19. Bölüm: Son Eğitim Meselesi

120 15 20
                                    

* 2 Hafta Sonra –

Azra ve Sibel'in okuldaki son eğitim haftasıydı. Geçen bir hafta içinde Sibel ve Çınar iki yakın arkadaş olmuşlardı ve yine seminer öncesi ellerinde birer bardak çay bahçede oturmuş sohbet ediyorlardı.

"Demek bu kadar zor oluyormuş bu söz, nişan telaşları."

"Offff! Sorma Çınar ya hangi birinin gönlünü yapayım şaşırdım. Evde zaten savaş ilan edilmiş gibi. Dip bucak temizlik harbi başlamış durumda. İkramlık düellosundan bahsetmiyorum bile. Aaaaaa! Çarşı alışverişi kısmı var birde bak işkencenin hası o kısım işte. Biri de sormuyor ki kızım sen bu elbiseyi ister misin? Ya da bu pijamayı giyer misin? Kâbus gibiydi Çınar. Benim kütükte ağzını açıp bir şey söylemedi. Tutup elimden kaçırmadı. Ne işin var senin bu savaşın içinde demedi öyle zevk ala ala izledi kıvranışlarımı. İnsan..."

"Dur. Dur. Dur! Nefes al! Sakinleş! Yaslan bakayım arkana. Heh! Şimdi derin bir nefes al. Çayını da iç bakalım. Hepsi evde kaldı. Bitti."

"Yok böyle bir stres Çınar. Ne vardı dümdüz yüzükleri takıp geçiverseydik kenara?"

"Sibel!"

"Efendim."

"Sanırım bende Özge'ye evlenme teklifi edeceğim."

"Et tabii Hocam. Az daha bekâr gezersen tohuma kaçacaksın" dedi Sibel gülerek.

"Dalga geçme serseri. Ciddi ciddi bir şey söylüyorum şurada."

"Bende gayet ciddiyim. Hatta nişandan sonra eğlence yapacağız dedim ya topla ne kadar bekâr arkadaşın varsa bende toplayayım çatalım hepsinin çöpünü."

"Kararlıyım hepinizi evereceğim diyorsun yani."

"Hayırlı işler peşindeyim diyelim biz ona."

Çınar ve Azra'nın keyifli sohbetleri Azra'nın sınıfın gelmek üzere olduğunu belirten mesajıyla son buldu.

"Azra mesaj atmış, sınıf geliyormuş. Ben salona çıkıyorum."

"İyi dersler."

"Sana da."

----- *-----

Çınar ve Sibel bir hafta boyunca okulda her fırsatta bir araya gelip sohbet ettiler, gülüp eğlendiler ve haftanın son gününe geldiler.

Çınar; "Üç hafta bitti demek Sibel Hocam" derken sesindeki mutsuzluğu gizlemedi.

"Bitti vallahi Çınar Hocam. Şimdi son eğitimi yapacağız."

"Eğitim bitince gel de son kez zeybek oynayalım. Çay da ısmarlarım."

"Son nereden çıktı bakalım? Her fırsatta gelip tepene dikileceğim çocuklara eşlik etmek için."

"Benim tepem her zaman müsait Sibel. İstediğin zaman buyur gel."

Sibel; "Zevkle buyururum" dedi gülerek. "Hadi bakalım ben derse kaçıyorum. Çıkışta görüşürüz" diyerek arkasını dönmüş gidiyordu ki duyduğu sesle olduğu yere çivilendi.

"Derse bensiz mi gidiyorsun Sibel Hocam?"

Sibel heyecanla arkasına dönüp "Haluuuuuuuuukkkk!" diye bağırarak koşmaya başladı.

"Haluk ya!"

Sibel arkadaşının boynuna sıkı sıkı sarıldı.

"Sen nereden çıktın?"

"Bensiz nişan olur mu kızım?"

"Olmaz tabii de, gelmeyeceğim demiştin."

"Derim ben öyle."

Bu sırada Çınar'ın anlamayan gözlerle kendilerine baktığını gören Sibel ikiliyi tanıştırmaya başlamıştı bile.

"Haluk bu Çınar, hani anlatmıştım ya halk oyunları öğretmeni. Çınar'cım bu da Haluk, benim can ciğer dostumdur. Kendisi de İtalya'da özel bir üniversite de öğretim üyesi. Nişanım için gelmiş."

Çınar; "Memnun oldum Haluk Hocam" derken Sibel'in kendisinden bahsetmiş olmasının verdiği mutluluğu gizlemedi.

"Haluk demen yeterli Çınar, bende çok memnun oldum."

Sibel Haluk'un koluna girdi. "Hadi biz şimdi dersegidelim sonra da hep beraber çay içeriz" diyerek salona doğru yürümeyebaşladılar.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 12, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KELEBEĞİN ÖYKÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin