-5-

6.4K 669 71
                                    


Mini pikniğin ardından Pelin'i evine bırakıyor ve kendi evime geçiyorum. İçeri girdiğimde Cemre'yi beni bekler bir vaziyette buluyorum. Yüzünde şaşkınlık, merak ve hafif kızgınlık dolu bir ifade var. Yanına oturduğum sırada gözlerini kısarak konuşmaya başlıyor.

"Bana haber vermeden nereye gittin?"

Çok alıngan olduğu zamanlarda, belli kadın dönemleri işte, kendini fazlasıyla belli eder Cemre. Şimdi de o günlerden biri olduğunu anladığımdan kızı kolumun altına alıp saçlarını okşuyorum.

"Pelin'den özür diledim, önyargılı davrandığım için..."

Ben devam etmeden evvel kafasını kaldırıp büyümüş gözleriyle birlikte suratıma bakıyor. "Can, o senin ne düşündüğünü nereden bilsin? Niye bunun için özür diliyorsun!"

"Kendimi kötü hissettim." diyorum omzumu silkerek. "O da önemli olmadığını söyledi ama bilmiyorum..." Tekrarlıyorum hareketimi. "Sanki bu başına hep geliyormuş gibiydi. Ben de geçiştirmesini istemedim. Bu yüzden telafi edebileceğimi söyledi."

"Ve?"

Siniri geçiyor, merakı artıyor beklerken. Birazcık bekletsem bağırmaya başlayacağından eminim.

"Bisikletle onu gezdirmemi istedi, ben de yaptım."

Cemre ağzı açık bir şekilde beni izledikten sonra gözlerini ovmaya başlıyor. "Şaka?"

"Hayır Cemre."

"Sen, şimdi bir kızla, dışarı çıktın öyle mi? Sabahın köründe?"

Başımı sallayarak onay veriyorum.

"Oha!"

"Cemre, bu tip kelimeleri kullanmak gerçekten bir kıza yakış-"

"Çüş Cancağızım!" Ayağa kalkıp odada tur atmaya başlıyor. "Bu Pelin denen kızla, acilen tanışmam gerek!"

Ona cevap vermiyor, kollarımı göğsümde birleştirerek konuşmasına çekidüzen vermesi için bekliyorum. Bir süre odanın içinde dolandıktan sonra beklediğimi fark ediyor.

"Cancağızım, şimdi bunun sırası mı Allah aşkına?"

Cevap vermiyorum.

"Tamam, ağzımdan çıkanı kulağımın duymasını sağlayacağım. Bir kıza yakışmayan kelimeler kullandığım için özür dilerim ağabeyciğim, şimdi bana Pelin'i anlatır mısın?"

Haline gülmemek için kendimi zor tutuyor ve tekrar yanıma oturup da sorularını sıralamaya başladığında hepsine tek tek cevap veriyorum.

Cemre'nin başına bir şey gelecek olsa eminim ki meraktan olur. Öyle şeyleri merak ediyor ki bazen, onu anlamak şöyle dursun cevap vermekte bile zorlanıyorum. Mesela Pelin'in burcu, konuşurken gözlerime bakıp bakmadığı, elleriyle sürekli oynayıp oynamadığı, sürekli telefonuyla meşgul olup olmadığı gibi. Bunlara neden dikkat etmem gerekiyor? Yahut bunları bilmek Cemre'nin ne işine yarayabilir?

Neyse ki böyle anlarda onu anlamaya çalışmaktan vazgeçeli yaklaşık 7 yıl oluyor. Bu kararı erken almak hayatımı değiştirdi şüphesiz.

Soruları bittikten sonra ikimiz için atıştırmalık bir şeyler hazırlıyor ve ardından şöyle diyor kız. "Bugün Pelin'i eve çağırsana..."

Başta ne dediğini algılamakta zorlanıyorum. Sonra farkında olmadan konuşuyorum. "Saçmalama Cemre!"

Sesimin yükselmesi beni de şaşırtıyor ama Cemre aldırmıyor.

"Benimle tanıştırmak için Cancağızım, lütfen..."

Dudaklarını büküp kendini acındırmaya çalışıyor, numara yaptığını biliyorum ama Cemre'nin bu haline bakmayı sevmiyorum. Gözleri hemen dolabiliyor ve birazcık zorlasam, numara için bile olsa ağlayacağından eminim.

RengârenkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin