DG -6. Bölüm: BIÇAK KAZASI

Start from the beginning
                                    

"Ben bu saatten sonra dükkâna gitmeyeceğim. İkimiz gideceğiz markete." Aracın yönünü markete çevirdiğinde Asude adamın tepesine atlamak istiyordu. Onun saçını, başını yolup, dişlerini eline vermek istiyordu.

O emir almaktan hoşlanmazken, bu adam hayatına girdiğinden beri onun dediklerini yapmaktan geri kalmıyordu. Büyük marketin önüne geldiklerinde uygun bir alana aracı park ettiler. Asude inat edip arabadan inmeyebilirdi ama buna değmeyeceğini düşünerek kapıyı açtı.

Dışarıya çıktığında Devrim'in onu beklediğini gördü. "Ne alacağız?"

Otomatik kapıdan girerlerken marketin serin havası onları karşıladı. Sağ taraflarında kalan meyve reyonunda çeşit çeşit meyveler ağız sulandırıcı duruyordu. Genç kadın gözlerini onlardan güçlükle çektiğinde, adamı takip etmeye devam etti. Unlu mamullerinin olduğu standa geldiklerinde Devrim raflara bakmaya başladı. Asude ise onun ne seçtiğine bakıyordu.

"Baklava alalım mı?" Asude kendisine soru soran adamla irkildi. O, şuan karşı tarafta onları süzen kadına odaklanmıştı. Gözlerini kısarak kadını tehdit etmek istedi ama o kadın bundan anlıyor gibi görünmüyordu.

"Benim için fark etmez." Omzunu silkip, adama yaklaştığında, Devrim ona bakmadan karşısında duran kadına sipariş veriyordu.

"Bir kilo şu köşedeki baklavadan istiyorum." olduğu yerden birkaç adım yana geçerek yaş pastaların olduğu kısma geldi.

"Otuz tane de ekler pasta istiyorum. On beş tanesi kakaolu, on beş tanesi de muzlu olsun." Asude, ekler pastayı duyduğunda gözlerinde büyük bir gömü bulmuş gibi parlayan ışığı saklama gereği duymadan tezgâha yaslandı.

Ekler yemeyeli uzun zaman olmuştu ve şuan acayip derecede o kutuya yerleştirilenlere gömülmek istiyordu. Ellerini yasladığı yerden Devrim'e bakarken, adamın gülerek kendisini izlediğini biliyordu. Onun bilerek bunları aldığını da biliyordu. Olduğu yerden geri dönerken adamın boynuna atladı.

"Ya sen ne şeker adamsın öyle." Adamın yanaklarını sıktırmaya başlayınca Devrim kendisini ondan geri çekmeye çalışsa da Asude'nin elinden kurtulması mümkün değildi.

"Kızım çekil şuradan. Biri görecek." Devrim gerilerken Asude inatla daha da sıkıyordu yanaklarını. Kocaman adam, küçük bir kadının önünde maskara olmuştu. Devrim geri çekilirken, Asude sevinçle arkasını döndü. Tezgâhın arkasından ona uzatılan paketi eline aldığında Devrim'in duymasını önemsemeden görevli kıza baktı. Gözlerinin büyük olmasını fırsat bilerek daha da büyüttü. Karşısında duran görevli kız ona bakarken sesini bir fısıltıdan farksız tutarak tıslamaya başladı.

"Nişanlıma daha fazla iç çeke çeke bakarsan benim cinler halaya kalkacak haberin olsun!" Sözlerini bitirdiğinde, arkasını döndü ve yürümeye başladı. Seviyor veya sevmiyor, hiç fark etmiyordu. Eğer Devrim onun nişanlısı ise ona kendisinden başka kimse bakamaz, yaklaşamaz, iç geçiremezdi. O sadece onundu ve onun olmalıydı.

Kasaya geldiğinde Devrim de hemen arkasında duruyordu. Adamın ona sinirle bakan gözlerini şimdilik görmezden gelecekti. O kadın hak etmişti, Asude hak ettiğini layığı ile vermişti. Burnunu kıvırarak elinde duran paketi koydu ve kasanın diğer tarafına geçti. Devrim ise kadının bu hareketlerini sadece izlemekle yetiniyordu.

Asude'nin kendisini kıskandığının farkındaydı. Bu ne kadar hoşuna gitse de, bu kadar kıskançlığın ileride sorun olacağının bilincindeydi. Onun aşırı hareketleri gözünü korkutmuyor değildi. Kendisinin de ondan kalır yanı olmasa da Devrim kendini frenlemeyi öğrenmeye başlamıştı.

Sıra kendisine geldiğinde parayı ödeyerek Asude'nin poşetlemesini bekledi. Onunla bu konuyu konuşmaları gerekiyordu. Ne çok konu birikmişti konuşacakları. Daha düğün meselesi vardı konuşulacak.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now