kedi

2.1K 87 47
                                    

hiçbir bölümü bunun kadar sarhoş yazdığımı hatırlamıyorum ama şimdiden uyarayım, son sızan fotoğrafların üzerine içip içip(e tabi ki) yazdığım öylesine bir bölümdü. özlediniz mi? acık yorun istiyim mi o zaman? 

-

Sabah saat dokuz, hüzünlü olmak için çok erken bir saatti. Hiç başlamayan bir şeyin bitmesine karar vereli, yaklaşık on iki saat olacaktı ve ben hala alışabilmiş değildim. Hiç başlamaması gerektiğini beynime kodlamış olsam da, sabah saat dokuzda ağlayarak uyanmamı engelleyemeyen kırıklarım vardı. Harry gibi. 

Gözlerimi sımsıkı yumup, göğsümden tırmanan hıçkırığın bir damla yaş ile serbest kalmasına izin verdim. Unutmayı asla istemediğim ama düşünmenin beni felakete sürüklediği anılarımdan biri beynime üşüştü.

*

"Catherine..." 

Harry'nin fısıltısını duyduğumda, çıplak bacaklarımı gıdıklayan soğuk havaya alışmak için montuma biraz daha sıkı sarıldım. Bir şey söylemek istediğinden bile emin değildim. O, Harry'di sonuçta.

"Cat?"

Kafamı ona çevirdiğimde, yüzümün önüne uçuşan saçlarımdan görebildiğim kadarıyla bana bakıyordu. Sol elini kaldırıp yüzümü kapatan saçlarımı kulağımın arkasına topladığında, ona bakmaya utanıp başımı eğdim. Ne durumda olduğumuzu biliyordum, birbirimize karşı koyamadığımızı da biliyordum. Birkaç kez seviştik diye adını seks arkadaşlığı koyamazdık, birbirimize karşı hissettiğimiz bir şeyler vardı. Ben onun parıltılı dünyasına girmekten korkuyordum, o da beni o dünyaya tanıtmaktan, hepsi buydu. Ötesi yoktu.

"Biliyor musun, gerçekten kediye benziyorsun?"

"Aptal." diye kıkırdadım eli yüzümden düşüp, mini elbisemin açıkta bıraktığı iç bacağımı gıdıklarken. 

"Küfür gibi olacak belki ama, ikimiz de kediye benziyoruz."

"Ne yaptığımızı biliyorum Harry." diye soluklandım bacağımla oynayan eline bakarak. Birazdan evinin bahçesinde, çimlerin üzerinde sevişsek de bunu yadırgamazdık. 

"Canımız isteyince geliyoruz, neye açsak birbirimizin ihtiyacını karşılayıp dünyamıza geri dönüyoruz, değil mi?"

"Tam olarak öyle olduğunu düşünmüyorum ben." 

Kaşlarımı çatıp kafamı kaldırdım.

"Neymiş peki?"

"Kendin söylemez miydin kedilerin bencil görünseler de çoğu insandan daha sadık olduklarını?"

Gülmeden edemedim.

"Doğru, garip hayvanlar."

"Çok mu yoruyorum seni?" diye sordu umutsuzca. Sesi, bıçak gibi içime saplandığında, susamadım.

"Ben de aynı şeyi soracaktım." 

Oturduğumuz şezlonga yatıp, başını çıplak dizlerime yasladı. Çaresiz olduğunu biliyordum. Dağınık saçları bacaklarımı okşarken, elimi kafasının üzerine koydum.

"İyi olacağız, değil mi?" diye sordum göz pınarımda biriken sıvıyı akıtmamaya çalışarak.

"Yanıma geleceksin değil mi? Benimle uyuyacaksın, değil mi?"

Üzerindeki incecik cekete biraz daha sarınıp, bacağımın üzerine bir öpücük kondurdu. 

"İyi olacağız."

harry styles one shotsWhere stories live. Discover now