Sizi Gidi İmanlılar! | Askıya Alındı

Sizi Gidi İmanlılar | Giriş

🌸 DÜZENLENDİ 🌸

Erva Şenay

"Elem tere fiş, kem gözlere şiş!"

Oturduğum yerden heyecanla atılırken, Acla'nın gözlerini kısarak baktığı fincanı kendime yaklaştırdım. "Ee," deyiverdim. "Ne görüyorsun? Gören de sanır, Nismet Ablasın ayol! Yarım saattir, bakkalda taze ekmek bekler gibi bekliyorum!"

Acla, gözlerini yavaşça devirirken, parmağını fincanda bir noktaya tuttu. "Şu birikintiyi görüyor musun? Bak, birisi oraya sıçmış."

Ters bakışlarım Acla'ya dönerken, sağ elimle sertçe Acla'nın kafasına geçirdim.

"Tamam tamam, bunalmışsın sen." dediğinde, ellerimle kendime yelpaze yapmaya başladım.

"Ay vallaha doğru bildin, Acla! Bunalttılar beni, öldürdüler! Delirdim ayol!"

Acla, "Bak şurada iki tane bina var... Görüyor musun? Arada bir duvar var... Ay kız Erva, bunlar arasında bir engel var!" diye devam ederken, ayağa fırladım. Tam ağzımı açıyordum ki, tam on ikiden kıçıma inen terlikle birlikte, inleyerek arkamı döndüm.

"Aa, Suzan Teyzeciğim! Hayırlar olsun inşallah, çok şükür Yarabbim, elhamdülillah. Nasılsın?"

"Sen o binaları da, engelleri de doğru görmüşsün Acla! Hiç boşuna numara yapma. Sizin gittiğiniz yol yol olmaktan çıktı artık! Size bir ceza gerek."

"Ama anne, yine ne yaptık biz ya?"

Annem, yere düşen terliğini ayağıyla kendine çekerken kaşlarını çattı. "Hele sen hiç konuşma, Erva! Küfür mü dersin, askılı mı dersin, şortlar mı dersin, bikiniler mi dersin... Bir namaz kıldığın, ders çalıştığın yok! Her şeyini benden mi istersin... Bana hiç yardım ettiğin de yok." dediğinde, kaşlarım havaya kalktı.

"Ama anne, abartmıyor musun? Denize de çarşafla mı girseydim? Hem askılıyı da sadece evde giyiniyorum. Şort giyindiğim de yok bir kere... Küfür falan da etmiyorum." dediğimde, Acla televizyon seyreder gibi bizi izliyordu. "Daha demin sıçmış diyen kimdi, acaba? İyice zıvanadan çıktınız siz. Yatılı Kurân kursuna göndereyim de, akıllanın. Yoksa başka türlü terbiye edinemezsiniz."

"Ama Suzan Teyzeciğim," dedi Acla ve bir adım öne çıktı. "Bir insan yedisinde neyse, yetmişinde de odur diye bir söz var, hiç duymadın mı? Hem biz terbiyesiz miyiz, ayıp ediyorsun ama..."

Annem ters bakışlarını Acla'ya çevirirken, "Sizin akıllanmanız lazım." deyiverdi.

"Pılınızı pırtınızı toplayın, biz de Perihan ile birlikte sizi Kurân kursuna yazdıralım."

🌸

Bavulumu zorla çekerken, "Nereden geldik şuraya yahu?" diye söyleniyordum.

Acla omuz silkti. "Annelerimize karşı mı gelseydik, bir de? Yoksa daha fena şeyler yaparlardı, biliyorsun... Hem Kurân kursuna geldik kızım, fena mı?" dediğinde, bu defa ben omuz silktim.

İçeriye girdiğimizde, bir kız karşıladı bizi. "Siz yeni öğrenciler olmalısınız. Kaç ay kalacaksınız?"

Acla ile aynı anda, "Bir," dediğimizde kız elindeki kağıdı inceledi ve "Burada üç yazıyor..." diye homurdandı. "Ne diyorsun sen yahu?" derken kızın elindeki kağıdı çekiverdim.

Anneme bak sen, bir gösterip üç vurmuştu kadın.

Oflarken, "Bekleyin bi', annemi arayayım." diye homurdandım ve telefonumu çıkardım. Tam şifreyi giriyordum ki, kız telefonumu elimden çekti ve "Telefon yasak," dedi.

"Ne diyorsun sen be? Bırak telefonumu!"

Acla, elini omzuma koyarken "Bırak Erva. Daha ilk gün, bozuntuya vermeyelim. Sonra ağzına ederiz. Hem benim telefonum güvende." diye fısıldadığında yavaşça geri çekildim ve, "Neyse ne..." diye mırıldandım.

"Üç aylıklar en üst katta kalıyorlar. 13 numaralı oda. Yolunuz açık olsun."

Oflarken, Acla'ya döndüm.

"Vallaha, oflamaktan imanım gevredi."

🌸

Yukarı çıktığımızda, odamıza giriş yapabilmiş ve derin bir nefes vermiştik. Acla, "Cam kenarındaki yatak benim," dediğinde "Yo, benim." diye homurdandım.

"Hayır aşkım önce sen kapa..."

"Ne?"

"Pardon, on üç saattir kakaolu süt içmiyorum da."

Göz devirirken, "Daha demin bavulunu daha rahat çıkarabilmek adına, güç toplamak için kakaolu süt içmiştin. Hatırlatırım." diye mırıldandım. Acla omuz silktikten sonra kendini rast gele bir yatağa bırakırken, fırsattan istifade ben de cam kenarındaki yatağa geçtim.

"Hey! Orası benim yatağım."

Yavaşça kafamı çevirirken, karşımdaki kıza baktım. Kursta sadece ders ve namaz vakitleri kapanmak zorunluydu sanırım. Çünkü kızın belini geçen siyah saçları, resmen dans ediyordu.

"Bana mı dedin?" diye sorarken hafifçe doğrulduğumda kız kaşlarını çattı. "Sana dedim tabii, muşmula surat."

"Muşmula mı dedin sen?"

Ayağa kalktığımda, "Bak adını nasıl da biliyor..." diye mırıldandı. Gözlerimi yavaşça Acla'nın yattığı yatağa çevirdiğimde uyumuş olduğunu gördüm.

Ruh halim Acla.

Ne ara uyumuş bu kız yahu?

"Bas git kızım, belanı benden bulma!"

Acla'nın yattığı yatakta bir hareket olduğunda, gözlerim tekrar oraya kaydı. Cadıya bakın siz, uyumamış!

Acla, oflayarak yanıma geldiğinde, sakince kıza döndü.

"Bana bak, tatlım. İçimde biriken tüm siniri kusarsam, sinirlerin içinde boğulursun. Mezar taşına, sinirlerde kaldı da öldü yazarlar. Kısacası, geri bas."

Kız, iki kişi olduğumuzu gördüğünde kavgaya son verirken, odanın kapısı açıldı ve kıza doğru birisi geldi. "Dolunay, Rana iyi değil! Koş!"

İsminin Dolunay olduğunu öğrendiğim kız, hızla odayı terk ederken kendimi tekrar cam kenarındaki yatağa bıraktım. "Hadi bakalım, hevesin kaçmasın. Bir kereye mahsus yatabilirsin orada, ama sonra ben yatacağım!"

Acla'ya göz devirdikten sonra kafamı pencereye çevirdim. Aynı bizimki gibi bir bina vardı. İnsan, böyle bir boğaz manzarası falan bekliyordu tabii...

Ayrıca, bu pencerenin perdeleri neredeydi?

Tam yatakta doğrulup pencereyi açıyordum ki, arkamdan bir kız şaşırmama neden olacak cümleyi kurdu.

"Dışarı bakmak yasak! Karşıda erkek okulu var!"

🌸 BÖLÜM SONU 🌸

Herkese merhaba! Eskiler bilir, ilk bölümlerde çok ama çok fazla mantık hatası vardı. Hem yeniden başlatmak, hem de yeni başlayanlara hoş bir başlangıç bahş'etmek istedim. Umarım beğenmişsinizdir! Düşüncelerinizi de belirtirseniz... Çok müteşekkir oluruz. Oy verip bize destek olmayı unutmayın!