Zişansal Şeyler

472 2 0
                                    

Merhaba millet.İlk olarak söylemek isterim ki annemin kolaylıkla ele geçirebileceği kahverengi defterime elimin kanlarını akıta akıta yazmakta olduğum yazılar çöpü boyladı.Dün gece de Bay Kütük'ün yazdıklarını okuyunca beynimde bir iki şimşek çakarak, ''Sen de yazsana'' falan dedim.Yani anlayacağınız üzere size hayatımı anlatmakla birlikte başka tellerden de çalacak, abuk subuk konuşacağım, 13 yaşında, ergenlikten beyni sulanmış olan bir kızı dinleyeceksiniz yani.İlk konum; Okulun ilk günü.

Sistem maduru bir sekizinci sınıf olarak babamın ''Toker Bebe poşetleri taşımaktan kollarım uzadı bacak boyuma erişti'' lafları eşliğinde kıyafet alışverişimi yaptım.Orta halli bir öğretmen ailesiyiz, defterlerimiz ve kalemlerimiz Bim'in mavi raflarından özenle seçilirken bile paramız gidiyor diye bir içim ağladı. (Acıklı müzik çalsın, okul hırkasına 40 lira gitti ulan)

Sonunda babam Tandoğan'daki evine, ben ise annem ve manyak ikizimle yaşadığım anüs deliğinin yanında halt etmiş hatta osurmuş evimize döndüm.Dı dı dı- Evet doğru tahmin.Annem ve babam ayrı dostum ve ben annemde kalıyorum.

''Ayyy oyyy offff huffff'' sesleri çıkartarak krem rengi kanepemize bir kedi misali tünedikten sonra annem atağa kalkıp beni kuaföre götürdü.Saçlarıma balyaj attırdıktan sonra bir de kebap ısmarladı, hadi hayırlısı, dünyanın sonu mu geliyor, kanser miyim ulan ben anlamadım ki.Nasıl olduysa saat 10 oldu ve ben yattım uyudum.

Sabah kalktığımda hayvansal hareketlerle cornflakesleri lop lop yuttuktan sonra giyindim.Lanet olsun, pantolon dar mı geliyor yoksa? Belgesellerde gördünüz mü bilmiyorum ama su aygırlarının doğum yaparken çıkarttığı sesleri çıkartarak pantolonumu giymeye çalışırken birden içeri zayıflıktan kırılan ikizim girdi.O girdiği anda normal halime dönüp ''Ayyy günaydın Berfin ihihihihi'' diyerek son düğmeyi de ilikledim.Allah Allah, dün aldım bu pantolonu, bir gecede kıçım genişlemiş olamaz.Suçu pantolona attım ve dişlerimi fırçalamaya gittim, sonra da balyajlı, uzun desen değil, kısa desen hiç değil saçlarımı topladım.İkizim benden önce evden çıkmış, öküz, okulun ilk günü bare benimle yürüseydin ya.Yontulmamış ayı!

Benden ayrı bir insan olarak kabul ettiğim, iki yaşındaki bir bebek ağırlığına gelmiş çantamı omzuma taktığım gibi çıktım sokağa.Tabii tüm yaz göt kanseri olduktan sonra ameliyatla aldırdığım ama nedense hala yerinde olan götümü hareket ettirmeye alışık olmadığım için ilk birkaç dakika ''Nasıl yürünüyordu lan'' hesabında yollarda süründüm.Sonunda ise ''Allah belanı versin Tayyip'' nidaları eşliğinde okuluma ulaştım ama anam ağladı.''Oha kankaaaa artık 8. sınıfım herkes götümdeki kıl olcak popiyimmm'' anafikrinden çok uzak bir şekilde sınıfımı bulmaya çalıştım.Tam merdivenlerden çıkarken tüm yaz boyunca kankalık adı altında benimle gezen Can'ı gördüm.Son birkaç haftadır mesajlarına cevap vermediğim için kızmış sanırım, götünü 360 derece çevirerek bana arkasını döndü.Ağzına kürekle vuracaktım, sen kim oluyorsun da yüce ZişoHan'a arkanı dönüyorsun? Poponu şişlerim senin, bana arkanı dönüyorsan bunu da hak ediyorsun.Öküz!

Sonunda sınıfa girdiğimde bahçeye ineceğimiz için hırkamı çıkartmadım ama nedense bahçeye inmedik.Okulumuzun müdür yardımcısı olan Zaim Zaimoğlu -Lakap falan değil, gerçek adı bu adamın- sanki mikrofonu ilk defa görmüş gibi yüksek perdeden bir çığlık atarak ''Sınıflarınıza geçin!'' diye anonsa başladı.Birden herkes sınıfa doluştu.Sınıfımız okulun en embesil sınıfı, sınıfta sadece 3 çalışkan var o üçünden biri de benim.Popi falan değilim, halktan biriyim, rahat yani.

''Koridorda kimse kalmasın.Kızım Gamze, ye çabuk onu da sınıfına gir! Oyalanmasana oğlum!'' Zaim hoca çok samimi bir şekilde bağırmaya devam ederken ayağa kalktım, hoca gelmişti.İlk ders, fen.Hocamızın basenleri sınıfın %90'ını kaplamasaydı belki bu dersi sevebilirdim.En azından notum düşük değil, çalışıyorum çünkü.

''Ayağa kalk.Hazır ol- KİM O SINIF?!!!'' Zaim hocanın bu hallerine alışkın olduğum için ayakta durmaya devam ettim, sonra bir-iki dakikalık bir konuşma yaptı, andımızdı İstiklal Marşı'ydı öyle geçti gitti.Kaldık hocayla baş başa.Münevver Hoca'yı geçen seneden beri tanıyorum, garip giyimli, basenleriyle ünlü, kendini çok iyi sanan, beni seven bir hocadır kendisi.Beni gördüğü an şöyle yaptı;

''Zişan, kilo mu verdin sen?'' Her yıl aynı nakarat.Her hoca ama.Boyum hayvan gibi uzadığı için kilo veriyorum zannediyorlar ama yok öyle bir olay, hala 1.73 boya öküz gibi bir kilodayım.Boyum yaşıma göre uzun, herkes deve diyor bana.Ühühühü.

İçimden ''Evet hocam 130 kilo verdim, balon olup uççam şimdi'' falan dedim ama kadına mütevazı, iyi çocuk, good görl gülümsememi yollayıp ''Yok öğretmenim, sadece boyum uzadı'' diye mırıldandım.Sonra da yerime oturup sınıfın çalışkan, ukalalıkta mastır yapmış çocuğu Çağan'ın tatilini dinlemeye başladım.O öyle konuşadururken birden paramı almayı unuttuğumu farkettim.Boğazım da nasıl kuru, sıçtım yani.

Tenefüs falan oldu.Sıktım dişimi.İkinci dersin ortasında hafif bir karın sancıması ve boğazdaki tükürüklerin atara kalkması üzerine açlıktan midemin bulandığını anlamam uzun sürmedi.Sonra bir baş ağrısı.Para da yok ki gidip bir şey yiyeyim, öküz ikizim de unutmuş parasını.3. dersin başında -ders müzik- ölmeye başladım, karnım o kadar sancıyor.Ama gene de bir şey demedim, geçer diye düşündüm, geçmedi.

Müzik herkesin korkulu rüyası.Hocamızın adı Derya ama kendisi erkek, hatta tam bir hanzo.1.90 boyunda, yağlı saçlarını arkaya doğru yatıran, durmadan elinde bir flüt dolaşan pala bıyıklı bir hoca işte.Adamdan çok korkuyorum çünkü çok kızdığı kişilerin kafasına flüt atıyor.Ayrıca bir notayı yanlış çaldık mı, ''Allahın armut kafalıları, şu flüt kadar olamadınız'' diye bağırıyor.Ama şimdi adamın hakkını yemeyeyim, hiçbir şey çalmayı başaramasam bile bana hep 100 verdi.Gene de adamdan nasıl korkuyorsam o ders sancım geçti, tenefüste tekrar başladı.Sonunda tuvalete gittim, sabah yediğim şeylerin hepsini çıkarttım.Okulun ilk gününde yok böyle bir olay, yok yani olamaz falan der insan ama oldu.

Sonunda Zaim hoca annemi aradı.Ben de o sırada sınıfta gebermekle meşguldüm.Tam dersin ortasında ''Zişan.Annen geldi.'' diye bir bağırdı, dediğim gibi adam çok samimidir.Tüm okul duydu yani, ben de çantamı topladım kaçtım gittim idareye.Sonra annem beni eve götürdü.

İşte okulun ilk günü.Bir dahaki bölümün başlığı;

''Bir havuz, iki sevdalı, üç kaş'' olacak.

Zişansal ŞeylerWhere stories live. Discover now