TANITIM

255K 15.1K 3.8K
                                    

Bu hikâyenin esas oğlanı, hayatıma giren en tuhaf adamdan ilhamla yarattığım bir karakterdir. Hikâyenin yarısına kadar olan kısmındaki repliklerin yaklaşık %70'i gerçektir. Ancak gidişat, kurgu ve konusu tamamen hayal ürünüdür ve "onunla" yaşadığım olayların hayali bir kurguya adapte edilmiş halidir. İkinci yarısı ise henüz bilinmiyor. Çünkü o yaklaşık üç yıl önce "Hayatına bir gün başka bir adla geri döneceğim" diyerek hayatımdan çıkmıştır ve ne zaman döneceği bilinmiyor. Eğer dönerse kurgu değişebilir, dönmezse ise kafamda çektiğim devam filmini devreye sokacağım. Kim bilir... Bu hayal ürünü kurgu bile bir gün onunla gerçek olabilir. Belki de, hayatıma yeniden girmiştir de, ben fark etmiyorumdur. Keyifli okumalar ~

HİKÂYE İSMİ: ELMAYI PRENS YEDİ


KONUSU: Yuşa Yılmazer, üniversiteden mezun olduktan sonra kendisini ilk polisiye romanını yazmak için küçük bir apartman dairesine kapatır. Tek hayali, içine sinen ve onu üne kavuşturacak bir roman yazmaktır fakat bu sandığı kadar kolay değildir. İstediği ilhamı bir türlü yaşadığı evde yakalayamayan Yuşa, bu sebeple taşınmaya karar verdiği gün, ilginç bir şey olur ve karşı dairesine tuhaf bir adam taşınır. Adam, ilk bakışta sıradan biriymiş gibi görünse de kısa süre içinde Yuşa'nın tek eğlencesi haline gelecektir. Aradığı ilhamı karşısına taşınan gizemli adamda bulan Yuşa, romanının da eksiğini bularak dedektifini tamamen değiştirip, bu adamdan ilhamla kaleme almaya başlayacaktır. Bu nedenle kendini her gün bu adamı izlerken bulacak ve aralarında ilginç bir ilişki başlayacaktır. Mahallede olan şüpheli bir vaka ise, ikilinin yollarını tamamen kesiştirecektir. Tabi, yine tuhaf bir yolla.


SLOGANLARI: 1) "Elma zehirliydi, prens aptal. Prenses ise masala hiç girememişti."

2) "Boyu pek uzun değildi. Ama sanki üzerinde "çocukların ulaşamayacağı yerde saklayın" yazıyormuş gibi, benim ulaşamayacağım bir yerdeydi. Ne kadar çabalarsam çabalayım, ulaşamıyordum. Ve bu... Hoşuma gidiyordu. En azından yenilgim başından belliydi ve bile bile lades diyordum. O'na..."

3) "Onu gördüğüm an anlamıştım. Onun konuştuğu dil, ölü bir dildi. Ve işi romanlarında ölüleri konuşturmak olan ben, o tuhaf adamın konuştuğu dili çözecektim. Çözdüğüm an, ona âşık olacağımı bile bile..."

4) "Masalın başında, zehirli elmayı onun avucuna bırakıp, kendi masalımı terk edeceğim."

5) "Bıraksam onu kimse sevmeyecekti. Kıyamadım."  

İLK BÖLÜM BİR GÜN İÇİNDE GELECEKTİR. İLK BÖLÜM İTHAFINI İLK OKURLARIMDAN BİRİNE VERMEK İSTİYORUM. İTHAF KAPABİLMEK İÇİN, BU SATIRA HİKAYE İLE İLGİLİ İLK İZLENİMLERİNİZİ VE GÖRÜŞLERİNİZİ YAZIN VE İTHAF KAPMA ŞANSI YAKALAYIN! 

Sizleri seven, Misha P.M.

TÜM HAKLARI, EPSİLON YAYIN EVİ TARAFINDAN KORUNMAKTADIR. ÇALINTI DURUMUNDA, YASAL HAKLARA BAŞVURULACAKTIR.

ELMAYI PRENS YEDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin