DG -3. Bölüm: ATEŞİM VE CAN YAKARIM

Start from the beginning
                                    

Ağır adımlarla holü geçti. Salonun kapısından içeriye girdiğinde kayınvalidesi ve Devrim koltuklarda oturuyordu. Nişanlısına bakmadan kaynanasına ilerledi. Yüzüne yerleştirdiği zoraki gülümseme ile kadının eline uzandı.

"El öpenlerin çok olsun, güzel gelinim." Erken karar vermek istemiyordu ama bu kadın bu şekilde iyi davrandıkça Asude kötü davranmak istemiyordu.

"Hoş geldiniz. Kusura bakmayın odada işlerim vardı." Boş bulduğu koltuğa otururken Devrim'e bakmıyordu.

"İşler önemli tabii. Her bakımlı insanın işlerinin olması kadar doğal bir şey yok." Devrim çıngıraklı yılan gibi kıvrılan dilini acımasızca savururken Asude ona ters ters baktı. Bu adamın diline düşmek gibi bir hata yapmıştı ve ömür boyu dilinden düşemeyecekti.

"Evet, işler önemli. Her ev kadını ev işlerine bakar. Her sağlıklı erkekte evine ekmek kazanır. Boş gezenin boş kalfası gibi orada burada dolanmaz." Mutfağa çayı demlemek için kalkarken laf söylemeyi ihmal etmemişti. Skor 1-1 eşitlenmişti.

Mutfağa gittiğinde ekmek kutusundan ağzına attığı bir lokmacık ekmekle midesinin sesini bastırdı. Demlenmiş çayı hazırlanmış olan bardaklara doldurdu. En arkada kalan bardağa demli çayı doldurduğunda işi bitmişti. Kendisinden emin bir vaziyette salona geçti. İlk önce kayınvalidesine ikram etti, daha sonra annesine. En son Devrim'e uzattığı bardağı adamın alması ile arkasını döndü. Hızlı adımlarla mutfağa ilerledi ve annesinin hazırladığı bisküvi dolu tabakları içeriye taşıdı.

"Kızım şekerleri de taksitle mi getireceksin?" Annesinin imalı sözleri ile ona baktı ve unutmuş gibi yaparak mutfağa geri döndü. Tezgâha hazırladığı biri şeker, diğeri tuz dolu kâseyi eline alarak geri döndü. Tuz dolu kâseyi Devrim'in önüne bıraktı ve yerine oturdu.

"Kızım sen içmeyecek misin?" Kayınvalidesinin sözleri ile bakışlarını ona çevirdi. O sırada Devrim çayını tuzluyordu.

"Ben içmeyeceğim. Pek canım istemiyor." Birçok kişi bilirdi ki Asude çay için canını verirdi. Koltukta geriye yaslanırken adamın çayını yudumlamasını bekledi. İlk yudum için bardağı dudaklarına götüren Devrim ağzına gelen acı tat ile çayı çıkarmak için hamle yaptı. Karşısında oturan kadının keyif dolu bakışlarını gördüğünde ağzındaki çayı geri yuttu. Bir, iki derken çayı güçlükle bitirmişti. Meret çaya da bir koca kaşık tuz atmıştı. Asude adamın bu hareketine içinden gülse de azmini takdir ediyordu. Ona yenilmemek için tuzlu çayı içmişti. Çayını tazelemek için bardağı eline aldığında adamın itirazı ile ona baktı.

"İçmeyeceğim teşekkür ederim." Bardağın bir tarafından tutan Devrim'e inat Asude diğer tarafından tutuyor, bırakmıyordu.

"Bir bardak daha içmelisin bence." İkili böyle inatlaşırken yaşlı kadınlar da olaya dahil olmuşlardı.

"Zehir olsa içmelisin Devrim." Annesinin sözleri ile yenilen Devrim bardağı bıraktı. Asude ise keyifle mutfağa geri yürüdü. Demlikten doldurduğu çayın içine çekmecede duran açık karbonattan bir kaşık alıp attı. İyice karıştırırken iyice koyulaşan bardağa baktıkça içi karardı. Devrim holde söylediği sözlerle aralarındaki savaş davullarının çalmasını sağlamıştı. Eğer Devrim uğraşmak istiyorsa, Asude uğraşacaktı.

Kapıdan içeriye girdiğinde adamın yutkunduğunu gördü. Gayet kibar ve hanımefendi bir tavırla bardağı sehpaya bırakırken adama göz kırpmayı ihmal etmemişti. Yerine yerleştiğinde tüm dikkati ile adamı seyretmeye başladı.

"Kızım, çocuğun midesini mi deleceksin. Katran gibi olmuş çay." Annesinin sözleri ile yakalanmanın verdiği bir telaşa kapılsa da soğukkanlılığını koruyarak onlara açıklama yapmaya başladı.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now