Yatakta huysuzca kıpırdandı. Gerçekten artık yorulmuş, bitkin bir hal tüm bedenini sarmıştı. Güç denen şey, artık onun için çok uzak bir karamdı.

Bir süre sonra kapı çaldı. Emma'nın "Girin" demesi üzerine Jenna odaya girdi.

- Neler oluyor Emma ? James hemen senin yanına gelmemi söyledi. Ayrıca sabah James ile odada yalnız kaldın. Bana her şeyi anlat, dedi Jenna heyecanlı bir şeklde..

- Sakin ol Jenna.

- Neler olduğunu söylersen sakinleşebilirim. Ayrıca suratın kireç gibi. Bir şey mi oldu Emma? diye sordu Jenna endişeli bir şekilde.

- Hepsini tek tek anlatacağım, dedi Emma. Daha sonra konuşmaya devam etti. Sabah Victoria beni James'in çalışma odasına kitledi. James ile çıkmaya çalıştık. Sana seslendik ama gelmedin, dedi Emma suratı asık bir şekilde.

Jenna gülümsedi. Daha sonra konuşmaya başladı:

- Neredeyse kapının önüne kadar geldim Emma. Ama Düşes benim size yardım etmeme izin vermedi. Biliyorsun, ona karşı gelemem.

- Evet, biliyorum.

- Eee ?

- Biraz sohbet ettik. Konu hayallere falan geldi. Dük mutlu olmadığını söyledi. Bende aşka ihtiyacı olabileceğini söyledim. Daha sonra..

- Daha sonra? dedi Jenna heyecanı bir şekilde.

- Beni öptü, dedi Emma mahcup bir şekilde.

- Ne? diye sordu Jenna şaşkınlık içerisinde.

- Beni öptü Jenna. Ama sandığın gibi değil. Küçük bir öpücük. Sanırım benden hoşlanmaya başladı. Her neyse işte beni öptükten bir süre sonra Victoria kapıyı açtı. Bizi yan yana otururken gördüğü için bir şeyler olduğunu düşündü. Düşes odadan çıktıktan sonra bende çıktım ve odama geldim. Bu gün olanları düşündüm sonra intikam için hazır olmadığmı düşündüm. Ah, Jenna ben mutlu değilim. Annem ve babam öldükten beri hiç mutlu olamadım. En azından onlar hayattayken beni seven birileri vardı. Şimdi kimimi var ? dedi üzgün bir şekilde. Daha sonra konuşmasına devam etti. İşte sonra aklıma küçükken yaşadığım bir anı geldi. Onların yanında olmayı o kadar isterdim ki. Sonra tekrar onların yanınında olup, mutlu olabileceğim bir yol buldum.

- Neymiş bu yol ? dedi Jenna, Emma'yı dikkatli bir şekilde dinlerken.

- Ölmek, dedi Emma.

- Ölmek mi!? Umarım aklımdan geçen şeyi yapmamışsındır Emma, dedi Jenna tedirgin bir şekilde.

- Pencereye doğru yürüdüm. Daha sonra da pencereye çıktım. Derin bir nefes aldım ve gözümü kapattım. Daha sonra kendimi boşluğa bıraktım. Tam o anda birinin beni belimden kendine doğru çektiğini hissettim. Gözümü açtığımda karşımda James vardı. Beni kurtardı. Odama da beni görmek için gelmiş. Beni öyle görünce de hemen kurtarmış, dedi Emma.

Jenna ise şaşkın bir şekilde Emma'nın dediklerini dinledi. Gerçekten ne diyeceğini bilemiyordu. Emma'nın yaptığı büyük bir delilikti.

- Ah, Emma. Sen ne yaptın? Ya ölseydin? Ya James olmasaydı?

- Biliyorum Jenna. Ama ben gerçekten bıktım.

- Bıktın diye böyle bir şey mi yapılır ? dedi Jenna.

- Biliyorum Jenna. Ama ben başka bir çare bulamadım. Lütfen üzerime gelme. Bende ne kadar büyük bir şey yaptığımın farkındayım. Ama artık gücüm kalmadı. Bu yaşadıklarımı kaldıramıyorum. Yalnız izninle biraz dinlenmek istiyorum. Sabahtan beri zaten bir sürü şey yaşadım. Ayrıca emin ol kendime bir şey yapmayacağım ve lütfen bugün yaşananları kimseye anlatma.

KALBİMDEKİ LEKE #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin