Kelebeğin kanatlarından kaçış

3K 490 18
                                    


Hızla akıp geçen günler kendisine gelemeyen kavuşamayan iki aşık için zor geçiyordu. Hayata küsmüş bir hal içerinde kimse ile konuşmayan geceleri yorganın altında döktüğü gözyaşlarını saklayan bir depresyon halinden genç bayanı kurtarmak için elini uzatan kişi Mert idi. Uzun uğraştan sonra kendisini dışarıya çıkma fikri konusunda razı etmişti. Hüznün peşini hiç bırakmadığı gözleri dalıp giden hiçbir şeyden zevk alamayan bir hale gelmişti son günlerde. Mert'in dışarıya çıkma teklifi için salınarak istemsizce hazırlanıyordu evde akşam 10 da evden alacaktı onu.

Ablası ve halası bu haline üzülmekten başka bir şey yapamıyorlardı, defalarca Kadir'le konuşmuşlardı gizli saklı ama aldıkları yanıt hep aynıydı ''evlenmek zorundayım''. Tabuları olan yaşlı kadının aklında farklı düşünceler oluşsa da yinede bir çare düşünüyordu Yaren ile oturup saatlerce pencere önünde. Buldukları her kavuşturma çabası olumsuzlukla karşılığını veriyordu.

Hazırlığı bitmiş olan Duru uzun zamandan bu yana ilk kez dışarıya çıkacaktı, en son çıktığı gün Kadir Demir ve Yaren vardı hafızasından silemediği o gün Seda'nın şeytanla olan yaptığı anlaşmasıydı. Uzaklara dalan gözleri ile yatağında oturmuş Mert'in geleceği saati beklerken ablası karşı çıkıyordu o çocukla görüşmemesi için. Fakat Duru sessizliğini korumakta ısrarlıydı çantasını eline aldı sessizce çıktı evden.

Mert görüntüsü itibari ile oldukça yakışıklı olmasının yanında yüzünde olan kışkırtıcı ifadelere sahipti özellikle gülerken yanağındaki iki gamze herkesin hayranlığını kazanıyordu ama Duru'nun umurunda değildi. O verdiği söz için dışarıya çıkmıştı. Gürültülü bir mekana getirmişti herkes çılgın gibi dans ediyordu dertlerini o piste bırakıyorlardı sanki. Oldukça lüks görünümü ve ihtişamı vardı mekanın. Kendileri için ayrılmış locaya geçtiler. Mert gürültüden dolayı devamlı söyleyeceği her sözde genç bayanın burnunun ucuna kadar yaklaşıyordu. Sesten birbirlerini bağırarak anlıyorlardı. Garson servis almak geldiğinde alkol söylemişti Duru'ya. İtiraz etti genç bayan hayatında hiç içmemişti ki merak bile etmemişti tadını.

-Soda diye bağırdı. Etrafa bakıyordu Mert ise ona bir şeyler anlatıp duruyordu. Dizi hakkında bir şeylerdi çok da fazla dinlemedi kafasını sallamakla yetiniyordu. Nihayet gürültülü müziklere ara verilmiş daha sakin parçalara geçmişti mekan. Kulaklarının ağrısı azda olsa daha iyiydi genç bayanın.

Kalabalıkta nasıl gözlerinin seçip gelenin Kadir olduğunu anlayabildiğine inanamadı o anda. Tekrar gözlerini kısarak baktı. Gelen oydu. Daha gündüz şirkette görmesine rağmen orada olmasına sevindi. Yanındaki hayatlarını karartan bayanı gördüğünde sevinç yine hüzne bırakmıştı içini. Ablasının haber verdiğini düşündü bir anda ama nereye gideceğini Duru bile bilmiyordu. Nasıl orada olduklarını bilmişti Kadir. Korumaların hala uzaktan takibi olabileceğini tahmin etti. Aslında bu tahmininde de yanılmıştı çünkü Seda ile Mert sadece uzaktan tanışmalarına rağmen onların ortak istekleri yanı başındaki insanlar olması sebebi ile samimi olmalarını sağlamıştı. Tabiî ki bunu gizli yapıyordu Seda. Mert ile gün içerisinde konuşuyordu uzun zamandır. Aralarında yaptıkları anlaşmada o Kadir'i kazanacaktı Mert ise Duru'yu. Şimdilik Seda savaşın galibiydi.

Kendisini Mert'in yanında gördüğü an gidip orada kolundan tutup götürmek istesede Seda'nın parmağındaki yüzük aklına gelip duraksamak zorunda kaldı. Kalabalıkta en net görebildiği deniz mavisi gözleriydi. Bu çıkmazın içinden elini uzatsa gelirmiydi genç bayan? Aynı anda kalplerinin ritimleri dans ediyordu içlerinde adeta. Ayrılamayan gözlerin etrafında olan her şey durmuştu dünya dönmüyordu. Onlar kaybettikleri ellerinden akıp giden sevdaların tutsağı olmuşlardı. Derinlerden gelen bir melodi nasılda işliyordu içlerine çalan şarkının aşk sözlerinde dans ediyorlardı hayallerinde. Artık dayanılmaz acısı olan Duru orayı terk etmek istedi. Mert peşinden giderken sorular sorsada o kendi dünyasında geziyordu bütün algıları kapalı bir halde. Ruhu sessiz çığlıklar atıyor derin fırtınalar kopuyordu kalbinde. Avucuna konan bir kelebek gibiydi aşk, rüzgarda kanatlarını çırptı ve uçtu...

Sil BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin