Ana Dilim Aşk 2 ❤ 9

En başından başla
                                    

"Ben kim bilir kaçta çıkacağım. O kadar saat siz ne yapacaksınız?"

Düşünmediğim yerden gelen soruya sadece bilmediğimi belli edercesine omuz silkmekle yetindim. "Oturur seni bekleriz. Olmaz mı?"

"Olmaz."
Kısa ve net cümlesi canımı sıksa da belli etmemeye çalıştım. "Burası eğlence mekanı olabilir ama benim iş yerim ve en son isteyeceğim şey çalışırken ayakbağı olacak biri." İşte bu cümle beni esas kıran şey oldu.
"Sana göre ben ayak bağı mıyım?"
Mert sinirle söylediği cümlenin nereye gittiğini fark edince "Hayır tabi ki," diye çevirdi. Ses tonunda biraz olsun merhamet kırıntıları hissetmek iyiydi. "Ama burada olursan, olursanız, aklım sürekli sizde olur. Gece alemi burası, kimseye güvenemem."
"Tamam içeri girmeyiz. Soyunma odalarında bekleriz."
O kadar kırgın hissediyordum ki, Doğu'nun lafa karışmasına minnetle baktım. "Buradakileri de daha yeni yeni tanıyorum. Birileri patrona bu durumdan bahsederse-"
"Tamam. Biz başka yerde oyalanırız."
Mert'in konuşmasını kestirip attım. Daha fazla konuşmasını da istemiyordum. Bu nedenle "Hadi Doğu," diyerek arkamı döndüm ve beklemeden yürümeye başladım. Neyse ki o ağır kapıyı açan biri sayesinde hızlıca dışarı çıkabilmiştim. Adımı duyar gibiydim ama o kadar gücenmiştim ki umursamadım. Yürümeye devam ettim. Bir el, kolumu sıkıca kavradı.

"Nereye gittiğini sanıyorsun?"

Olduğum yerde dursam da Mert'e doğru dönmedim. Lüks gece kulübünün, ışıl ışıl duran otoparkındaki arabalara odaklandım. Mert, arkamı dönmeyeceğimi anladığında kolumdan beni kendine doğru çevirdi. Ona bakmayı reddederek başımı başka tarafa çevirdim.
"Eflal çocukluğun alemi yok."
Şaka mıydı? Bir de bana çocuk mu demişti?Bakışlarımı sertçe ona çevirdim. Kırgınlığımın yanına ufak ufak sinir de eklenirken "Seninde çocuk bakıcılığı yapmana gerek yok," dedim. "İşine dön."Sesimi kontrol edemediğim için biraz yüksek tonla bunu söylemiştim. Mert'in bıkmakla sinirlenmek arasında kalan soluk alışverişi, zerre kadar umurumda değildi. Kolumu canımın acıyacağını bile bile sertçe elinden kurtardım. Soğuğu bile hissetmeyecek kadar sinirden tutuştuğumu hissediyordum.
"Eflal neden işleri bu kadar zorlaştırıyorsun?"
Kaşlarım olabildiğince çatılırken "Ben mi?" diye sordum kendimi işaret ederek. "Alt tarafı birkaç saat, yanına geldik. Saat geç olmasa ya da soğuk olmasa inan bana onu da yapmazdık. Bu fikri önerdiğim aklıma sıçasalar!"
"Doğru konuş."
"Seni rahatsız etmek gibi bir derdimiz yok. İşine karışmak gibi hiç derdimiz yok. Sadece bu saatte nereye gideceğimizi bilemedim ve en güvendiğim insanın yanına gelmeyi tercih ettim. Hepsi bu."
Sözlerimi Mert'in yüzüne tokat gibi çarpmam, belli ki soğuk duş etkisi yarattı. İrkildi. Sanırım ne yaptığının farkında vardı. Çünkü gözlerindeki o hafif bunalmış, çokça sinirlenmiş ifade bir anda silindi. "Haklısın. Durumu biraz abarttım. Sadece patronların bana karşı olan iyi niyetini suiistimal etmek istemiyorum Eflal."
"Kimsenin arkadaşı, ailesi, sevgilisi ne bileyim tanıdığı biri gelmiyor mu buraya?"
Mert bilmiyorum der gibi omuz silkti. "Dikkatimi çekmedi. Ben genelde bar kısmında olduğum için, arkada ne işler döndüğünü sadece ufak molalarda görebiliyorum."
"Mert."
Tok bir erkek sesiyle ikimizin de dikkati kapının önüne kaydı. Mert anında hazır ola geçti. Birkaç kez gördüğüm sarışın adam, tüm karizmasıyla karşımızdaydı. Geniş omuzlarına oturan, pahalı olduğunu tahmin ettiğim lacivert takım elbisesi, jilet gibi üzerine oturmuştu. Saçları havalı bir şekilde yana taranmıştı. Tüm dikkatler onun üzerindeydi. Onunki ise bizim. "Buyurun Cem Bey," diyerek ona doğru koşmaya başladı.
"Bu soğukta dışarıda ne yapıyorsunuz?"
Sesimiz ona kadar gitmiş olamazdı. Mert haklıydı sanırım. Biri anında bizi ispiyonlamasa, bu adamın burada ne işi vardı? "Efendim arkadaşlarım ufak bir nedenden dolayı-"
Elini susması için havaya kaldıran adam "Biliyorum," demekle yetindi. "Arkadaşınız her şeyi anlattı." Hangi arkadaşımız diye düşünürken, Doğu keyifli bir tavırla sırıtmaya başladı. Ah Doğu! Ne karıştırdın sen?
"Neden misafirlerini dinlenme odasına götürmüyorsun? Aranızdaki sorun neyse sıcak bir ortamda, daha kolay çözülür sanki."
Sesi öyle profesyoneldi ki... "Teşekkür ederim efendim." Mert bana kısa bir bakış attı. Bu peşimden gel demekti. O ilerlerken bende ardından ilerledim. Cem Bey'in yanına geldiğimizde Mert bana Doğu'nun yanına geçmemi işaret etti. Belli ki özel bir şey konuşacaktı. Başına iş açıp açmadığımı merak ettiğim için adımlarımı normalden daha yavaş atarak yürümeye devam ettim.
"Efendim, ziyaretçi kabul edilmediğini biliyorum."
"Bu senin için geçerli değil."
Kısa bir an sessizlik oldu. Arkaya dönüp bakmamak için kendimi zor tuttum. "Demir, arkadaşlarının her zaman gelebileceğini söylememi istedi. Tek bir şartı var, işini aksatmayacaksın." Okulun ilk günü çarptığım adamı hatırlayınca tüylerim diken diken oldu. O kadar korkutucu birinin kötü olması gerekmez miydi?
"Asla efendim. Çok teşekkür ederim."
"Arkadaşlarını dinlenme odasına yerleştir. İşinin başına dön."
"Emredersiniz Cem Bey."
Konuşmanın biteceğini anladığım an adımlarımı hızlandırdım. Doğu'nun yanına ulaştığımda gözleri muzip bir şekilde parladı. "Ne konuştular?" Dinlemek için oyalandığımın o da farkındaydı.
"Asıl sen ne konuştun bu adamlarla?"
"Bende onu merak ediyorum."
Mert'in ne zaman arkama geldiğini anlamamıştım. "Patronlarımla konuşacak cesareti nereden buldun?" Doğu umursamaz bir tavırla omuz silkti. "Kardeşliğimizden." Kaşlarım çatıldı. Bunun kardeşliğimizle ne alakası vardı? "Çok sıkıldım sizin kavgalarınızdan. Evdekiler bir dert. Onları barıştırmak için uğraşırken siz bambaşka dert olarak karşıma çıkıyorsunuz. Gerçekten bu durum kabak tadı vermeye başladı." Doğu bizi çocuk gibi azarlarken ikimizde birbirimize baktık. Haklıydı. Sinirlerimiz öyle gergindi ki en ufak bir olayı çok büyütüyorduk. Yaşadıklarımızdan dolayı tahammül sınırlarımız mı azalmıştı acaba?
"İyi ki de gidip konuştum. Pişman değilim sayın hakim. Yine olsa yine yaparım. Sizde bir an önce kendinizi toparlasanız iyi olur. Çünkü her zaman aranızdaki sorunları halletmek için yanınızda olmayacağım."
* *

ANA DİLİM AŞK 1-2 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin