~~KAPI~~

44 3 2
                                        

Sabah erkenden kalkıp okula gitmek için hazırlandım. Tam odanın kapısına yöneliyordum ki Ece içeriye dalınca olduğum yerde durakladım.

"Az bi yavaş" dedim kendimi tutamayıp.

"Hazırsan hemen çıkalım çünkü Selim Hoca aradı hemen gelin dedi. Neden böyle dedi hiç bir fikrim yok ama hemen çıkalım çünkü Selim Hoca boşu boşuna aramaz." Diye arka arkaya sıraladı kelimeleri.

Bende tamam dedim ve çıktık. Bu kez kapıya ve kafama dikkat ederek çıktım dışarıya. Ve çıktığım gibi şoka uğradım. Çünkü yan taraftaki kiralık ev tutulmuş, eşya taşınıyordu. Acaba o kadar parayı verecek olan bulaşık kafalı kimdi? Ece'ye döndüğümde bana hızlı ol işareti yapıyordu. O bulaşık kafalıyı düşünmeyi bırakıp Ece'nin arabasına doğru yol aldım.

Bu gün şoklar günü felan olmalıydı, çünkü Ece cidden arabayı hızlı kullanıyordu. Tosbağa gibi giden Ece bu gün mükemmel bir hızla bizi okula yetiştirdi. Okula girip Selim Hoca'nın yanına koşmaya başladık. Odasının kapısını çalıp tabiri caizse içeriye daldık. Tabi o hızla girip durmaya çalışıncada ortaya komik bi görüntü çıktı. Selim Hoca bizim bu halimize gülüp

"Gelin kızlar" dedi.

Masasının yanına yaklaşıp durduk.

"Oturun kızlar oturun" dedi. Bu adamda birşey vardı. Çünkü normalde bu kadar iyi davranmazdı çok ciddi davranırdı,kesin bişey istiyecek diye geçirdim içimden ve beni yanıltmadan

"Kızlar sizden birşey isteyeceğim" dedi. Al işte.

"Tabi hocam buyrun" dedik ikimizde aynı anda, ama muhtemelen Ece'de benimle aynı şeyleri düşünüyordu.

"Kızlar sizden bir kişinin bir aylık yaşamını kaleme almanızı isteyeceğim. Nasıl besleniyor, spor yapıyormu gibi. Şimdi kurallara gelirsek. Kişiyi tanımıyor olmanız benim için önemli, çünkü daha önceki öğrencilerim tanıdıkları kişiyi kaleme aldılar ve araya kişinin yapmadığı şeyleri sıkıştırmışlar malesef. Yanına doktor olarak gideceksiniz. Kendinizi tanıtıcaksınız ve eğer kişi sağlıklı beslenmiyorsa onu sağlıklı beslenmeye alıştıracaksınız. Ve her günün sonunda günü not edeceksiniz. Kişinin karşı cinsten olmasıda önemli bir ayrıntı çünkü hemcinslerinizin sözünüzü dinleyeceğini sanmıyorum. İki gün için size süre veriyorum iki günde kişiyi bulun iknaa edin ve başlayın.Anlaşıldımı?"

Diye sorunca kafalarımızı salladık. Ve devam etti.

"Sormak istediğiniz bir şey varmı?"

kafamızı hayır anlamında salladık.

"Çıkabılırsınız."

Odadan çıkınca ikimizde konuşmaya başladık.

"İki gün nedir ya hadi bulduk diyelim ne diyip iknaa edeceğiz. Off"

deyip anlını sıvazladı Ece. Bunu sadece strese girdiği zamanlarda yapardı.

"Hayır benim anlamadığım nokta, kimi bulacağız ve nerden bulacağız?"

"Bilmiyorum." dedi Ece ve okulun bahçesine doğru yol aldık.

Yiyecek birkaç birşeyler alıp her zaman gittiğimiz fazla kişinin bilmediği tenha yeşilliğin olduğu bölgeye oturup yemek yemeye başladık.

İkimizin kafasındada aynı soru vardı. Kimi bulabilirdik?

Bu ders çok önemliydi ve benim kalmaya hiç niyetim yoktu. İkimizde sessizdik. Ve ben bu sessizliği bozarak ortamı yumuşatmak için

"Acaba yoldan geçen birini durdurup söylesekmi?" dedim gülerek. O da güldü.

"Olabilir aslında." diyerek dalga geçti.

Birden ayaklanmasıyla benim saçmalama demem eş zamanlıydı.

"Üff gerizekalı, derse geç kaldık kalk"

dediğinde içim rahatladı.

"Tamam tamam"

Deyip derse girdik.

Günün sonunda tekrar Ece'nin arabasına bindik ve tosbağa gibi ilerlemeye başladık.

"Senden sabahki performansını beklerdim Ece" diye homurdandım.

Beni takmayıp sağ şeritten yavaş yavaş ilerlemeye devam etti. Yarım saatte bitecek olan yol bize tam olarak bir saat yirmi dakikaya mal oluyordu. Ve bu beni tam anlamıyla deli ediyordu.

"Durdur arabayı Ece" diye bağırdığımda panikleyip noldu diye sordu.

"Ben süreceğim."

"Gerizekalı."

Deyip yoluna yavaş yavaş kaldığı yerden devam etti.

Sonunda evin önüne geldiğimizde arabadan kendimi atıp yeri öptüm. Bunu ne zaman Ece'nin arabasına binsem yapardım. Gözlerini devirip kapıya doğru ilerledi. Sonra tekrar bana dönüp kaş göz işareti yapti.

"Ne?" diye sorduğumda kaşından ve kafasından vazgeçip arkaya doğru kafası ve kaşıyla işaret verdi.

Arkasına baktığımda kaskını bana veren adam vardı. Ve bana gülüyordu. Çünkü iki elim yerde saçmasapan tipimle onla gözgöze geldim. Aman ne güzel. Yerden kalkıp Ece'ye bakıp kapıya doğru yol aldım. Seri adımlar atıyordum çünkü yeterince rezil olmuştum. Kapının önüne dizilmiş taşlardan birisi biraz çıkıntılıydı. Ve ben o taşı gördüğüm halde ayağımın takılmasına engel olamadım ve yere kapaklandım. Mükemmel bi gün, gerçekten.

Kaskını bana veren adamdan bi kahkaha yükseldi.

Okuduğum kitaplarda ve izlediğim filmlerde böyle olmuyordu, kız tam düşecekken adam kızı tutuyordu ve kıza gülümsüyordu sonrada kız utanıp evine kaçıyordu. Ama biz gerçek hayattaydık ve ciddi anlamda bunu bana hatırlatmıştı.

Ellerim düşme hızımla zedelenmiş olmalıydı ki acısını hissedebiliyordum. Siyah dar paçamın dizleri tozlanmıştı. Ayağa kalkıp dizlerimi çırptım ve o adama sert bir ifadeyle baktım. Yüzündeki gülümseme yavaşça silindi. Homurdanarak yanından geçtim, evin kapısını açtım ve kafamı tekrar çarptım. Allah'tan bu kez çok sert açmamıştım ki bayılma tehlikem olmadı. Kafamı tutarak Ece'ye döndüm ve

" Bunlar hep senin yüzünden oluyor." Deyip içeri girdim ve kapıyı yüzüne kapattım.

"Aç şu kapıyı Ayça " diye sertçe bağırdı ve benden karşılık olarak

"Seni duyamıyoruuum" cümlesini aldı.

"İyi, acmazsan açma bende Kamer'e senin rezilliklerini anlatırım." dedi.

"Kamer kim?" diye düşünmeden sordum.

"Kahramanın." diye dalga geçti. Keşke düşünseydim. Muhtemelen Kamer Ece'nin yanındaydı ve Ece beni duyduysa Kamerinde duyma ihtimali olasıydı.

Kapıyı yavaşça açtım, kafamı uzattım ve o müthiş cümleyi söyledim.
"Açtım."

sanki görmüyorlar.

"Görebiliyoruz.". Dedi Ece. Haklıydı.

"İyi be" diyip içeri girdim oda arkamdan gülüp iyi akşamlar dedi. Odama girdim ve üzerimdekileri çıkarıp bir duş almayı planlıyordum. Eğer Ece içeri girmeseydi.

"Akşama misafirlerimiz var kalk hazırlık yapacağız." Dedi.

"Zaten ayaktayım Ece ne kalk?"

"İşte kımılda anlamında dedim."

"Ne için?"

"Söyledimya misafir geliyor."

"Yine kimi davet ettin Ece?"

"Kamerleri." deyip gülümsedi.

"Ne?" diye çığlık atmamla odadan kaçması bir oldu.

kapıTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang