Bölüm -1-Açılan Soda

195 8 12
                                    

Düşmek, ne kadar da kötü birşey bazıları için...
Galiba o bazılarından biride benim.
Şuan tam olarak kantine inen merdivenlerin son basamağında ayağım takıldı ve düştüm. Düşmek artık benim için bir sıkıntı değil. Onun önünde düşmem utanç verici.

Tam ayaklarının dibine düşmüştüm. Kafamı kaldırdığımda gözlüklerini düzeltip bana bakan onu gördüm. Şirince sırıtmama kalmadan yanımdan geçip gitmişti. Sırıtışım boşta kalmıştı.

Somurtup ayağa kalktım. Tam kantine doğru adım atacaktım ki arkamda anırarak gülen Bilge ve Tuğba'yı hatırladım. Arkamı döndüğümde mümkünmüş gibi daha da gülmeye başladılar.

Arkadaşlığa bak ya. Ben burda o'nun önünde düşüp rezil olayım, onlar anırarak bakın dikkat çekiyorum anırarak gülsünler.

İkisinide kolundan çekip kantine doğru sürükledim. Her zaman ki yerimize yöneldiğimde oranın dolu olduğunu gördüm. Lan iki senedir öğrenmediler oraya hep bizim oturduğumuzu.

Tabi bizim Tuğba atarlı ergen, hemen sinirlendi ve masaya doğru yürümeye başladı. Masaya gelince elindeki meyveli sodayı masaya boşalttı. Çünkü o bir mal. Şimdi bana verseydi onu ne güzel, buz gibi içerdim. Ama nerdeee, beni düşünen kim? Sanki bilmiyorlar soda aşığı olduğumu.

Masadakiler de en az benim kadar şaşkın ve kızgındılar.
Hayır onlar yağ değil insan.
Tamam kızmayın çünkü sizde yağ değilsiniz.

Masadaki Maviş çocuk konuşmasıyla düşüncelerimi böldü.
"Ne yapıyorsun kızım yaa!?"derken bana bakmıştı. Tabi boş durur muyum, hemen yanıtladım.

"Ne diyon olum. Ben mi döktüm? Allahım yaaa... Bak hâlâ bakıyo. Ne bakıyon lan. Seni-"

Cümlemi tamamlayamamıştım. Çünkü Bilge eliyle ağzımı kapatmıştı.
"Tuğba sonradan atarlı olma. Beste zaten atarlı doğmuş. O yüzden kusura bakın canımlar."

Canımlar ne yaa.
Çocuk bana tip tip bakarken bakışlarını Bilge'ye çevirdiğin de biraz yumuşadı. Ooooooooo ben bunların arasında bişeyler seziyorum. Hadi hayırlısı.

Zaten mavilinin yanında ki çocuk gözlerini Tuğba'dan ayırmıyor. Hımmm galiba burada ki tek sap ben olcam. Kahretsin yine mi? Hep böyle olur. Hayır yani bende güzelim, neyim eksik.

Tuğba'nın kolundan tuttuğum gibi ilerdeki masaya çektim. Bilge'de yanımıza oturunca ikisinide bakmaya başladım. Evet aynı anda iki kişiye bakabiliyorum.

İkisinide mal mal bakıyodum ama onların gözleri ben de değil az önce kavga ettiğimiz çocukların üstündeydi. Bende ya sabır çekerek kantine doğru yürümeye başladım.

Pek fazla kişi yoktu. Bir iki dakika bekledikten sonra Hüsnü Amcadan karpuzlu soda istedim. Sodayı elime verip solumdaki kızdan siparişi aldı.

Ulan Hüsnü Amca ben nasıl açayım bunu?

Ben sodayı açmaya çalışırken sağ tarafımdan gelen sert ama bir o kadar da içten ve yumuşak olan ses sodayla olan savaşımı ikiye böldü.

Kafamı çevirdiğim de bana mı diyo acaba diye biraz düşündüm.
"Sana diyorum."
"Ay sesli mi düşündüm."

Cevap vermeden gözlüklerini düzeltip elimde ki sodayı aldı ve açtı. Sonra da bişey deme ihtiyacı duymadan yanımdan uzaklaştı. Ne yani sodamı açmak için mi yanıma gelmişti?

Yüzüme acayip bir hayvanlıkla gülümseme yayıldı. Çünkü onunla konuştum. Ve yanımda o gözlük düzeltme hareketini yapmıştı. Ayyh bayılıyorum o hareketine.

Soda mı alıp masaya yürümeye başladığım sırada masada büyük bir değişiklik farkettim. O büyük farklılık kavga ettiğimiz çocukların bizim masada olmasıydı.

Yalnız bir değişiklik daha vardı. O esmer, sert bakışları olan yeşil gözlü çocuk kimdi? Bana çok tanıdık geliyordu sanki. Peki neden gözleri benim üstümdeydi?

---Bölüm sonu---

Merhaba , bu benim ilk hikayem. Desteklerinizi bekliyorum.
















Gözlüklü Soda Where stories live. Discover now