3.bölüm

46.2K 1.9K 136
                                    

Bu bölümü biricik kardeşim FİRUZEME ithaf ediyorum :*

Genç kadın, odadan çıkarak merdivenleri hızlıca inen kocasına, villanın kocaman ve bir o kadarda ihtişamlı kapısını açarken yetişti ve onu daha da sinir etmek için, "Su gibi git, su gibi gel kocacığım," dedi.

Kocası kaşlarını çatarak kendisine döndüğünde, "Güzel karına bir hoşça kal öpücüğü yok mu?" diyerek yaklaşınca, adam açtığı kapıdan hızlıca çıkarken, kapıyı resmen yüzüne çarparcasına kapattı.

Çapkınlar camiasının gözdesi olan bu adamı, bir kadından kaçarken görmek kendisine tarifi imkânsız boyutta keyif veriyordu. O yüzden sinsi bir kahkaha atarak gold pleksi merdivenlere ilerledi.

Bu planda ona yardım edecek olan bir tek kişi vardı; o da avukat arkadaşı Yiğit'ti. Yatak odasına girdi ve gözleriyle odayı taradığında çantasını yatağın yanındaki sehpada gördü. Hızlı adımlarla giderek çantasının içinden telefonu çıkardı. Yiğit'in numarasını tuşladı.

Yiğit telefonu, "Alo Asrın." diyerek açtığında, sesine muziplik katarak, "Hani sana bahsettiğim muhteşem planım vardı ya!" dedi ve devamını getirmedi. Çünkü bu kadarı bile meraklı arkadaşını meraktan çatlatmaya yeterdi. Yiğit kedi gibi çıkan sesiyle, "Asrın beni her zamanki gibi meraktan çatlatmaya niyetin var anladım ama uzatma da söyle." deyince, kendisi de uzatmak istemediği için, "İşte o muhteşem planımı uygulamaya geçirdim ve çapkınlık camiasının en gözde adamının karısı oldum," dedi.

Telefonun diğer tarafından birkaç saniye hiç ses gelmeyince arkadaşının şaşkınlıktan dilinin tutulduğunu hissetti ve kahkahasını patlattı.

Yiğit bu kahkahayla kendine gelerek, "Asrın şaka yapıyorsun!" dediğinde tekrar keyifle kahkahasını attı ve "Yooo! Çok ciddiyim," dedi.

Bunu duyan Yiğit'in sabırsızlanarak, "Asrın, bak kızım hemen buluşmalıyız. Bana neler olup bittiğini anlatmalısın," demesi ile ciddileşerek, "Yiğit, bizim şu an buluşmamız pek uygun değil," dedi.

Arkadaşı merakla, "Neden?" diye sorunca, genç kadın da aklındaki planı anlatmaya başladı.

**

Genç adam yine o göz alıcı güzelliğiyle kendisini etkileyen kadını düşünüyordu. Belki de sarhoşluğunun verdiği etkiyle hayallerinde canlandırdığı bir kadındı. Ama o kadının gerçek olmasını, tekrar o muhteşem kıkırdamasının kulaklarına dolmasını ve her dokunuşunun bedenini yakmasını istiyordu. Odaya bir anda giren arkadaşları bu düşüncelerinden sıyrılmasına neden olduğunda," Ne oldu?" der gibi yüzlerine baktı.

Enes, "Bulut bu akşam maçı sende izleyecektik yoksa unuttun mu?" diye sorduğunda, vücudunun her bir yanını panik dalgaları sardı. Geçen hafta yaptıkları plan aklından tamamen uçup gitmişti. Zaten bu sabahyaşadığı tabiri caizse 'dev' şokla aklında kalması da imkânsızdı. 

Ama onları evinde nasıl ağırlayabilirdi?

 O çirkin kadını onlarla nasıl karşılaştırabilirdi?

 En önemlisi de karısı olmuş o çirkin kadını onlara nasıl karım diye tanıtabilirdi? 

Genç kadının onu dinleyerek evden gitmiş olmasını diledi ama yine de arkadaşlarını o eve götüremezdi. Çünkü gitmemiş olma ihtimalini görmezden gelemiyor, bu ihtimal daha ağır basıyordu.

Mesut'un Enes'e dönerek, "Oho! Bu unutmuş. Baksana yüzünün aldığı hâle," demesiyle kendine geldi ve "Bu gece maçı bizim evde izleyemeyiz," diyerek panikle cevapladı ama arkadaşlarının, "Olmaz abi! Bu gece sendeyiz ve itiraz yok. Hadi kalk gidiyoruz. Senin TV sistemin çok iyi," sözleriyle kaçışının olmadığını anladı.

Enes'in kendisini çekmesiyle ayağa kalktı. İçinden, 'Allah'ım sen bana yardım et.' derken arkadaşlarıyla beraber odadan çıktı.

Arabaya bindikleri andan itibaren arkadaşlarının, dün gece yataklarını süsleyen kadınları anlatmaya başlamalarıyla yine aklına karısı olmuş o çirkin kadın geldi. Onun o çürük dişleriyle sırıtışı ve her defasında sözünü 'kocacığım' diyerek bitirişi.

Bu aklına gelenlerle daraldığını hissetti ve kendi tarafındaki camı tamamen açtı. İçeriye dolan serin havayı birkaç nefes ciğerlerine çekerek geri bıraktı. Biraz olsun iyi gelmişti fakat Mesut'un, "Eee! Bulut çok suskunsun, sen de dün gece yatağına attığın kadını anlatmayacak mısın?" sorusuyla çirkin kadın tekrar aklına düşerken stres ve panik duygusu bedenini kapladı.

 Villaya gelmişlerdi, arabayı park etti ve sanki kaçarmışçasına arabadan inerken, "Hadi çok konuşmayın da maça yetişelim," dedi. Kapının önüne geldiklerinde anahtarı cebinden çıkarıp o kapıyı açmak içinden hiç gelmiyordu.

Enes'in, "Hadi oğlum, açsana kapıyı." demesiyle, istemeyerek de olsa anahtarı cebinden çıkardı ve kapıyı açtı.

Kapıyı açtığı gibi karşısında beliren çirkin karısının, "Hoş geldin kocacığım. Aaa! Misafirlerimiz mi var?" demesiyle yerin dibine girip yok olmak istediğini hissederken, şaşkınlıkla karşılarındaki kadına bakan arkadaşlarına döndü...









ÇİRKİN KARIM (KİTAP OLDU -HERDEM YAYIN )Where stories live. Discover now