9.BÖLÜM

17.3K 929 6
                                    


9.BÖLÜM

Salondaki kanepede yorgun bir şekilde otururken etrafına bakındı. Yorulduğuna değmişti doğrusu. İtalyan tipi salon takımına uygun krem rengi kanepeler, yine onları tamamlayan halı ve perdeler, salona iç açıcı, modern bir görüntü veriyordu. Kaç gündür işçilerle birlikte koşuşturuyordu. Ali kendisini bu kadar çok yormasına karşı çıkmış, gelenlerin kendi alanlarında profesyonel olduğunu söylemişti ama bu o kadar basit değildi. Seçilmiş mobilyaları yerleştirilmesi işin en kolay kısmıydı. Ama asıl iş daha sonra başlıyordu. Gelen dekoratörlerle birlikte mobilyalara uygun halı, perde ve diğer aksesuarları seçmek bir hayli zamanlarını almış, onları uygun yerlere yerleştirmek ise başlı başına bir sanattı. Birazdan yine işçiler gelecekti. Geriye kalan ufak tefek işleri ve oğlunun odasının dekorasyonu bugün bitiyordu. Ama bu hengâmeye daha fazla dayanamayacaktı. Bugün oğlunu da yanına alarak Serap'a sürpriz yapmak istiyordu. Oraya nasıl gideceğini düşünürken Ali'ye söylemeye karar verdi.

Telefonuna uzanarak Ali'yi aradı. Karşısına çıkan sekreterin sesini tanımıştı. Belli ki sekreter de onun sesini tanımış, soru sormaksızın Ali'ye bağlamıştı. Sekreteri paraleli kapatırken Ali "Bir şey mi oldu?" diye sesleniyordu.

"Hayır, hayır bugün ev yine gürültülü, Bartu ile birlikte Serap'a sürpriz yapmak istiyordum."

"Anladım, birazdan şoför evde olur, sizi istediğiniz yere götürür." dedi yumuşak bir sesle.

"Ben taksi çağırabilirim, buna hiç gerek yoktu."

"Neye gerek olup olmadığına bırak da ben karar vereyim, dediğim gibi Sait Efendi birazdan sizi almaya gelir."

"Teşekkür ederim." Telefonunu kapadıktan sonra yerde oyuncaklarıyla oynayan oğluna seslendi.

"Bartu gezmeye gidelim mi? "bu söz Bartu'ya yetmişti. Hemen yerinden kalkarak annesinin yanına koştu. Birlikte yukarıya çıkmışlar, Eylül çocuğu giydirdikten sonra kendisi de giyinmiş beraber aşağıya inmişlerdi.

"Anne gesme gidiyoruz."

"Evet oğlum, Serap teyzene sürpriz yapacağız."

Arabayı beklemek için oğluyla dışarıya çıkmış, bahçede dolaşıyorlardı. Pencereden bakıldığında küçükmüş gibi görünen bahçenin oldukça geniş olduğunu fark etti. Yemyeşil bahçenin içinde dolanırken kalın duvarların üzerine aralıklarla yerleştirilmiş kameralar gözüne çarptı ama bu durumu yadırgamadı. Ali için güvenliğin çok önemli bir unsur olduğunu daha ilk tanıştıkları günlerde öğrenmişti. Mutlaka yakınlarında bir yerde koruması olurdu. Biraz daha ilerlediğinde küçük bir alana yerleştirilmiş kum havuzunu gördü. Ali'nin Bartu için yaptıracağı oyun parkı için burası seçilmişti demek.

Yeniden çıkış kapısına geldiklerinde ise arabanın onları beklediğini gördü. Bartu, arabayı görür görmez hemen arabaya doğru koşuşturmuş, Eylül de onu takip ediyordu. Bartu onları bekleyen şoförün önünde durmuş, cebinden çıkardığı küçük arabasını ona gösteriyordu.

"Hen,hen,hen..."

Sait Efendi, ufaklığın sevimli hareketine daha fazla dayanamamıştı, onu kucaklarken

"Aynen öyle, hen hen hen" diyerek gülümsedi.

Araba sessizlik içinde ilerliyor, Bartu'nun oyun seslerinden başka bir şey duyulmuyordu.

Sait Efendi, arabanın dikiz aynasından Eylül'ü izlerken inşallah bu defa bir aksilik çıkmaz diye dua etti. O gün her şeyi göze alıp söylemeye karar vermişti ama söylemeye fırsatı olmamıştı. Günlerdir kendini yiyip bitiriyordu hatta bir ara kapısına dayanıp gerçeği haykırmak istemişti, ama sonra vazgeçmişti. Bunca yıldan sonra bir insanın kapısına gidip böyle bir sır nasıl söylenebilir, nasıl izah edilebilirdi? Ama beklediği fırsat bugün yeniden karşısına çıkmıştı. Bu sırrı daha fazla saklayamayacaktı.

İHANET(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin