"Çılgın Asistan Başlangıç."

297K 7.5K 2K
                                    

Profilime göz atıp diğer kitaplarıma da bakmayı unutmayın!

***

Bölüm Şarkısı: XYLO- Afterlife

"Çılgın Asistan Başlangıç"

"Aslında, nasıl başlayacağımı bilmiyorum ama bütün bu olanlar için yeterince gerekli bir açıklamam var, Hande hanım." Kalem eteğinin uçlarından tutup aşağıya çekti bir süre. Delici bakışlarından saniyelik de olsa kurtulmuştum. İnanın, bir kurtuluş insanı bu kadar rahatlatamazdı!

''Peki, anlat bakalım, neymiş o açıklama?'' Sesinin ardında gizlenen o tehdit, bir rüzgâr olup, yüzüme vuruyordu. Öyle iğrenç bakışları vardı ki, tarif etmem gerekirse kesinlikle süs biberleri örnek verirdim. Dışarıdan oldukça tatlı görünür ama ağzına attığında atom bombası yemiş hissi verir ya... Hah, işte aynen öyleydi!

''Ben, orada sadece kendimi müdafaa ettim. Ayrıca çantayı kafama yiyen kişi benim. Asıl şikâyetçi olması gereken kişinin karıştığını fark etmediniz mi? Sonuçta benim de benim haklarım var ve annenizin alnında da ''Hande benim kızım!'' yazmıyor ya! Nereden bilebilir-'' Lafımı sinirle bölüp, boynunda ki damarları parçalarcasına bağırdı;

"Kes, kes, kes!" Gereksiz üçlemesinin ardından gelen sinir harbi, onu çılgına çevirmişti.

Pekâlâ, bunu umursamazlıktan gelebilirdim.

"Eğer daha önce bu holding adına önemli işler yapmamış olsaydın elbette kovulurdun. Ancak, sadece bu seferlik müsamaha göreceksin. Unutma, sadece bu seferlik!" Derin bir nefes aldım ister istemez. Zorlu geçen yarım saatin ardından insafa gelip, çemkirmeyi kesmesi mutlu hissetmemi sağlamıştı. Omuzlarımdan kalkan yükün de etkisiyle aklımdan geçen cümlelere kulak verdim;

"Madem affedecektin, neden o kadar yalvarttın beni bre kot kafalı!"

Söylemek istediklerimin bunlar olmasına rağmen, sesimi çıkartamadım. Şansımı daha fazla zorlamak istemediğim için kafamı yere eğip, ona saygı duyduğumu belli ettim. Tabii, bu sadece fiziksel olarak belirttiğim saygınlıktı. Zira hakkında düşündüklerimin, saygıyla uzaktan yakından alakası yoktu!
İşten kovulmadığım için mutlu mu olsam, yoksa geriye hiç şansım kalmadığı için üzülsem mi karar veremiyordum.

Sorun şuydu ki, benim suçum yoktu! Olanların hepsi isteğim dışı gelişmişti.
Kim isterdi, bu sabah otobüste çatır çatır kavga ettiğim menopozunun baharındaki teyzenini; Hande Hanım'ın annesi olmasını?

Kadın, Şubat ayının o en soğuk sabahlarından birinde gelmiş otobüste camı açın, diye bağırıyor. Bende haklı olarak camın açılmasını istemediğim için teyzeyle hem bir güzel kavga etmiş, hem de o işlemeli, kahverengi ağır çantasını da kafama yemiştim.
Anlamakta zorlandığım bir şey vardı. Kızı, koskoca holdingin başındayken, yaşlı başlı annesi neden otobüslerde sürünüyordu ki?

Amacı neydi?
Düşüncelerimin içinde kaybolmuşken, beni asıl dünyaya döndüren şey kolumdan dürtülmem oldu.

"Çekilmeyecek misin?" Aldığım uyarının ardından, önünde durduğum kapıdan hemen birkaç adım uzaklaştım. Bazen -kendimle konuşmaya daldığım sıralarda- nerede olduğum konusunda hiçbir fikrim olmayabiliyordu. Bunu kendime sorun ettiğimi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.

Ellerimi siyah renk tulumun büyük ceplerine soktum. Bence bu sabah ayrı bir güzel olmuştum. Koyudan açığa doğru inen mavi renk düz saçlarım belime kadar uzanıyordu. Karşı duvara monte edilmiş aynanın önünde, görünüşümle aşk yaşamayı bırakıp odama geçtim.

ÇILGIN ASİSTANWhere stories live. Discover now