Multi için bestim Tuba Adanalı'ya çook teşekkür ederim.
Çığlıklarımız havaya karışırken Batu hiç birimize aldırmadan Alper'e bağırıp vurmaya devam ediyordu.
" Lan sen kimin elini tuttuğunu sanıyorsun! " bir yumruk daha. Ve bir sürü çığlık.
" Kime sarılıyorsun lan sen! " ve bir yumruk daha olacaktı ki Deniz ve Ali Batu' yu ayırdı. Batu geri çekilince Selin koşarak Alper'in yanına gitti ve dizlerinin üstüne çöküp Alper'in kanayan yerlerine bakmaya başladı, çoktan ağlamaya başlamıştı zaten. Bende Beren'in yanına gittim ve ağlamaktan kızarmış gözlerini silip sarıldım. Her ne kadar gıcık olsam da şuan da kötü görünüyordu.
Selin'in gözleri bizi bulduğunda sinirle Alper'in yanından kalktı ve yanımıza doğru gelmeye başladı. Deniz, Ali ve Toprak Batu'yu sakinleştirmek için eve doğru götürüyorlardı. Ama yine de Batu aldırmadan bağırmaya ve etrafına saldırmaya devam ediyordu.
" Hepsi, " dedi ve bağırarak ittirdi Selin Beren'i. Beren bir an dengesini kaybetti ama ayakta durmayı başardı. " Hepsi senin yüzünden! " diye bağırdı ve tekrar Beren'i ittirdi. Beren bu sefer ağlayarak ormanlık tarafa koştu. Selin' e kısa bir anlığına baktım ve Beren'in peşinden koşmaya başladım. Bugün son anda topuklulardan vazgeçtiğim için kendimi tebrik ettim.
O kadar hızlı koşmuştu ki ona yetişememiştim.
"Beren! " diye bağırmıştım. aynı zamanda da etrafıma bakınıyordum.
" Beren! " tekrardan bağırdım. Yeniden bağıracaktım ki Batu'nun ağaç evine giden yolu görünce duraksadım. Hızlı bir şekilde koşup ağaç evine ulaştım. Hıçkırık seslerinden tahminimin doğru olduğunu anladım. Ağaç eve çıkan merdivenleri çıktım ve Beren'in yanına ulaştım. Ağlamaktan şişen gözlerini bana çevirdiğinde daha çok ağlamaya başladı. Dizlerimin üstüne oturup ona sarıldım. Geri ittirip yüzüne düşen saçlarını kulağının arkasına ittirdim. Gözlerini baş parmağımla sildim.
" Neden bu kadar sinirlendiği anlamıyorum ki. Ben yanlış bir şey yapmadım ki Kumsal abla. Birde suçu bende buluyorlar. " dedi ve ağlamaya devam etti.
" Şşşş, hadi gel Batu daha fazla sinirlenmeden dönelim. Sakinleşsin konuşuruz. " konuşuruz dedim ve ayağı kalktım.
Eda Alataş'tan...
Her şey çok hızlı gelişmişti. Bizim arka bahçeye çıkışımız, Alper ve Beren'i çok samimi bir şekilde görmemiz, Batu'nun Alper'i yumruklaması, Beren'in koşarak uzaklaşması ve Kumsal'ın da onun peşinden gitmesi. Toprak Alper'i alıp sahile gitmişti. Biraz sakinleşmesi gerekiyordu. Diğerleri de Batu'yu sakinleştirmeye çalışıyordu.
Bana doğru gelen Ömer'i fark etmem pek de uzun sürmemişti.
" Mutfağa gitmiştim, telefonun çalmaya başladığında getireyim dedim. Önemli sanırım, annen aramış. " dedi elindeki telefonu bana uzatarak.
" Teşekkürler, hemen dönerim." dedim ve bahçeye çıktım.
" Efendim anne? "
" Eda, neden telefona bakmıyorsun? " ses tonundan endişelendiği belliydi.
" Bahçede oturuyorduk, " aman ne oturma ama " çantam içerde kalmış, o yüzden duymamışım. bir sorun mu var? "
" H-hayır, sen açmayınca endişelendim sadece."
" Ben iyiyim anne, endişelenme. " derken sesimi neşeli tutmaya çalışmıştım.
" Peki, kendine dikkat et kızım, iyi eğlenceler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMSALIN DENİZİ
Teen Fiction" Seviyorum kızım seni. Deliler gibi seviyorum. Kimsenin sevemeyeceği kadar seviyorum seni. Kıskanıyorum lan seni. " dedi anlını anlıma yaslarken. Konuşmaya devam etti. " Kendimden bile kıskanırken o piçe o kadar yakın olmana dayanamıyorum ! " dedi...
