto. Kısa süre buralarda oyalanıp döneceğim."
"O adamın kısa süre mi peşinde olacağını düşünüyorsun Lina?" Dedi ve kaşını kaldırarak bana baktı. Açıkçası, adamın niyetinin beni öldürmek olduğunu biliyordum. Ama Onu riske atamazdım.
"Evet, en fazla iki ay. Arar durur,ardından vazgeçer. Hem buraya dönmek zaten aklımdaydı biraz erken gerçekleştirdim." Dedim viski bardağını tekrar elime alırken. Ardından etrafıma bakınıp tekrar konuşmaya başladım. "Yarışlara katılmam gerekiyor." Kibirli sırıtışıyla bana döndü. "Dert ettiğin şeye bak. Buralar benden sorulur ama araba işini ne yapacaksın?"
"Aslında bu kısımda da senden yardım almayı planlıyorum."dedim bardağın ucunda kalan viskiyi kafama diktikten sonra. Ardından bardağı ona ittim. "Bana güveniyor musun?"
"Sana kendimden çok güveniyorum ama..."
" Aması yok Augusto, sadece bir yarış. Ondan sonrası bende."
"Tamam, ama bebeğime birşey olursa fena kapışırız." Dedi dolu viski bardağını tekrar önüme iterken. "Kapışırız..."


Düşüncelerin kafamda karmaşasını hissederken, boş viski bardağını yokladım. Ardından tekrar uzattım. "Fazla içtin Lina, azıcık ayıl. Benimde işim bitmek üzere." Dedi Augusto arkasını dönerken. Yavaşça sandalyeden uzattığım ayaklarım yere bastığı an dengemi kaybettim ama toparlanmam uzun sürmedi. Biraz hava alsam açılırdım,dışarı doğru yürümeye başladım. Kapıdan çıktığım an hafif bir ürperti geldi bedenime. Kollarımı sardığım gövdem, esen havayla birazda olsa kendine gelmişti. Karşıda ki kaldırıma yürümeye başladım. Gözlerim kapalı oturdum. Düşüncelerin zihnimde belirginleşmesiyle, içkinin yavaştan etkisini kaybettiğini anladım. Boşluğum geri dönüyordu,içinde kendimi kaybettiğim boşluk. İşte bu kadar dedi. Ancak bu kadar kaçabilirsin benden. Kafamı sallayıp hayır diye mırıldandım. Savaşım henüz bitmedi. Kurtulacağım... Kalktığımda başımın dönmesiyle sendeledim. Uzaktan gelen sesler... İyi misin? Daha da belirginleşen kalın ses tonu, Hey, iyi misin? Kafamı sallayıp kendime gelmeye çalıştığımda,karşımda netleşen görüntüye baktım. Aralarında, bal rengi kadar açık tonları bulunduran çimen
rengi gözlere odakladım bakışlarımı. 1 saniye... 2 saniye...3 saniye...
"İyi misin?" Kafamı çevirdim. "Evet"dedim. Ardından kolumu çektim ve barın girişine yürümeye başladım. Tam o sırada Augusto içeriden çıktı. Gülümsedi. "Hadi gidebiliriz." Arkamı dönüp arabaya yürümeye başladım. Karşımda duran BMW m4 gts'ye baktım. "Fena değil." Diye mırıldandım. Ardından hiddetle bana dönen Augusto'ya bakarak tek taraflı gülümsedim. "Çok fenasın,Lina..."

Kısa süre sonra yaklaştığımız 3 katlı binaya baktım. Yeşile boyanmış,gayet sıradandı. Ondan beklentimde tam buydu. Arabası dışında gösterişi kesinlikle sevmezdi. Arabayı park ettikten sonra arabadan indik. Etrafıma bakınırken bana döndü. "Nasıl? Beğendin mi?" dedi. "Evet,hoş" diye yanıtladım onu ardından binaya yürümeye başladım. Saat epey geç olmuştu. Düşünecek çok şeyim vardı. Ama bunları yarına erteleyebilirdim. Kendime bu iyiliği yapabilirdim. Eve girer girmez kendimi uykunun kollarına bıraktım. Diğer bir değişle kendimi;savunmasızlığıma yolladım.


Gecenin RitmiWhere stories live. Discover now