25. Bölüm

1.7K 73 5
                                    

Bütün vücudum ağrıyor. Bu her zaman ki gibi bir ağrı değil. Kasıklarımda ve başımda beni deliye çeviren bir sızı var. İnce ince bütün bedenime işleyen ve gözlerimin kısık kısık bakmasına neden olan. Kısık sesle inleyerek sağ tarafa döndüğümde huzurlu uykusundaki Tolga'yla karşılaştım. Uzun sarı kirpikleri sıkı sıkıya kapanmıştı ve yüzünde huzurlu bir ifade vardı. Bu görüntü birazda olsa ağrımın azalmasını sağladı.

Bu adamla ilgili olan her detayda kaybolmak istiyorum. Sol gözünün altındaki küçük beni, hafiften dudaklarına değen bıyıkları, küçük burnu ve herkesi kıskandıracak derecede güzel olan gözleri. Bir mavi ancak bu kadar anlamlı bakabilir. Onsuz geçen günlerime acıyorum resmen. Güzel olacağını tahmin edebiliyordum ama hiç bu kadar mükemmel olacağını düşünmemiştim.

Elimi yavaşça yanağına koyup baş parmağımı bıyıklarına sürttüm. Sonra ağır ağır sakallı yanağında gezdirdim parmağımı oradan da sol gözünün altındaki küçük bende gezdirdim. Yüzünün her bir kıvrımını ezberlemek istiyordum. Gözümü kapattığımda onu gözümde canlandırabilmek için, onu ezberlemek istiyordum. Olurda bir gün ayrılırsak ben onu unutmak istemiyorum.

Komodinde titreyen telefonum bu mükemmel anın bozulmasına neden oldu. Elimi Tolga'nın yanağından çekip döndüm ve telefonumu aldım. Rahşan arıyordu.

"Efendim ablaların güzeli?" Dedim açar açmaz. Yinede ses tonumu alçak tutuyordum.

"Nabersin güzelim? Hiç arayıp sormuyorsun, nerelerdesin?" Dedi, o da her zaman olduğu gibi oldukça neşeliydi.

"İyilik güzellik, kafam bozuktu bu aralar birazcık tatil yapayım dedim Ağva'ya geldim. Sen neler yapıyorsun?" Gözlerimi ovuşturup kasıklarıma giren sancıyla dişlerimi sıktım. Sanırım öleceğim.

"Şaka yapıyorsun! Ben şimdi yapımdan çıktım ve partnerini öğrendim. Akşam tanışma partisi gibi bir şey var sana onu haber verecektim ama sen burada değil misin yani?" Şaşkınlıkla dudaklarım aralandı.

"Bu akşam dönecektim zaten ama dönüş saatimi biraz erkene çekerim. Kimmiş partnerim?" Dedim heyecan yaparak. Umarım benim enerjime uyum sağlayabilecek biri olurdu.

"Burak Deniz. Daha önce onunla hiç tanışmamıştım ama bugün tanışma fırsatımız oldu. İnanılmaz tatlı ve yakışıklı bir adam. Tıpkı senin gibi yüzünde hiç eksilmeyen bir gülümseme var. Eminim sende tanıyınca çok seveceksin." Eğer Rahşan sevdiyse bu benimde seveceğime işaretti. Biz onunla benziyoruz.

"İşte bu harika bir haber! O zaman sen bana mekanın konumunu ve saati at bende ona göre plan program yapayım." Dedim elimi karnıma bastırarak. Bu ağrı berbat.

"Tamamdır güzelim, ben hemen sana mesaj atacağım." Vedalaşma faslından sonra telefonu kapattım ve yanıma koydum. Başımı çevirip Tolga'ya baktığımda uyanmış beni izlerken onu yakaladım. Yüzüme hemen kocaman bir gülümseme yayıldı.

"Günaydın uykucu, sen sinsi sinsi beni mi dinliyordun?" Dedim vücudumu tamamen ona doğru çevirirken. Kolunu belime sarıp beni iyice kendine çekti.

"Günaydın, kiminle konuşuyordun?" Dedi uyku yüzünden boğuk çıkan sesiyle. Başımı göğsüne yasladığımda saçlarımla oynamaya başladı.

"Rahşan Abla aradı. Yapım şirketine gitmiş ve partnerimi öğrenmiş. Akşamda bir tanışma partisi varmış. Onu haber vermek için aramış. Yani anlayacağın erkenden yola çıkmamız gerekiyor." Çenemi göğsüne yaslayıp yüzüne baktım. Kaşları çatılmıştı ve yüzünde anlayamadığım bir ifade vardı.

"Tamam sorun yok, döneriz. Peki bende gelebilecek miyim bu tanışma partisine?" Hah şimdi anladım işte! Hafiften hafiften ufak bir kıskançlık başlamıştı.

ELVEDA DEME BANAWhere stories live. Discover now