34. BÖLÜM'BEYAZ'

4.1K 186 60
                                    

İyi akşamlar canlarım...

Hani nerde benim okuyucu geniş ailem? Hiç sesiniz soluğunuz çıkmıyor.

Bölümü nasıl buldunuz? Küçük küçük yorumlar, volteler verirmisiniz ? Neyse sizi fazla sıkmadan. Sınavları olan okuyucu arkadaşlarıma başarılar dilerim.

Daha önceden bahsettigim ipucu şarkının bölümü geldi. Mutimedia ya bırakıyorum.

Seviliyorsunuz geniş okuyucu ailem. Kendinize iyi bakın. Sağlıcakla kalın.

       ▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪

Melekleri kıskandıracak derecede güzellikteki Rüya kımıldamadan öylece haraketsiz yatıyordu. Üstündeki kıyafetler yer yer yırtılmıştı. İncecik askılı atlet ve yırtılmış eşofmanından başka hiç bir şey yoktu üstünde. Ortada öylece durup, Melek'e bakmaya bir son vererek yanına gittim. Çömelip,yüzünü ellerimin arasına aldığımda göz kapakları yavaşça açıldı. Kısık aralıkta mavi irisleri solgun ten rengine tezatla canlı duruyordu. Deniz kadar berrak, uçsuz bucaksız görünüyordu.

"Ka..ğan..." Zar zor dudaklarının arsından ismim firar etti. "Sensin...de...ğil mi?" Soğuktan morarması yetmezmiş gibi dudaklarıda kurumuştu. Gözleri kapanmak üzereydi. Canını yakmamaya çalışarak başını dizlerimin üstüne koydum.

"Benim...Deniz gözlü... Siyah. Sakın uyuma. Kapama gözlerini." Onun yavaş mırıldanana sesinin aksine aceleyle yüksek sesle konuşmuştum. "Seni buradan çıkarıcam. Gözlerini açık tut. Öyle yapmazsan seni burada bırakırım." Ceketimi çıkararak üstüne örterken,arkadan koşar adım sesleri duyuldu.

Gelen Yağız'dı"Rüya ner- "
Rüya'yı sarsmadan kucağıma alarak ona döndüğümde bakışları kucağımda hayattan kopmuşcasına yatan meleğe kayınca sustu. Hızlı olmaya gayret göstererek merdivenlere ilerledim.

"Buradan hemen çıkmalıyız. Bir yerlerde bomba var. Acele edin." Seri adımlarla merdivenleri ardımızda bırakıp,kapıya ulaştık. Bu esnada bile gözlerim sürekli Rüya'ya gidiyordu. Kendiyle savaş içersindeydi. "Uyumazsan eğer...bir daha seni öpmeyeceğim."

"Gözlerim...gitmek...üzere." Yağız'ın gösterdiği yere doğru ilerlediğimiz sırada patlama meydana geldi. Yer sallandı. Patlamayla birlikte cam ve odun parçaları etrafa dağıldı. Arkamızdaki koca bina alev alev yanıyordu. Dizlerimin üstüne düştüm. Kucağımdaki kanadı kırık melekle gözlerimiz kesişti. "Üzgünüm..."diye fısıldadı. Yanan ateşte ışıldayan maviler kayboldu. Yüzüme uzanan eli yana düştü.

"Hayır! Şimdi olmaz! Uyuma! Aç gözlerini! Rüya!.."Arkaya düşen başını dirseğimle yukarı kaldırdım. Uyumamalısın iyilik meleği. Uyursan deniz mavisi gözlerini göremem. Yaşam sevincini hissettiren mavileri göremem. Aç gözlerini... Kızgınlıkla,öfkeyle ya da mutlulukla bakman önemli değil. Yeter ki aç o güzel gözlerini.

"Kağan kızı sarsmayı bırak. Ver bana..."Yağız'ın kurumuş,sert sesine aldırmayarak ayağa kalktım. Yıkıntıların arasında geçerek arbanın yanına vardım. Uzaktan geldiğimizi gören Fatih koşarak yanımıza ulaşıp,arka kapıyı açtı. Kırılacak bebekmiş gibi Rüya'nın cansız bedenini arka koltuğa yerleştirdim. Arabanın arkasından dolanarak diğer kapıyı açıp,soğuktan bembeyaz olmuş vücudu kendime çektim. Gitmene izin veremem! Ben içimdeki fırtınanın adını koyamadan sen ölemezsin. Dayanmalısın! Benim için değilse bile seni seven insanlar için bunu yapmalısın. Meleklerin ölmediğine inanmayı çocukken bırakmıştım. Uyan ve ölmediklerini kanıtla bana...

Siyahıma Beyaz Olur Musun?Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora