8.BÖLÜM "Özlem"

Start from the beginning
                                    

"Çabuk anlat olanları. Ayy çok merak ettim." Diyordu. Ah işte başlıyorduk.

***

Alarmın o iğrenç sesiyle uyandım. Saate baktığımda sabah namazı için kurduğum alarm olduğunu anladım. Kakıp abdest aldım ve namazımı kıldım. Keraat vakti geçene kadar Kur'an okudum. Daha sonrada yattım.
Bu gün dersim 10:00'daydı ve şu an saat 08:00 dı. Daha 2 saat olduğu için ağır ağır kalktım yataktan. Odamdan çıktım ve banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp salona girdim. Salonda kimse yoktu. Zaten Nisanın da dersi 12:30'daydı. O bu saatte kalkmazdı. Bir an onu uyandırmayı düşündüm ama beni öldürüp katil olmasından kprktum. Kendimi düşünmühorum yani kesinlikle onu düşünüyorum(!) Mutfakta kendime atıştırmalık bir şeyler hazırladım ve mutfağı toparlayıp odama döndüm. Dolabımın karşısına geçtip ne giyeceğine baktım. Askıda geçen gece bay kerestenin numarasını yazıp cebine koyduğu ferace çarptı gözüme. Acaba onu çok kırmışmıydım. Sonuçta beni tanımıyordu ama anlamasıda lazımdı. Kapalıydım yani.

'Her kapalı senin gibi davranmıyor. Erkeklerle sevgili olup gezip tozanlarda çok.' Dedi içimdeki ses. Oda haklıydı çünkü doğruydu söyledikleri. Bu tarz kapalılar yüzünden müslümanlar yanlış anlaşılıyordu. Allah hidayet versin ne diyelim.
Acaba bay Keresteden özür dilemeli miydim? Ama nasıl dileyecektim. Hem onunda her ne olursa olsun benden bir özür dilemesi gerekirdi bence. Afff ne yapacağım ben? Sonunda üzerimi giyindiğimde tekrar salona gittim ve portmanto ya yöneldim. Portmanto da asılı duran kot pardesümü giydim ve Nisaya 'Okuldayım ve uykucu' konulu bir not yazdım.
Apartmandan çıktığımda arabamın yanında Kerim'i gördüm. Acaba özür dilese miydim? Tersler miydi? Yada yüz bulup böyle şeyler yapmaya devam mı ederdi? Kafam çok karışıktı. Düşüncelerimle boğuşurken ona, onunda bana baktığını fark ettim. Gözlerimi yere indirip arabama doğru ilerledim. Arabanın önünde durmaya devam edince ona 'Ne var?' Dercesine baktım ve onunda bana öfkeyle baktığını fark ettim. Ne oluyordu yine bu adama yahu.

"Ooo nazlı kızımız da buradaymış." Dedi alayla. Alaylı konuşsada gözlerindeki öfke hala sabitti. Çift karakterli gibiydi.

"Ne diyorsunuz? Biraz üslubunuza dikkat edin lütfen."dedim. Sakince ama ne olacağı belli olmazdı. Az sonra sinirle patlayadabilirdim.

"Hah...dikkat etmezsem naparsın? Sevgiline mi söylersin." Dedi. İğrenç bir ses tonuyla. Ne diyordu bu adam.

"Ne diyorsunuz siz beyefendi?" Diye sesimi yükselttim. Gözlerindeki öfke giderek büyüyordu ama umrumda değildi çünkü bende öfkeleniyordum.

"Hey söylesene nasıl böyle davranabiliyorsun. Masummuş gibi, orda burda elin herifiyle sarmaş dolaş gezen sen değil mişsin gibi?"dedi tiksinircesine. Az sonra etin ete çarpma sesi duyuldu sokakta. Ona tokat atmıştım. Bu...bu söyledikleri çok ağırdı ve beni iki yıl öncesine götürüyordu. Yüzü sağa doğru dönerken gözkeri kapalıydı. Yanağında da kızarıklık vardı. Ama bu umrumda değildi. Gözlerim dolmuştu ama ağlamak istemiyordum. Bu herifin karşısında hiç ağlamak istemiyordum.

"Sen ne dediğini sanıyorsun. Ben bana haram olan bir erkeğin adını ağzıma alırken rahatsız oluyorum sen bana ne diyorsun. Hayatımda senin kadar iğrenç bir insan görmedim. Ahh sizin gibiler için ne kadarda kolay oluyor bir kıza 'kötü' damgasını yapıştırmak."diye haykırdım adeta.

"O zaman dün yanındaki it kimdi lan. Ne halt yemeye gelip seni evine bıraktı."diye kükredi. Bir adım geri atsamda öfkemden bir şey kaybetmemiştim aksine daha da öfkelenmiştim.

"O benim abim. Anlamadan dinlemeden beni yargılayamazsın. Hatta sen beni hiç yargılayamazsın."dedim. Gözümden bir kaç damla yaş yuvarlanıp sesim kısılırken. Gözlerindeki öfke dinip yerini pişmanlığa bırakırken burada daha fazla durmak istemedim. Bana doğru bir adım attığında geriye doğru bir adım atıp yanından hızla geçtim ve arabama bindim. Arkamdan baktığını hissetsemde dönüp bakmadım. İsmi lazım değil şahıs bir tek bakışımı bile haketmiyordu. Arbamı buradaki bildiğim tek sahile doğru sürdüm.

***

Kerim'den

Onu ilk gördüğümde beni çok öfkelendirmişti o ukala ve özgüven dolu hali beni sinirlendirmişti.
Daha sonra onu ablamın evinde gördüğümde masadaki hallerine falan baktığım kadarıyla farklı bir kızdı ve kız-erkek ilişkilerine karşı olduğu belliydi. Onu gıcık etmek istemiştim ve cebine telefon numaramı yazıp koymuştum. Tabi göz kırpma emojisi olmadan olmazdı. Sinir olacağına emindim zaten de. Ertesi gün onunla markette karşılaştığımızda. Söylediklerinden sadece sinirlenmediğini aynı zamanda kırıldığınıda anlamıştım. O zaman ufakta olsa pişmanlık duymuştum ama bana beni bir daha görmek istemediğini söylediğinde buz tuttuğunu düşündüğüm kalbimde bir acı olmuştu. Tabi ben bu acıyı eşofmanımın kalbimin üzerine gelen armasındaki demirin battığını düşünüyordum.
Dünde onu tekrar o it herifle gördüğümde kan beynime sıçramıştı. Benim yüzüme bile bakmayıp-hemde bu yakışıklılığıma rağmen-başka birisiyle gezip tozduğunu hatta sarıldığını görmek beni sinirlendirmiş biraz(!)da egomu zedelemişti. Bu gün ablama geldiğimde arabasını kapıda görünce uyuzluk olsun diye beklemiştim onu. Ama gel gör ki o beni burada büyük bir pişmanlokla bırakmış ve arabasına binerek uzaklaşmıştı. Ama bu duyguların hiç biri gözünden yuvarlanan bir damla yaşın bana hissettirdiği duyguyu hissettirmemişti...

Bölüm nasıl? İlk defa Kerim'in ağzından yazdım ama nasıl oldu bilmiyorum. Erkeklerin düşüncelerinden de pek anlamam zaten. Umarım beğenirsiniz. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. 😏😉

Bir Ömür Sev BeniWhere stories live. Discover now