1.1

149 80 55
                                    

Multimedia- Tansu&Mercan

-11-

°2K Şerefine! °

Timur'u ikna ettiğime inandığım için önce tentürdiyot'u pamuğa döküp canını yakmamaya çalışarak kanları temizledim. Sargı bezini de sarıp malzemeleri yerine koymak için girişe geçtim.

"Anne ördek sabırla yumurtalarının kırılmasını bekliyordu. Vakit tamamlanınca ördek yavruları yumurtalarından çıkmaya başladılar. Fakat en son ve en büyük yumurta bir türlü kırılmıyordu.."

Bahçede ki hamak tarzında ki salıncakta sallanırken Timur'a kitap okuyordum. Kafasını bacaklarıma koyup usulca gözlerini kapattı. Kahverengi yumuşacık saçlarını elimle okşadıktan sonra kitabı okumaya devam ettim.

Saat 5'e gelmek üzereydi. Timur kitabın bitimine kadar dayanamayıp uyuyakalmıştı kucağımda, onu yatağına yatırıp Mira Hanım'ı aramak üzere aşağıya indim.

Siyah küçük çantamın içerisinden telefonumu çıkartıp rehberden Mira Hanım'ı buldum ve arama tuşuna bastım.

1-2 kez çaldıktan sonra Mira Hanım'ın sesi geldi kulağıma.

"Mercan, canım bende seni arayacaktım birazdan. Ne yapıyorsunuz? "

"Timur uyudu Mira Hanım onun için aramıştım sizi. Yani eğer toplantınız bitmediyse siz gelene kadar beklerim."

"Ah yok canım bitti. Yoldayım şuan zaten 15-20 dakikaya oradayım. İşin varsa bekleme beni tatlım zarf her zaman ki yerde."

"Tamam Mira Hanım iyi günler. "

"Sana da iyi günler canım."

Telefonu kulağımdan çeker çekmez çantanın içine fırlattım ve adımlarımı mutfağa yönelttim.

"Kıymet teyze?"

Saçlarına ak düşmekte olan tonton sevimli birisidir Kıymet teyze. Çok severim kendisini. 55-60 yaşlarındadır. Kendisi 4 yıldan beridir burada çalışırmış.

"Efendim kuzum?"

"Ben çıkıyorum Kıymet teyze Mira Hanım yoldaymış, Timur oda da uyuyor. Son kez kontrol edip çıkacağım haber vereyim dedim kolay gelsin. "

"Sağol evladım. Hadi Allah'a emanet ol."

"Sende Kıymet teyze."

Gülümseyerek arkasını dönüp patateslerini soymaya devam etti.

Bende Timur'un yanına gitmeye başladım. Eminim üstü açılmıştır, gitmeden örteyim de aklım kalmasın.

Odaya geldiğimde kapı yarım açık olduğu için ses çıkarmamaya özen göstererek içeriye girdim. Timur'un yanına ilerlerken yanında yatan amcasını yeni farketmiştim. İkisi de uyuyordu şuan ve tahmin ettiğim gibi bir Timur klasiği olarak üstü açılmıştı küçük bey'in.

Üzerlerindeki beyaz ince yorgan ile üstlerini örttüm ve Timur'un yanağına öpücük kondurarak odadan çıktım.

~➰

"Bak, ya hemen buradan çıkarız ya da aldığın tüm kıyafetleri makas ile keserim. Yapmadığım şey değil biliyorsun. Şimdi çıkışa gidiyorum ve sadece 5 dakikan var gelmek için."

Arkamı dönüp çıkışa ilerledim. Tam yarım saattir bir mağaza da olmamıza inanmazsınız değil mi? Bende inanmak istemiyorum ama ne yazık ki öyle.

Okul için bir kaç malzeme almak üzere geldiğimiz avm'de yine ve yine Melek hanımın eksikleri çıktı. O mağaza senin bu mağaza benim 1 buçuk saattir dolandırıyor beni.

Kafamı sol koluma eğip saate baktığımda 5 dakikanın dolduğunu görmemle karşımda somurtarak bana yaklaşan Melek'i görmem bir oldu.

"Hayır yani bir kere böyle huysuzluk yapmasan ölürsün sanki."

Avm'nin çıkışına doğru ilerlerken Melek'in her zaman ki gibi söylenmelerini dinledim.

Aralıksız 15 dakika konuştu ki daha da konuşmaya niyeti vardı.

"Bende ki de kafa yani. Başımı şişirdin, iki dakika sus Allah aşkına. "

"Vay, vay, vay. Önceden yarım saat konuşurdum ve sesini çıkartmazdın. Çok değiştin Mercan çok. "

Adımlarını hızlandırdı.

Al işte, yine başladık. Bir şeyleri kıskandığı halinden belli.

"Yine ne yaptım acaba Melek? Bak artık Ayşenur ile de konuşmuyorum okul da, daha ne istiyorsun? "

Birkaç adım önümde yürürken durdu.

"Gerçekten mi? "

Yüzünde memnun olmuş bir hal vardı. Demek ki bu konu yüzünden yapmış. Ah Melek ah. Hiç kimsenin onun yerini doldurmayacağını bildiği halde nasıl da kıskançlık yapıyor.

"Tabi ki gerçekten, yalan borcum mu var sana? Gördüğüm zaman görmemiş gibi davranıyorum, ayıp oluyor ama ne yapayım sonra cezası benden çıkıyor. "

Yanına ulaşıp koluna girdim ve durağa doğru adımlarımı hızlandırdım.

"Ayıp oluyorsa oluyor canım. Kendine konuşacak başka birini bulsun. "

Gülümsedim ve sol taraftan gelen otobüsün durması için elimi kaldırdım.

~
"Melek, hadi uyan artık. "

Yanına oturup hala ellerim ile onu sallamaya devam ediyordum ama yok yani. Her pazartesi aynı işkence.

"Melek uyan diyorum bak geç kalacağız sayende. "

Kafasının altından yastığını çektim, sonra üzerinde ki örtüyü.

Bende de Peygamber sabrı yok ki canım.

"Sen kaşındın."

Bir elim ile kolundan bir elim ile bacağından tutarak yuvarlayıp yere düşmesini sağladım.

"Ne yapıyorsun be insafsız kız. "

Kafasını ovalayarak sinirle bana bakmaya devam etti.

"Saate bak saate, geç kalacağız senin yüzünden. Yarım saattir seninle uğraşıyorum, çok iyi oldu sana. "

Adımlarımı kapıya doğru yöneltip hızlandım. Kapıyı açıp kendimi hemen dışarı attım ve kapıya fırlatılan ne olduğu belirsiz cisimden kurtulmuştum.

Lavaboya giderek elimi yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçalayarak çıktım. Odaya girdiğimde Melek odada yoktu. Lavaboda da görmemiştim. Nerede olabilirdi ki sabah sabah pijamalarla?

2K olmuşuz canlar! Herkese çok teşekkür ediyorum.

Ve bugün 3 yıldır sevgimizin gram azalmadığı bilhassa arttığı, iyi ki varsın dediğimiz adamın doğum günü. İyiki doğdun Ekin Koç! Nice bizli yıllara!
(-21Haziran-)

Siyaha Bürünmüş Hayatlar #Wattys2017Where stories live. Discover now