İki

97 8 5
                                    


Şu an, asla geçmiş veya gelecek gibi hissettirmez. Geçmişi özler, geleceği beklersiniz fakat şimdiye hak ettiği değeri vermek nedense aklınıza gelmez. İçinde bulunduğunuz saniyede aldığınız nefes, daha önce sizin olmamıştı ve bir daha sizin olmayacak. Ve yine o nefes, bir zamanlar beklediğiniz gelecekti, sonralarıysa özlediğiniz geçmiş olacak. Dün akşam Niall, Nova ile karşılaştığında içinde kıvılcımlanan, uzun zaman sonra ilk kez maziden ve yarınlardan bağımsız bir pırıltıydı. Bu pırıltının çekiciliğiyle bir sonraki akşam aynı saatte kendini yine Lancaster'ın karanlık asvaltını adımlarken bulmuştu Niall. Kendine itiraf etmekte zorlansa da bugün buraya tekrar gelişinin amacı önceki iki haftanın aksine dünkü genç kıza yeniden rastlama konusundaki yersiz umuduydu. Yersiz olduğunu düşünüyordu çünkü karşılaşmaların nedenleri olmazdı, öyle inanıyordu. Sayısız ihtimalden rastgele bir senaryonun içine atılırdı insan. Geçen konuştukları barakanın önünde gizlenmeyi bile umursamadan, sigara eşliğinde volta atarak harcadığı yarım saatin boşluğu da bunu kanıtlar nitelikteydi. Kimseyi göremeyeceğine kanaat getirince dinlenmek için kaldırıma çöktü ve pahalı çakmağının desenlerini incelerken söylendi.

"Ne düşünüyordum ki?"

"Ne düşünüyordun?"

Niall, aniden duyduğu sesle irkildi. Kız yanına oturduğunda şaşkınlık ve sevinç içinde ona döndü. Sanki istediği bu değilmiş gibi sordu.

"Sen yine mi buradasın?"

"Korkuttuğum için üzgünüm. Rahatsız etmedim değil mi?"

"Hayır, sadece beklemiyordum."

Beklemiyordum, dünyanın en büyük yalanıydı bu fakat doğruyu söylerse kız onun delirdiğini düşünürdü.

"Burada ne yapıyorsun Niall?"

"Hiç."

"Eşlik edebilir miyim?"

"Tabi."

Nova, gözlerini sokağın başındaki meydana dikti. O meydanın dört yıl önceki halini dün gibi hatırlıyordu.

"Burada verdiğiniz konseri hatırlıyor musun?"

Niall, da gözlerini o yöne çevirdi. Meydanın ortasına büyük bir sahne kurulmuştu o gün. Devasa kalabalık sahneden başlayıp şu an oturdukları uzak köşeye kadar uzanıyordu. O zamanlar, bu sokağın hayalet bir kasabaya döneceğini söyleseler sadece gülüp geçerlerdi heralde.

"Hatırlıyorum. Müthiş bir kalabalık vardı."

Nova gülümsedi.

"İlk karşılaşmamız o zamandı aslında. Aramızda birkaç yüz kişi olsa da."

"Seni o zaman tanımayı çok isterdim."

"O zaman tanıdığın kişi ben olmazdım ki."

Niall'ın anlamayan bakışlarına karşın devam etti.

"Parlayan bir Nova için geç kaldın."

"İsmin Nova demek. Peki söyle bana Nova, yeniden parlamak için de mi çok geç?" 

-Oy ve yorum yaparsınız çok sevinirim, eleştiri bekliyorum. Okuma listelerinize eklemeyi unutmayın. :** -

Supernova | horanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin